Kuzey Irak Referandumu Ve Haklarımız

Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani, 25 Eylül 2017 tarihinde Kuzey Irak'ta bağımsızlık konusunda referandum düzenleyeceğini bütün dünyaya ilan etti.

Barzani, açıklamasında, "Referandum doğal hakkımızdır. Bu konu, Bağdat'la aramızdaki iç meseledir. İran ve Türkiye'yle hiçbir ilgisi yoktur. Bir ulusun kendi geleceğine karar vermek istemesi, demokrasi ve insan haklarına aykırı değildir. Bu referandumu için hiç kimsenin iznine ihtiyacımız da yoktur” dedi.

Buna İngiltere ve İran sert tepki gösterirken ABD referandumun henüz zamanı değil demekle yetindi.

Türkiye ise referandum yapılmasının vahim bir hata olacağının altını çizerek sert tepki gösterdi.

Milli Savunma Bakanı eski Genel Sekreteri Ümit Yalım, "Referandumla Bağımsız Devlet kurulursa Türkiye ve İran, İkinci İsrail Devleti ile komşu olacak.” demekte çok haklı.

İsrail'in referandumu açıkça desteklemesi bundandır.

ABD'li Koramiral Timoty Keatings,'in 2002'de "Saddam sonrası kuzeyde Kürt Devleti ortada Sünni Devleti ve güneyde Şii Devleti olmak üzere Irak'ı üçe böleceklerini” söylediğini de hatırlatmak isterim.

Yani plan adım adım uygulanıyor.

Türkiye, Irak ve İngiltere arasında 05 Haziran 1926 tarihli Ankara Antlaşması'nın 1. Maddesi ile Türkiye-Irak sınırı çizilmiş, Milletler Cemiyeti'nin 29 Ekim 1924 tarihli kararı ile (Brüksel Sınır Çizgisi) kesinleşmiştir.

Kuzey Irak'ta bağımsız bir devlet kurulması halinde 1926 Ankara Antlaşması ve Milletler Cemiyeti'nin 29 Ekim 1924 tarihli kararı ortadan kalkar.

Bu durumda "statüko ante”ye yani "antlaşma öncesi duruma” dönülür. Kuzey Irak, Musul ve Kerkük dahil hukuken yeniden Türkiye Cumhuriyeti'ne ait olur.

Aksi halde 1926 Ankara Antlaşması'nın taraflarına, ABD ve Birleşmiş Milletlere, referandum yapılması halinde mezkur antlaşmanın geçersiz hale geleceğini, dolayısı ile anlaşmadan önceki sınırların geçerli olacağını, bu hakkını elde etmek için gerekirse güç kullanmaktan çekinmeyeceğini diplomatik nota ile duyurulmalıdır.

24 saat içinde referandumdan vazgeçildiğine dair açıklama yapılmaması halinde hiç vakit kaybetmeden Kuzey Irak – Ceyhan boru hattı kapatılmalıdır.

Barzani'nin Türkiye'deki şirketlerine ve mal varlığına el konulmalıdır.

Türkiye, bu hukuki hakkını BM, ABD, İngiltere ve Irak ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ve dünya kamuoyuna iyi anlatmalı ve referanduma kesinlikle engel olmalıdır. Bütün bu tedbirler derhal alınmazsa referandumla oluşturulacak fiili durum Türkiye'yi çok zor durumlarda bırakabilir.


Yazarın Diğer Yazıları