AYNA

MESUT YILMAZ'I

AFFETTİM
 

Hafta sonu gelen ölüm haberi hepimizi şaşırttı ve üzdü.

Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın 38 yaşındaki oğlu Mehmet Yavuz Yılmaz intihar etmişti.

Kendisi ise eşiyle birlikte tedavi için gittiği Amerika da bulunuyordu.

Ve Mesut Yılmaz'ın bir babanın yaşayabileceği en büyük acılardan biriyle yüreği kavruluyordu.

Ardından devletin zirvesinin bulunduğu bir cenaze töreniyle evladını toprağa verdi.

Haber sitelerinde yayınlanan bu tören ve haberlerde birçok insan özellikle 28 Şubat döneminde yaşananlardan dolayı Mesut Yılmaz'ı eleştirdi. Hatta beddualarının karşılık bulduğunu bile söyleyenler oldu.

Evet, Şubatın en soğuk zamanlarıydı,

İçimiz üşüyordu.

Sevgi görmüyorduk saygı duyulmuyorduk

Üzerimize yapışıp kalan yalnızlıktan korkuyorduk.

Okuyorduk, okula alınmıyorduk, hatta okulun kampüsüne bile…

Bin yıl sürecek demişlerdi, yaşamakla bitiremiyorduk.

Yalnızdık çünkü teröristtik, bunu devlet büyüklerimizden duyuyorduk.

Ya bizi görmezden geliyorlar ya da hücum ediyorlardı.

Onlardan biriydi Mesut Yılmaz; koalisyon hükümetinin partilerinden birinin başındaydı.

Bizi yok sayan ne varsa içindeydi.

Evet, söylemleri de çıkarttığı kanunlar da, kanun hükmünde kararnameler de içimizi kavurdu.

Ama ben o törende içi yanan bir baba gördüm.

Dünya üzerinde yaşanabilecek en büyük acılardan birini yaşamış bir insan gördüm.

Ve o dönemde yaşadığım bütün kırgınlıklar üzüntüler, çaresizlikler için, Mesut Yılmaz'a hakkımı helal ettim.

 

KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN

BAKIŞLARI YİNE HABER OLDU

 

İki fotoğraf arasındaki farklar:

Önceki fotoğraftaki suçlu çocuk ifadesinin yerini öfkeli bir adam almış.

Gözlük modelleri aynı gibi görünse de gözlüklerini değiştirmiş.

İki fotoğraf arasındaki benzerlikler:

O zaman da kendisiyle göz temasında bile bulunmayan Recep Tayyip Erdoğan'a bakıyordu.!

Yine bir cenaze töreniydi.

Etraf yine kalabalıktı.

Ve fotoğrafı DHA Foto Muhabiri İsmail Coşkun çekmişti.

Ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi hayatının değişmez gerçeği o günden beri değişmemiş. Recep Tayyip Erdoğan'ın karşısında durabilecek proje, akıl, izan ve liderlik onda yok, bunun için de önce çaresizlik sonra öfke problemleri yaşıyor. Bize de onun yaşadığı kişisel eksikliklerin ülke siyasetine zarar vermemesini dilemek düşüyor.

 

BİR APTALI BAKAN YAPARSAN

 

Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, sosyal medya hesabından küstah bir tweet'i retweet etti.

"1916 yılında Türk Fahri Paşa'nın Medinetü'l Münevvere halkının hakkına girdiğini ve onların mallarını çaldığını, onları kaçırdığını, Şam'dan İstanbul'a 'Seferberlik' ilan ederek, Medine'deki el yazması eserleri çaldığını biliyor muydunuz? İşte Erdoğan'ın dedelerinin Müslüman Araplarla ilişkisi buydu."

Dünyanın derdiyle dertlenen ve kimseye yaranamayan güzel ülkem ve milletim, lütfen bu tür şarlatan cahiller için Müslümanlardan soğumayın.

Yapılmak istenen zaten budur.

Bilin ki siz olmadan dünyaya adalet dağıtabilecek başka bir millet yoktur.

Batının Türk düşmanlığı işte sadece bunun içindir. Herhangi bir batılıya Türk derseniz aklına İslam gelir, hilafet gelir, yıllar önce kapısına dayanmış bir medeniyet gelir. Ama diğerleri onlara bin bir gece masallarını hatırlatır, oryantalleri hatırlatır, gerisi de lafı güzaftır.


Yazarın Diğer Yazıları