ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

II. İzzeddin Keykavus ile IV. Rükneddin Kılıçarslan (1257, 1261-1266) arasında çıkan saltanat kavgası ve Moğolların Kılıçarslan'ı desteklemesi sonucu, Kılıçarslan tahta oturmuştur. Bunun neticesinde Keykavus taraftarı olan Ahi ve Türkmen ileri gelenleri tekrar katliama tâbi tutulmuşlardır. Ahi Evran, Nureddin Caca'mn Kırşehir Emirliğine tayin edilmesine karşı çıkmış ve 1261 yılında Nureddin Caca tarafından öldürülmüştür. Tefsir, hadis, kelam, fıkıh ve tasavvufî bilgileri ile yorumlara dayalı 20'den fazla kitap yazan ve "Muhaddis” lakabıyla da tanınan Ahi Evran; kimya, tıp ve felsefe dallarındaki eserleri de tercüme etmiştir. Bir siyasetnâme olan ve dönemin sultanları ve yöneticilerine tavsiyeleri kapsayan "Letaif-i Hikmet” adlı eseri en tanınmışı olmuştur. "Metaliu'l-İman, Yezdan-Şinaht, Mirşidü'l-Kifaye, Risale-i Arş, Cihadnâme, Medh-i Fakr-u Zemmi, Mukatebat Beyne Sadreddin Konevî” bilinen diğer ünlü eserleri içerisindedir. "Letaif-i Gıyasiye” adlı eserini Gıyaseddin Keyhüsrev'e sunmuştur. "Ağuz-u Encam” adlı eserinde bazı sultanların yaptıkları hataları anlatmıştır. Anadolu'da millî kültürün teşekkülünde son derece önemli bir görev üstlenen Ahilik teşkilatının kurucusu ve otuz iki esnafın pîri Şeyh Nasirüddin Mahmud bin Ahmed el-Hoyî'nin tarihî kişiliğinin yanı sıra efsanevî bir kişiliği de oluşmuştur. Çünkü; bir insan hakkında gerçek bilgiler azaldıkça rivayetler ön plana çıkmaya başlar. Bu tarihî gerçekliğe uygun olarak Ahi Evran hakkında birçok efsane ve menkıbe halk arasında anlatılagelmiştir. Mevlevî Mehmed Emin tarafından 1856 yılında yazılmış bir şecerenâmede şu olay anlatılır: Hz. Peygamber, Bedir Savaşı'ndan önce, üç güne dek silahların hazır edilmesi emrini verdikten sonra amcası Hz. Abbas'a "Alem-i şerif size ihaledir” der. Amcası: - Yâ Resûlallah, ben pîr-i fânî oldum. Oğlum Sultan Mahmud benden kuvvetlidir. Alem-i şerifinizi ona havale edin. Bu cevap üzerine Peygamber, Bilâl-i Habeşî'ye bayrağı getirmesini söyler ve kendi eliyle onu Mahmud'a teslim ederken şöyle der: - Sen Ahi Evran'sın! Cemil Cahit Güzelbey'in ortaya çıkarmış olduğu bir Ahi şecerenâmesinde ise özetle şunlar anlatılmaktadır: Ahi Evran ve yanındakiler Huneyn'i fethedip döndüklerinde Hz. Ali'nin Hz. Peygamber'e Ahi Sultan Mahmud bir elinde sancak öbür elinde kılınç her yanda Evran gibi savaştı dedi. Hz. Peygamber, bu yüzden ona Sultan Ahi Evran dediler diye yanıtladı. Bunun üzerine ashabdan her biri ona birer armağan ve yeşil bayrak verdi. Hz. Ali de kızı Rukiye'yi vererek, nikahlarını kıydı. Üç gün düğün yapıldı. İlk gün 33 koyun, ikinci gün 33 keçi, üçüncü gün 33 sığır kesildi Hz. Peygamber, Ahi Evran'i Hz. Ali'nin mutfağına götürdü. Burada kesilen deriler bulunmaktaydı. Bunları Ahi Evran'e teslim etti. Ahi Evran bunları renk renk boyayarak, Peygambere götürdü. O, Ahi Evran'ın beline kemer bağladı. Melekler, 32 sanat ve 7250 esnafın pirleri dua ettiler. Ahi Evran'ın yol ve erkânına bağlandılar. Hz. Peygamber, "keselerinde, ticaretlerinde Halil İbrahim bereketi isteyenler Ahi Evran'ın tarikatına bağlansınlar. Şöyle biline ki, debbağ olan kasap olamaz. Buna uymazsa azarlana, yakası kesilip ocaktan atıla” buyurdular.

Yazarın Diğer Yazıları