PEYGAMBERLER (A.S.), AŞERE-İ MÜBEŞŞERE EHLİBEYT İMAMLARI (R.A.) ve MÜCEDDİDLER

Hele o taifenin gaib olan şeylere vâkıf olmaları hiç mümkün değildi. Çünkü gaybı ancak Allahu Teâlâ bilir. Bir de vahiy yolu ile bildirdiği kul¬ları bilirler… Bunun dışında ne cin ne de insan gaybı bilemez…

Cinnîler, Süleyman (aleyhisselâm)'ın emrinde çalışıyorlar ve harika işler yapıyorlardı. Allah'ın Elçisi onları çok çetin işlerde çalıştırıyordu. Bu işler, daha ziyade insanların başaramayacağı işlerdi…

Rivayete göre Süleyman (aleyhisselâm)'ın mübarek cisimleri, bir yıl kadar bu vaziyette ayakta kaldı, vefat ettiklerinde 53 yaşlarında bulunu¬yorlardı. Ne insanlar, ne de cinnîler onun vefat ettiğini anlayamamış¬lardı. Cinnîler ve şeytanlar, hâlâ var güçleriyle çalışıp duruyorlardı… Böylece cinnîlerin gaybı bilmedikleri de meydana çıkmış oluyordu. Yüce ve Kerîm olan Allah, onların hiçliğini, zayıflığını ve acizliklerini Süleyman (aleyhisselâm) vasıtasıyla onlara zorla kabul ettirmişti…

"-Eğer cinler gaybı bilmiş olsalardı, öyle horlayıcı bir azap içinde kalıp durmazlardı.”

Demek ki bilmiyorlardı. Bilmedikleri içindir ki, uzun çetin işlerde çalışmışlardı…

Onun vefatının bir müddet gizli kalışındaki hikmet şudur:

a) Beyt-i Mukaddes'i cinnîlere tamamlatmak,

b) cinnîlerin gaybı bilmediklerini halka bildirmek…

Daha evvelce de izah edildiği gibi Allah'ın Peygamberi Hazret-i Süleyman, 40 sene kadar hükümdarlıkta bulunmuş, 53 yaşında iken de beka âlemine göçmüştür. Kendisinden sonra oğlu başa geçmiş ise de İsrailoğulları arasında ihtilâflar ve tefrikalar zuhura gelmiştir. Yahuda ye İsrail devleti namıyla iki devlete ayrılmışlardır… İki devlete ayrılan İsrailoğullarından birincisine Yahuda Devleti, diğerine de İsrail Devleti denilmiştir.

19. HAZRET-İ LOKMAN (Aleyhisselâm)

O'nun Halk Arasında Yayılmış Hikmetleri

Şerefli adı Kur'ân-ı Kerim'de zikredilmektedir. Kur'ân'ın bir sûresi¬nin adı da Lokman'dır. Onun mübarek isminin zikredildiği bu sûreye Lokman ismi verilmiştir. Ne var ki, Peygamber olup olmadığı ihtilaflıdır…

Kendi ismiyle zikredilen sûrede buyruluyor ki:

"-Zât-ı ulûhiyetime and olsun ki, Lokman'a Allah'a şükret diye hikmet verdik.”

Buradaki hikmet; ilim, diyanet ve isabet-i fikir olarak tefsir edilmiş¬tir,

Âyet-i Kerîme şöyle de tefsir olunmuştur:

-(Zât-ı ulûhiyetime and olsun ki, Lokman'a) dîn-i ilâhîye sâlik, emr-i ilâhîye mutî olan o muhterem kula (Allah'a şükret diye hikmet verdik).

Hazret-i Lokman'ın hikmetlerinden birisi: Senelerce Dâvud (aleyhisselâm)'m hizmetinde bulunduğu halde ona asla sual sormamasıdır. Şöyle ki: Allah'ın şerefli Nebisi Dâvud (aleyhisselâm) zırh yapıyorlardı. Lokman ise:

-Ey Allah'ın Elçisi, bunu niçin yapıyorsun? diye bir kerecik sor¬mamışlardı. Zırhı bitirip üzerine giyince de:

-Yâ Nebiyyallah, dedi, ne güzel harp elbisesi yaptınız!.. Bunun üzerine Hazret-i Dâvud buyurdular ki:

-Sükût hikmettir, fakat işleyen azdır, yâni susan azdır!..

Bu da gösteriyor ki Hazret-i Lokman; ilim, diyanet ve isabetli görüşe mâlik biridir…

Onun Peygamber olduğunu söyleyenler olduğu gibi, Peygamber ol¬mayıp, sadece bir hikmet ve din âlimi olduğunu söyleyenler de vardır…

İkrime'ye göre Lokman Nebî'dir. Hekim olduğunda ise ulemânın it¬tifakı vardır…

Risale-i Hamidiye'de, onun Nebi olmadığı; fakat kendisine hikmet verilmiş büyük bir zat olup, çeşitli peygamberlerden ilim öğrendiği zikre¬dilmektedir…

O'NUN HALK ARASINDA YAYILMIŞ HİKMETLERİ

Kur'ân-ı Kerim'de de bildirildiği gibi Hazret-i Lokman hikmet ehli biriydi. Yüce Allah onu ilim, hikmet ve marifet ile rızıklandırmıştı. Onun saçtığı hikmet pırıltıları dillerde âdeta destanlaşmış olarak dolaşmaktadır. Hatta bazılarım Batılılar alıp, kendilerine maletmek gözaçıklığını göstermişlerdir.

Bir gün Hazret-i Lokman'a dediler ki:

-Ey safanın engini, bu hikmete ne sebeple nail oldun? Şu cevabı verdi:

-Doğru söz söylemekle ve emaneti eda etmekle ve lüzumsuz şeyleri terk etmekle!..

Oğluna öğüdlerinden:

-Oğlum!.. Ben çok ağır yükler, taş ve demir taşıdım. Fakat borçtan daha ağır bir şey görmedim. Tatlı ve hoş yemekler yedim, fakat afiyetten daha tatlı bir şey görmedim. Nice sıkıntı ve acılar çektim, ne var ki insanlara muhtaç olmaktan daha acı bir şey görmedim!..


Yazarın Diğer Yazıları