Kutlu Doğum Ve Diyanet

2017 yılı itibariyle Âlemlere Rahmet Peygamberi (SAV)'nin dünyaya teşriflerinin 1446. Sene-i devriyesini yâd etmeye çalıştık.

1989 yılından bu tarafa geçen 28 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Peygamberimizin dünyaya gözlerini açması "KUTLU DOĞUM HAFTASI” olarak gündem oluşturmaktadır.

Diyanet İşleri Başkanlığının her konuda olduğu gibi, Peygamberimizin doğumunu her yıl halkın gündemine ışık tutacak şekilde belirlemesi ve buna göre programlar icra etmesi her türlü takdirin üzerindedir.

Bazen aklımdan, zamanımızın ehli keyf Müslümanlarının bu hârika programlara ne zaman dil uzatacakları geçiyordu. Nihayet bu sene o da oldu. Her işimiz bitmiş, içerde ve dışarıdaki vatan düşmanlarını bertaraf etmişiz ve tek gündemimiz Diyanet'in icrâ ettiği kutlu doğum programları olmuş.

Neymiş efendim? Bu bir FETÖ  oyunuymuş ve Diyanet bu oyuna gelmiş. Yok efendim neden Rebîülevvel ayının 12 si değil de 20 Nisan. Programlarda İslam ahlakına uymayan davranışlar sergileniyormuş. Hz. Peygamberi anmak bir haftaya sığmazmış. Kutlu doğum programları Kamerî aya göre, yani 12 Rebîülevvel olmalıymış…

Dikkat edilirse bu eleştirilerin hiçbirinde samimiyet yok. Sadece sûnî gündem oluşturmak ve Diyanetin itibarını sarsmak. Bazı aklı evveller zaten doğrudan Diyanet kaldırılsın diyorlar. Kaldırılsın ki, kendi hurafeleriyle ehli küfrün yok edemediği inancımızı onlar halletsinler.

Ortada ne konuşmak istediğimiz, ne de adının geçmesine tahammülümüzün olmadığı bir Fetö fitnesi var. Birileri bu fitneyi kendi lehine çevirmek için, onun üzerinden kişi ve kurumları karalama gayretkeşliği içersinde maalesef. Birileri de bu fitneden boşalan yeri doldurma çabasında. Ancak burada en büyük engel olarak Diyanet İşleri Başkanlığını gördüğü için orayı hedef seçiyor. Demek istiyor ki; ey vatandaş bu Diyanete güvenmeyin. Bunların icraatları hep Fetö projesidir. Daha da ileri gidip, biz Diyaneti uyarmıştık gibi gülünç ve sahte bilgelik taslayanları da gördük. Ancak bu tür ayak oyunlarına fırsat vermemek her samimi Müslüman'ın üzerine düşen bir borçtur.

Diyanet İşleri Başkanlığı kuruluşundan günümüze kadar daima yükselen bir değerler bütünlüğü içinde çalışmaktadır. Dini asli unsurlarından asla taviz vermemiştir. En doğru ne ise, hep onu yapmış ve yapmaya çalışmaktadır. Vatandaşın ibadetlerine rehberlik etmede, hac organizasyonlarında, ilim adamı yetiştirmede ve bilimsel çalışmalarda hep önde ve örnek olmuştur. Bu misyonunu da geliştirerek devam ettirecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Kutlu Doğum Haftası projesi de bu çalışmalarının bir parçası olan organizasyondur.

Kutlu Doğum Haftası programlarının Nisan ayının 20 sine gelecek şekilde icra edilmesi bize göre isabetlidir. Çünkü Hz. Peygamber (SAV) ittifakla 20 Nisan 569 veya 571 yılında dünyaya gözlerini açmıştır. Kamerî ay ise 12 Rebîülevveldir. Ancak kamerî aylar 354 gün olması hasebiyle Rebîülevvel de her sene 11 gün geri gelmektedir. Böylece gerçek doğum tarihi de değişmiş olmaktadır. Günlük hayatımızda kendimiz bile doğum günlerimizde kameri ayları hiç dikkate almayız. Bunu iddia edenler de öyledir. Nedense işe şeytan karışınca birilerinin dindarlığı tutuyor ve fitne çıkarma yarışına giriyor. Hem Diyanet İşleri Başkanlığı 12 Rebîülevvel ayını da kutladığı halde bakar kör olup yaygara koparıyorlar.

Başkanlık, yaptığı açıklamada 20 Nisan Kutlu Doğum Programlarının 12 Rebîülevvel'e alternatif olmadığını, tam tersine onu tamamlayıcı olduğunu bildirmesine rağmen körler ve sağırların işine gelmiyor. Ayrıca her yıl 11 gün geri gelmesi sebebi ile 12 Rebîülevvel yaz dönemlerine geldiğinde istenen verimlilikte programların yapılamayacağı açıktır. Vatandaş izindedir, köyüne gitmiştir. Tatildedir, katılamayacaktır. Yani herkesin kendine göre bir yaz mevsimi programı olacaktır. Şimdi yaygara koparanlar bu sefer de; neden bunu 20 Nisan'da yapmıyorlar diye bahane bulacaklardır. Bunun için en ideal olan zaman 20 Nisan'a gelen kutlamalardır.

Peygamberimizi hatırlamak için bir haftalık program yapıyorlar iddiası da tamamen yalandır, iftiradır. Çünkü Başkanlık yılın her döneminde Kur'ân ve sünneti anlamaya dönük programlar yapmaktadır. Bu yönüyle de her türlü takdirin üzerindedir. Mesela: Diyanet Radyo, Diyanet Kur'ân Radyo ve şimdi de Diyanet Kur'ân Radyoru hizmete sokmuştur. Bu çalışmalar, bugün Diyaneti eleştirenlerin hayal bile edemeyeceği işlerdir.

En önemli mesele ise, bunun bir FETÖ projesi olduğunu iddia ederek, Diyanetin bu işten vaz geçmesini istemektir. Bunu söyleyenler kesinlikle art niyetlidir. Ya kendileri Fetö'cüdür ve Diyanet'in kendi güdümlerinde olduğunu zımnen iddia ediyorlar, ya da Diyanet'i itibarsızlaştırıp kendi fırkalarını öne çıkarmak istiyorlardır. Diyanet asla bu oyuna gelmeyecektir.

Diyanet'e sataşanlar kim olursa olsun şunu çok iyi bilsinler: Diyanet İşleri Başkanlığı emin ellerdedir. Başkanından bütün birimlerindeki çalışanlarına kadar herkes işinin ehlidir.

Devâsâ bir kurumda münferit hatalar olabilir ve bunlar çabuk izale edilir. Kimse gölge etmesin.


Yazarın Diğer Yazıları