EHLİBEYT İMAMLARI -14-

ŞEHADET

Mutemid İmam'ı zehirledikten bir müddet sonra İmam hastalandığı zaman tamamını fakihlerin oluşturduğu beş kişi, İmam'ın evinde kalıp, olup biten her şeyi kendisine rapor etmeleri için Mutemid'in emriyle İmam'ın  evine gönderildi. İmam'ın yanında kalmaları için birkaç hastabakıcı da gönderilmişti. Gece gündüz İmam'ın  yanına gidip, durumu gözaltında bulundurmaları için halife, Gazi b. Bahtiyar'a güvenilir on kişi seçip İmam'ın evine göndermesini emretti. İki, üç gün sonra İmam'ın durumunun kötüleştiğini ve iyileşme imkanının çok az olduğunu Mu'temid'e bildirdiler. Mu'temid gece gündüz İmam'ın evinde kalmalarını istedi. 

Bunun üzerine İmam dünyadan göçünceye kadar birkaç gün İmam'ın evinde kaldılar. Hazretin ölüm haberi yayılınca Samırra mateme gömüldü, baştan ayağa feryat ve inilti ile doldu, çarşı pazar tatil oldu, dükkanlar kapandı, Haşimoğulları, divancılar, amirler, ordu, şehir gazileri, şairler, şahidler ve diğerleri defn töreni için yola çıktılar. Samırra o gün kıyamet sahnesini andırıyordu, cenaze defne hazır olduğunda halife, İmam'a namaz kılması için kardeşi İsa b. Mütevekkili gönderdi, cenazeyi namaz kılınması için yere bıraktıkları zaman İsa cenazeye yaklaştı ve hazretin yüzünü açarak Aleviler'e, Abbasiler'e, gaziler'e, yazarlar'a ve şahitler'e gösterdi ve dedi ki:''Bu tabii ölüm ile dünyadan göçen Ebu Muhammed'i Askeri'nin  cesedidir, halifenin hizmetçilerinden falanca ve falancı buna şahit idiler''(!!) Sonra cenazenin yüzünü örttü ve cenaze namazı kıldı daha sonra defn etmek için götürmelerini emretti. Ama Ondan önce İmam Mehdi (ra) babasının namazını kılmıştı.

Ebu Muhammed Hasan b. Aliy'nin Vefatı Samırra'da h. 260 Rebi'ul-evvel'in sekizinde, Cuma günü vuku buldu ve Hazret babalarının defnedildiği evlerindeki odaya defnedildi.

12. İMAM MEHDİ (R.A)'IN HAYATI

-Doğumundan babasının şehadetine kadar

Çeşitli muteber nakillere göre Hz. Mehdi  dünyaya gelirken doğumundan, babası Hasan Askeri  takva, iffet ve paklık örneği olan annesi Nergis Hatun ve ilim, takva ve iffet örneği olan İmam Hasan Askeri'nin halası Hâkime Hatun'dan başka kimsenin haberi olmamıştır.

Merhum Şeyh Saduk, Hz. Mehdi (ra)'in dünyaya gelişini şöyle anlatır: "İmam Muhammed Taki (ra)'ın kızı ve İmam Hasan Askeri (ra)'ın halası olan Hâkime Hatun diyor ki: "Ben kardeşim İmam Ali Naki (ra)'ın ziyaretine gittiğim gibi onun vefatından sonra da oğlu İmam Hasan Askeri'nin ziyaretine gidiyordum. 

Bir gün onların yanına gittim. Gün batıncaya kadar İmam'ın yanında oturdum, akşam olunca, cariyeye seslenerek: "Elbiselerimi getir de ben gideyim” dedim.

İmam Hasan Askeri: "Halacığım! Bu gece bizimle kal.” dedi. "Çünkü bu gece Şaban ayının yarısının gecesidir. Bu gecede Allah'ın katında değerli ve O'nun hücceti olan bir çocuk dünyaya gelecektir. Yeri öldükten sonra diriltecek olan odur.” "O çocuk kimden olacak?” diye sordum; "O, Nergis'ten olacak” diye cevap verdi. ”Ey benim efendim, dedim, ben Nergis'te gebelik belirtisi göremiyorum.” O Tekrar, "Nergis'ten olacak, diğerinden değil” dedi.

Yatsı namazını bitirdikten sonra iftar ettim, sonra yerime çekildim, ama sürekli olarak Nergis'in durumunu gözetliyordum.

Gece yarısı olduğunda namaz için kalktım. Namazımı bitirip Nergis'e baktığımda uykuda olduğunu ve hiç kıpırdamadan yattığını gördüm.”

Olayın devamı Musa b. Muahmmed'in nakline göre şöyledir: Hâkime Hatun diyor ki: "Oturup namazdan sonraki zikir ve duaları okuduktan sonra birazcık uyumuşum; birden kaygıyla yerimden kalktım. Gördüm ki Nergis Hatun uyumuş. Biraz sonra o da kalktı ve gece namazı kıldı ve tekrar uyudu.” 

Hâkime Hatun şöyle devam ediyor: "Fecrin doğup doğmadığına bakmak için dışarı çıktım. Gördüm ki birinci fecir doğmuş; ancak Nergis Hatun hâlâ uyuyordu. Bu durum kalbimde şüphe uyandırmaya başladı. Tam o sırada Hz. İmam Hasan Askeri bulunduğu yerden seslenerek: "Halacığım! Acele etme, çocuğun doğumu yaklaşmıştır.” dedi.

Ben oturup Elif Lâm Mîm, Secde ve Yasin surelerini okumaya başladım. O sırada Nergis Hatun'un birden dehşet içerisinde yerinden kalktığını gördüm; onun yanına koştum, onu göğsüme yasladım. "Allah'ın yardımıyla! Ne oldu, bir şey mi hissediyorsun?” dedim. "Evet, halacığım” dedi.”Kendini toparlamaya çalış, bu, sana vaat edilen şeydir işte” dedim.

Bu halde ben ve Nergis Hatun uyuklama gibi bir hal geçirdik. Kendime gelir gelmez yenidünyaya gelen bebeği düşündüm. Nergis'in  üzerindeki elbiseyi kaldırdım, secde halinde yere kapanmış olan yeni bebeği kucağıma aldığımda onun tertemiz olarak dünyaya geldiğini gördüm. Öylece onu babasına götürdüm.”


Yazarın Diğer Yazıları