"EĞLENCE SEKTÖRÜ BİTTİ, SİNEMA ÇARKI DURAKSADI”
Son yıllarda çektiği kliplerle adını duyuran ve son projesiyle Serdar Ortaç'ın ilk fantastik klip çekimini gerçekleştirerek ön plana çıkan genç yönetmen Efe Cansoy, "Her şeyden önce eğlence sektörü bitti, sinema çarkı duraksadı” ifadelerini kullanarak tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını sürecinde sektörel anlamda yaşanan değişiklikleri anlattı.
-Kısa bir sürede dünyayı hızlıca etkisi altına alan ve yaşantımızda birçok olumsuz etkileri beraberinde getiren bir salgın döneminden geçmekteyiz. Her alan gibi sinema sektörü de bu süreçten etkilenmektedir. Bu anlamda sektörünüzün ne gibi değişiklikler yaşadığından bahseder misiniz?
Efe CANSOY: Her şeyden önce eğlence sektörü bitti, ekonomi çarkı durdu. Virüsten dolayı çokça can kaybı yaşamaktayız, vaka sayılarında da tatmin edici bir şekilde azalma görülmemekte. Öncelikle psikolojik olarak zorlu bir süreçten geçiyoruz ve bu ciddi sarsılmalara sebep olmakta. Bu nedenlerden dolayı gerekli olduğu gibi birçok kısıtlamayla karşı karşıya kaldık. Bu şekilde yeni projeler alamadığımız gibi elimizde hazır bir şekilde bulunan projelerimizi de ertelemek zorunda kaldık. Bununla birlikte mecburen evlerimizden çekimler yapmaya başladık. Bize ulaşan sanatçı arkadaşlarımıza kendilerini telefon kamerasıyla birkaç açıdan çekerek görüntü alıp şarkılarını söylemelerini istedik. Mail yoluyla atılan görüntülerin kurgusunu yaparak amatör ve akustik dediğimiz video halinde bunları yayınladık. Çok amatör işler oldu evet ama bu insanlar tarafından kabul görmek zorundaydı. Sonuç olarak bunlar çaresizlikten yapılan işlerdi. Bunlara aslında proje demekte doğru değil. Pandeminin bize yansımasıydı bunlar. Güzeldi, eğlenceliydi fakat şimdi öyle bir durum yok. Artık çıkıp izinlerimizi alabildiğimiz takdirde çekimlerimizi yapabiliyoruz. Dolayısıyla sektör anlamında baktığımızda salgının hiçbir olumlu yanı yok. Benim de işerim ertelendi, çekimlerimi yapamadım. Fakat yönetmen olarak kendi açımdan baktığımda işlerimin ertelenmesine ve maddi anlamda sıkıntılar yaşamama rağmen yapmam gereken ve rafa kaldırdığım şeyleri yaparak projelerimi gözden geçirme fırsatı buldum. Planlamasını uzun zamandır yaptığım ve yoğunluktan dolayı üzerinde duramadığım bir senaryom vardı. Hep birlikte evlere kapandığımız zamanda senaryomun fragmanını hazırladım. Bu şekilde pandeminin olumsuz yanını olumluya çevirebildiğimi düşünüyorum.
"İşi olmayanı sete almıyoruz”
-Kısıtlamaların azaldığı bu sıralarda hemen hemen her alanda gerçekleştirilen işlerde birtakım tedbirler alınmakta. Bu noktada sizin çekimleriniz nasıl gerçekleşiyor, çekim esnasında ve öncesinde ne gibi önlemler alıyorsunuz?
