ODTÜ: Hangi oyunun uzantısı?

"ODTÜ hep direndi."
Bu başlığı atmış Can Dündar Milliyet'teki yazısına. Ardından 12 Mart muhtırasının geldiği 1971 olaylarını anlatmış. İşgali, Deniz Gezmiş'lerin saklanışını, ölümleri, rektör Erdal İnönü'nün aciz kalışını vs.
Şöyle iki paragraf var yazıda:
"Asıl ilginç belge yıllar sonra Dev-Genç ana dava dosyasından çıktı.
MİT Müsteşarı Nurettin Ersin, askeri savcılığa gönderdiği bir yazıda 'ODTÜ öğrencisi Eyüp Temeltaş, teşkilatımızın istifade ettiği bir kimsedir' diyor, takibat dışı bırakılmasını istiyordu.
Temeltaş, o işgalde jandarmaya ateş açtığı iddiasıyla tutuklanan öğrencilerden biriydi.
MİT'in yazısından 2 gün sonra salıverildi." (Milliyet, 24 Aralık 2012)
Ne demeli?
Demek ODTÜ'nün "kahramanlığı" içinde böyle "2 gün sonra askeri muhtıraya zemin hazırlamak" gibi bir yan var. Tıpkı 12 Eylül öncesinde "şartları hazırlamak için yapılanlar" gibi.
Türkiye hâlâ Başbakan'ın evinin, ofisinin dinlenebildiği bir ülke.
Türkiye hâlâ Başbakan'ın "Derin devlet bir ölçüde varlığını sürdürüyor" dediği bir ülke.
Türkiye, 2007-2008'lerde, yani AK Parti iktidarının beşinci altıncı yılında, Genelkurmay'da birilerinin "İktidarı devirmek için şartların var olup olmadığı"nı tartıştığı, internet andıçları düzenleyebildiği bir ülke.
ODTÜ 300-500 kişiden mi ibaret?
Acaba 2012 yılında uzaya uydu gönderme programında Başbakan'ı taşlarla protesto edecek bir grubun ODTÜ'yü mekan olarak seçmesi nasıl bir projenin parçasıdır?
Acaba bu grubun içinde de, mesela Eyüp Temeltaş rolünde birisi yok mudur?
ODTÜ'deki her öğrenci bir Yörük Efe imiş ya... Kılıçdaroğlu'na göre...
Acaba Eyüp Temeltaş da bir Yörük Efe mi idi?
ODTÜ'nün şu andaki öğrenci mevcudu 24 bin 500 kişi. Başbakan'ı protesto gösterisine katılanlar, bindirilmiş kıtalar da dahil kaç kişi idi? 300 mü 500 mü?
Peki nasıl oluyor da, bu 300-500 kişi, 24 bin 500 kişilik ODTÜ'nün tamamını temsil ederek bir kahramanlığa (!) imza atıyor?
Ve biz, ana muhalefet lideri dahil, bu zokayı yutmayı başarıyoruz?
Maalesef, 1968'lerden beri bu aptallığı içimize sindirdik biz kamuoyu olarak?
Ben hep işaret ediyorum: BDP-PPKK-KCK bütün Kürtler adına konuştuğunda... Bunlar Kürtler'in yüzde 25-30'undan oy alıyor. Geriye kalan yüzde 70 Kürt, Kürt sayılmıyor mu, diye...
O zokayı yutarız hep
Biz o zokayı da yutarız kamuoyu olarak hep.
Değil mi ki "iktidara muhalefet" noktasında ortak cepheye düşüyoruz, o zokayı yutmak bizi rahatsız etmez hiçbir zaman.
Kahramanmaraş'a doğru yürüyor birileri.
Kahramanmaraş'taki provokasyonu henüz çözebilmiş değiliz.
Sivas'takini de, Çorum'dakini de...
Darbeleri Araştırma Komisyonu Başkanı Nimet Baş, "Faili meçhullerin bulunması için kozmik odaya girmek gerekir" demiş. 2012'de hâlâ darbelerin hangi provokatif zeminde kotarıldığını çözebilmiş değiliz.
İşin içinde, biliyoruz ki sabah devrimciyi, öğleden sonra ülkücüyü vuran tabancanın aynı silah olduğu gerçeği var ama diyorum ya, zoka yutmaya bayılıyoruz, yeter ki iktidara karşı olmakta ortak cepheye düşelim.
Deniz Gezmiş'in, Hüseyin İnan'ın, Yusuf Aslan'ın idamına ağlıyoruz da, onların hangi provokatif düzenin oyuncusu haline getirildiğine kafa yormuyoruz.
ODTÜ'nün rektörü ve öğretim üyeleri... Ve onlara katılan İstanbul ayağı... Ah şu "kozmik oyun"a katılma heyecanı...
"ODTÜ'de Başbakan'a bir taş isabet etse kim kına yakardı" diye sormaktan kendimi alamıyorum, ey Yörük Ali Efe destancıları?


Yazarın Diğer Yazıları