Grip bir hastalık değil, şefkatli ama ciddi bir müfettiştir

4 yıl Sağlık Meslek Lisesi, 3 yıl Sağlık Eğitim Enstitüsü olmak üzere 7 yıl sağlık eğitimi aldım.

Yıllardır nezle ve grip konusunu ve son zamanlarda yeni çalışılan bağışıklık sisteminin özel kuvvetleri/bordo berelileri T hücreleri ile birlikte düşünüyorum.

Virüsün her yıl yeni bir formla gelmesi, sürekli kendini değiştirmesi ve yenilemesi ve vücutta ortaya çıkan belirtiler, hastadan hastaya farklılıklar hep kafamı kurcaladı.

Bu grip ve nezle diğer hastalıklar gibi değil, bir fark var diye düşündüm hep.

Konya Talasemi Derneği'nin programı için Hacettepe Tıp Fakültesi'nden gelen 3 kuşak Profesör hocaları dinledim. Aslında onlar talasemi tedavisinde virüsün kullanımı üzerinde durdular ama ben cevabımı bulmuştum.

Virüs vücudun en uç noktalarına kadar ulaşabiliyor, dolaşabiliyor, nüfuz edebiliyordu.

Yıllardır kafamda soru işareti olan konu netleşti.

Virüslerin yol açtığı nezle ve grip hastalık değil, bizi teftiş için gelen şefkatli misafirler.

Vücudumuzun ihtiyacına dair verdiği sinyalleri alarak ziyarete gelen virüsler, akıl ve kalbini etkin kullanan, kendini bilen ve tanıyan insanların vücudunun en uç ve ince noktalarını teftiş edip ödev listesi yapıp gidiyorlar.

Kişiye göre; -bağışıklık seviyesine, tedarik durumuna, hazırlığına göre- değişiyor teftişin şekli, süresi, ağırlığı, ateşi, öksürüğü, ağrısı, sızısı…

Tezekkür, tefekkür, taakkul edip tedebbür yapabilen insanlara nezle ve grip vücudunun eksikliklerinin ayrıntılı listesini yazıp eline veriyor.

Gereken uyarılar dikkate alınmazsa tekrar geliyor ve daha uzun süre kalıyor ve daha çok ödev yazıyorlar ve T hücreleri ile koordinasyon içerisinde çalışıyorlar.

Bağışıklık sisteminin özel kuvvetleri/bordo berelileri T hücreleri insanların daha çok gündemine gelecek yakın zamanda.

Gribin yapmaya çalıştıkları ciddiye alınmadığında; grip öldürmüyor, uyardığı alandaki derinleşen, kronikleşen zaten uzun süredir devam eden sağlık problemi öldürüyor insanları.

İnsan; vasat(orta) düzeyde bir ömür sürmeli; yemesine, içmesine, uyumasına, konuşmasına, hareketine ve hepsinden önemlisi stresine(öfke kontrolüne) itina göstermelidir.

İnsanoğlu doğup, en az 24 ay anne sütüyle başlayan beslenmede "onu yemem, bunu yemem” demeden Rabbinin helal kıldığı her nimeti(özellikle sakatatlar, soğan, sarımsak, kokan gıdalar) yemelidir.

Kendini ilgilendiren sahanın hakkını vermeli, kendisini ilgilendirmeyen sahanın stresinden uzak durmalıdır.

"An” için verilen sabrı geçmişe ve geleceğe dağıtmamalı, sadece "an” ı keyifle yaşamalıdır.

Her geceye kadir, her kişiye Hızır değeri yüklemesi; kendinin de her gecesinin kadir, herkesçe Hızır muamelesi görmesini netice verecektir.

İstiklal Marşımızın ilk kelimesi "Korkma!”nın bir ayet meali(Korkma! Allah, bizimle beraberdir. Tövbe, 9/40) olduğunu unutmamalı, Allah'ın izni olmadan yaprağın kıpırdayamayacağı inancını pekiştirmeli ve korkuyu hayatından tamamen çıkarmalıdır.

İnsan Rabbinden emaneten aldığı vücudu, aynı sağlık, temizlikte teslim etmek için gereken bilgileri edinmek için okumalı, dinlemeli, araştırmalıdır.

Gribin bu kadar yaygın olması, uzun sürmesi ve ağır seyretmesi eksikliklerimizin çokluğuna, ihmallerimizin bolluğuna, kötü alışkanlıklarımızın istilasına, stresin egemenliğine, hırsın zaferine, gafletimizin derinliğine işaret dostlar!

Gripten kurtulanlar yazdığı ödev listesinin gereğini yapmazlarsa kısa sürede dönüşünün muhteşem olacağını unutmasınlar.

Çin, Tayvan ve oralardan dünyaya yayılan corona ismi verilen virüs/grip telaşı ve ölümler; kesinlikle başka, daha ciddi bir hastalığın virüs/grip kamuflajıyla örtülmesidir. Özellikle fuhuş sektörü Aids v.b. direk gayri-meşru ilişkilerle bulaşan ve ölüme götüren hastalıkları virüs/grip battaniyesi adı altında örtüyor, sektörlerini ustalıkla korumaya çalışıyorlar.

Sağlık Eğitim Enstitüsü bitirme tezim "Aids'le mücadele ile Tüberküloz(Verem)'la mücadele karşılaştırması” idi. Tezi hazırlarken gördüm ki; Tüberküloz ile mücadele bağımsız şartlarla yapılırken, Aids'le mücadele çok güçlü ve etkin olan uluslararası fuhuş mafyasının müsaade ettiği kadar yapılabiliyordu. Çok ciddi tedbirler alınması gerekirken; çoğu zaman Aids'le mücadele belli günlerde sembolik prezervatif dağıtmaktan öteye geçemiyordu.

Biz iddiamıza kaldığımız yerden devam edelim ve şefkatli müfettiş uğradığında, onu iyi ağırlayalım, ödevleri not edelim ve hoşça yolcu edelim.

Zira o asker; vazifesine çok sadık ve nerede, ne zaman, kime, nasıl, ne yapacağını iyi biliyor…


Yazarın Diğer Yazıları