Efe CANSOY: Evinden çıkan herkes gibi bizler de işimizi yaparken tedirgin oluyoruz. Her ne kadar keyifli çekimler gerçekleştirsek bile endişe edebiliyoruz. Öncelikle yasaklardan dolayı hafta sonları dışarı çıkılmadığı için çekimleri hafta içi yapmaya özen gösteriyoruz yine de bu sefer de saat problemimiz oluyor. Hafta içi işlerimizi yetiştiremediğimiz zamanlarda özel izinler almamız gerekiyor ve bu izinler için biraz zaman harcıyoruz. Herkes gibi bizler de kontrollerimizi yaptırarak yaşamımızı sürdürüyoruz. Kişisel olarak gerekli tedbirleri almakla birlikte set sırasında maske ve mesafe kurallarına oldukça dikkat etmeye çalışıyoruz. Pandemi öncesinde elli kişilik ekip kurarken şu anda sayıyı daha da azaltıyor, ekiplerimizi küçültüyoruz. Artık mümkün mertebe sahada işi olan insanlarla çalışıyoruz ve açıkçası işi olmayanı sete almıyoruz.
-Çekimler sırasında sanatçıların tedirginlikleri oluyor mu?
Efe CANSOY: Tabii ki de oluyor. Benim birlikte çalıştığım sanatçılar genellikle benimle daha önceden de farklı projelerde yer almış kişiler oluyor. Beni ve benimle çalışan ekibi de tanıdıklarından dolayı bu endişeyi kısa sürede ortadan kaldırabiliyoruz. Fakat yeni bir yapımcıyla çalıştığımız zaman bazı endişeler yaşanabiliyor. Özellikle maske ve mesafe kurallarına uyum noktasında bir tedirginlik olabiliyor ki bu da çok normal, sonuçta herkes endişeli bir halde.
"Dünyamda asla değişiklik olmaz”
-Bu süreçte aldığınız önlemlerin yanı sıra çekim yaptığınız mekânlarda herhangi bir değişikliğe gittiniz mi kapalı alanları tercih etmemek gibi bir durum söz konusu oldu mu?
Efe CANSOY: Hayır böyle bir durum hiç olmadı. Mekânla ilgili bir problemimiz yok. Kapalı bir mekânda çekim yapmam gerekiyorsa yaratacağım dünyayı salgın sebebiyle asla değiştirmiyorum. Sadece en fazla ekibim küçülür, set çalışanlarının sayısı değişir. Onun dışında dünyamda asla değişiklik olmaz, kapalı alansa kapalı alanda çekerim, açık alansa açık alanda çekerim.
-Sizce bu sürecin sinema sektöründe içerik üretme açısından izleri kalır mı? Yaşanan bu zorluklar dizi, film ve kliplerde kendine yer bulur mu?
Efe CANSOY: Zaten post apokaliptik dediğimiz bir dünyadan geçiyoruz, distopik dünya üzerine benim çok fazla ilgim var. Dolayısıyla pandemiden önce de post apokaliptik dediğimiz, maskeli karakterlerin olduğu birkaç projem vardı ve pandemiden iki ay önce böyle bir klip çekmiştim. Sonrasında da bu sürece girdik. Yaşanan bu sürece de sinemada post apokaliptik ismi verilmektedir. Bir bakıma kıyamet sonrası yaşam olarak nitelendirilmektedir. Covid-19 bu kurguya uygun bir olay olarak sinemalarda yerini alacaktır diye düşünüyorum. Bundan önce de İspanyol gribi, veba, kızamık gibi bulaşıcı hastalıklar yaşanmıştı, bu hastalıklar nasıl ki ekranlarda yer bulduysa bu salgın da aynı şekilde yerini alacaktır.
-İzleyiciler karantina zamanlarında dijital ortamlarda içerik seyretmeye alışmış bir duruma gelmekte. Bu durum salgın sonrasında da sizce devamlılık gösterir mi?
Efe CANSOY: İnsanların çoğu ya da çoğu firma artık sanırım evlerden online bir şekilde çalışacak. Artık zaten yeni bir dünyada yaşıyoruz, dünya tamamen değişti, yeni bir çağdayız. Netflix, BluTV gibi mecralar daha da büyüyecek. Ben de süreç sonrası herhangi bir değişiklik olacağını sanmıyorum. Çoğu insan artık evlerinden iş yapıyor. Derslerin bile internet üzerinden bir şekilde verilebildiğini gördü insanlar. Bu rahatlığın getirisi olarak dijitalden izlenen işler ve içerikler daha da artacak. Aynı şekilde benim de bu yönde projelerim var.