ESKİMİŞ VE ESKİMEYE BAŞLAMIŞ MESLEKLER

"İnsanların ad ve sıfatlarını ihtiva eden damga olup altın gümüş, bronz, pirinç gibi madenier, bazen zümrüt ve akik gibi taşlar üzerine yazılar ters olarak kazınmak suretiyle vücuda getirilir; is veya mürekkebe basılarak kullanılırdı. Türk sanatkârları mühürcülükte çok maharet göstermişlerdir. Bir santimetrekare : mühre, süsleri hariç, sekiz on kelime istif edenleri görülmüştür. Dânâ, Yümnî gibi ustatların kazıdıkları mühürler meşhurdur. Mühürdeki ifadenin seçili ve kafiyeli olmasına itina edilirdi. Bu arada gülünç alanlarına rastlanır. Saray Araplarından biri, cami önünde gördüğü mühürcüye -Bana bir mühür kazır mısın? Demiş, o da -Tabii kazırım, ismini söyle. Cevabını vermiş. Arap mırın kırın etmiş: -Ben Medine'de birçok zaman mücavir kaldım. Bir hayli zaman Mısır'da kadılık ettim, meşhur Hacı Şeyh Firuz Efendiye intisabım var. Diye böbürlendikten sonra, -ismim Ahmet'tir. Babama da meşhur Âmâ Hızır derlerdi. Demiş. Ehl-i dil bir adam olan mühürcü de -Peki sen merak etme, namazdan sonra gel. Diye göndermiş. Adamcağız namazını kılıp çıktıktan sonra, mühürcü eline şu mühürü tutuşturmuş: 

Gâhi sâkin-i ei'l-Medine, gâhi nâib fi'l-Mısır Müntesib-i Firûz Efendi,Ahmed ibni Kör Hızır" 


Yazarın Diğer Yazıları