GIDA İSRAFI

Son 20 yılda gözlemlenen gelir seviyesindeki artış ve demografik değişiklikler beraberinde yeme alışkanlıklarının değişmesine de sebep oldu. Özellikle işlenmiş gıda tüketiminin artmasıyla beraber kişi başına düşen et, tavuk, süt ve su ürünleri tüketiminin artması ve halkın yoksul kesiminde bile obeziteye rastlanılması bu değişikliklere örnek olarak gösterilebilir. Bu değişiklikler beraberinde gıda israfında artışa sebep oldu. Ticaret Bakanlığı 2018 yılında Türkiye İsraf Raporu hazırladı. Bu rapora göre tüketicilerin %5,4'ünün kalan yemekleri attığı ve satın alınan gıdaların %23'ünün ise tüketilmeden çöpe atıldığı belirtilirken alışverişe liste yaparak gidenlerin oranı ise %31 olarak rapor edilmiştir. 2019'da yapılan başka bir çalışmaya göre ise en çok meyve ve sebzelerin (%42), daha sonra süt ve süt ürünlerinin (%41) çöpe atıldığı rapor edilmiştir. Elbette gıda israfı gıdanın hasat edilmesinden önce başlayarak depolama, işleme, nakliyat, perakende ve en son tüketim ile beraber devam eden bir süreçte ortaya çıkabilir. Her bir bölümün ayrı ayrı sorumluları olabileceğini belirterek tüketici olarak kendi üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Aşağıda belirteceğim beş maddede yer alan tavsiyeler sayesinde bilinçli bir birey olarak sorumluluklarımızı yerine getirebilir ve bu sayede yüzdelik oranları da düşürebiliriz.

1. Market alışverişine çıkmadan önce evin eksiklerini belirleyen alışveriş planı yapmamak ihtiyaç olmayan alışverişe ve fazla tüketime sebep olur. Bu sebeple alışveriş öncesi eksiklikleri belirlemek adına ufak bir liste yapmak tüketim çılgınlığını sonlandırırken gıda israfını da önlemiş olur.

2. Ürünlerin paketlenmesi esnasında ürün üzerine tüketiciyi bilgilendirmek amacıyla Son Tüketim Tarihi (STT) ve Tavsiye Edilen Tüketim Tarihi (TETT) basılır. Resmi gazeteye göre bu tarihler; "Mikrobiyolojik açıdan kolay bozulabilen ve bu nedenle insan sağlığı açısından kısa süre içerisinde tehlike oluşturması muhtemel olan gıdaların tüketilebileceği son tarihtir.” ve "Uygun şekilde muhafaza edildiğinde, gıdanın kendine has özelliklerini koruduğu süreyi gösteren tarihtir.' olarak tanımlanır. Bu iki tarihin arasındaki farkın bilinmemesi ürünlerin çöpe atılması ile sonuçlanır ve gıda israfını ortaya çıkartır. Bu sebeple iki tarih arasındaki farkı hesaplayarak alışveriş yapılmalı ve gıda israfı önlenmelidir.

3. Alışveriş yapıp ürünleri eve getirdikten sonra ürünlere uygun muhafaza koşulları sağlanmazsa ürünlerin dayanıklılık süresi minimuma iner, çabuk bozulur ve gıda israfına sebep olur. Evdeki gıda israfını önlemenin ilk koşulu eve yapılan gıda alışverişinin uygun koşullarda saklanmasıdır.

4. Alışverişten sonra gıdayı hazırlama/pişirme aşamasında yanlış teknik uygulanması gıdanın kalitesinin/besin değerinin ve miktarının azalmasına sebep olur ki bu da bir gıda israfıdır.

5. ‘Eksik olmasın fazla olsun' felsefesi ile ihtiyaçtan fazla yemek hazırlanması ve artan bu yemeklerin değerlendirilmemesi sonucunda da çöpe atılması gıda israfına sebep olmaktadır. Hazırlanacak yemeği ölçülü yapmak gıda israfını önlemek için basit ama etkili bir seçenektir. Gıda israfı ne kadar azaltılmaya çalışılırsa çalışılsın bir miktar yemek artışının olması halinde artan yemeği sokak hayvanlarına vermek de bir diğer seçenek olabilir.


Yazarın Diğer Yazıları