Eskimiş ve Eskimeye Başlamış Meslekler

Kazanlara doldurur, hamur gibi yoğururdu. Mermer büyük tezgâhı dışarı çıkanr, kazanları kaldırıp üstüne ters çevirirdi. Kazanların kalıbını almış kubbemsi helvalar mermere dizilirdi. Memiş Usta ve  İmam, Safranboluluydular. Yazın üç ay Silivri yoğurdu satarlardı. Tenekede veya okkayla." "Caminin yanında dar bir dükkân daha vardı. O dar dükkân, altındaki bodrum ile şerbetçiydi. Tiranlı Arnavutlar Eşref ve Zeynel'in kan kırmızısı salta ve pturları mavi kaytanlarla işliydi. Yazları bodrumda kar saklarlardı. Çilek, vişne, limon, üzüm şerbetleri yaparlar, yukarıdaki mermer masaya çıkarır, bardağını on paraya satarlardı. İnce uzun boyunlu, geniş karın1ı, sapsarı pirinçten bir testileri vardı. Çevresinde pırıl pırıl, sarı uzun zincirleri, kuş gagası gibi ağzıyla gözleri kamaştırırdı. Eşref bunu sırtlar, 'buz!' diye bağırarak çarşıdan geçerdi..." KÂRHANELER (İMALATHANELER)     
Kârhane, imalatgâh, imalathane,denilen ve birçoğu da yapılan işe göre baruthane, şişehane, iplikhane vb. adlar alan bu yerler, önemli sanayi merkezlerindeki fabrika ve atelyelerdi. Bu tür imalathanelerde, tezgâh sayısına göre çok sayıda usta ve kalfa çalışıyordu. Darphane, Tophane, Tersane gibi en büyük resmi sanayi kuruluşları da bir dizi karhanenin organizasyonundan doğmuş geleneksel kurumlardı. Bu organizasyonların en iyi korunabilmiş bir örneğini sergileyen, Topkapı Sarayı Alay Meydanı'ndaki harap Darbhane-i Hümayun, günümüzde de gezilebilmektedir. 17.000 m2 lik bir alanı kaplayan burada, kadının döşeli sokaklar ve çıkmaz sokaklar boyunca pekçok iş yerinin hatta dükkânlann sıralandığı görülmektedir Bir zamanlar bu mekanlarda, İstanbul'un en mahir kuyumcuları, hakkakleri, dökümcüleri, sikkekenleri... çalışmakta ve kendi yerlerini alacak kalfaları yetiştirmekteydiler.   Eskimiş ve Eskimeye başlamış meslekler