Pandemiden dolayı son bir seneyi karantinada geçirmemiz sosyal hayatımıza set vurdu. Bu dönem gezmeyi, hayal kurmayı, dostlarımızla vakit geçirmeye olan özlemimizi artırdı. Sabahattin Ali'nin de dediği gibi içimiz seyahatler, kalabalıklar çekiyor! Pandeminin bizi bu kadar etkisi altına almasıyla bir tarafımız tüm bunları arzu ederken bir tarafımız da evden dışarıda bir yerde bulunmanın, kalabalık ortamın, tokalaşmanın beraberinde sağlık problemi getirebileceği korkusuna teslim oluyor. Yine de ağır basan taraf her zaman seyahat etme özlemi olduğu için herkesin sağlığına bir an önce kavuşması ve pandeminin son bulması temennisiyle bu hafta hep beraber ülke ülke gezmeyi hayal edelim ve pandeminin sona ermesiyle gezdiğimiz ülkelerde hem eğlenmeyi hem de sağlıklı beslenmeyi bir arada bulunduralım.
İlk rotamız Fransa olsun. Fransadaki pek çok insan yemeğini yavaş yiyerek gerek yemeğinin gerek anın tadını çıkartıyor. Bu sayede hem fazla kalori alımı azalıyor hem de sindirim sorunlarına davetiye çıkartılmıyor. Arkadaşlarımızla geçirdiğimiz uzun ve kaliteli yemek yemek ise bu duruma ekstra güzellik katıyor.
Rotamızı Yunanistan'a çevirdiğimizde ise aslında burada birden çok yemek kültürü görüyoruz. Fakat yapılan araştırmalar, geleneksel Yunan diyetinin gerçek Akdeniz diyeti olduğunu, kalp hastalıklarından ve kanserden koruyucu etkisinin olduğunu gösteriyor. Meyve, sebze ağırlıklı bu diyetin zeytinyağı olmazsa olmazı.
Kendine has kültürü için rotayı Hindistan'a çevirmek bir başka seçenek olabilir. Hint yemekleri köri, zencefil ve kakule gibi baharatlardan zengindir. Bu baharatlar sayesinde hem vücudumuzu zararlı maddelerden koruyabiliriz hem de yeni ve değişik yiyecekleri tatmanın keyfini çıkartabiliriz.
Son olarak Norveç'e giderek kapanışı güzel bir ülke ile yapabiliriz. Burada fermente ürünler çok fazla kullanılıyor. Bazı yiyecekleri uzun süre suda, tuzda veya diğer baharatlarla bekletme işlemine fermentasyon deniyor ve bu işlem sayesinde besinin kimyası ve tadı değişiyor. Ayrıca oluşan bu fermente gıdalar doğal probiyotik kaynağıdır. Yani fermente gıdalarda hem sindirimimizi hem de ruh halimizi olumlu olarak etkileyen bakteriler vardır. Bu kadar ülke gezip her birinde kendine has sağlıklı beslenmeyi ele almışken Norveç'te probiyotikten zengin bu gıdalara neden şans vermeyelim?
Sağlıklı beslenmenin mükemmel beslenme olmadığını hatırlatarak bu haftaki yazımı sonlandırmak istiyorum. Tabiki değindiğim her ülkenin kendine has yiyecekleri de mevcut. Örneğin İtalya' da pizzayı yavaş yavaş yiyebilirsiniz. Sadece kilo korumada değil, sağlık söz konusu olduğu zaman da ne yenildiği kadar ne kadar yenildiğinin de önemli olduğunu da atlamamakta fayda var. Burada asıl amacım yiyeceklere yasak koymadan, kendinizi suçlamadan anın tadını çıkarmanız gerektiği. Kısacası tam bir denge halinde olunması kanaatindeyim.
Bu hayallerimizin bir gün gerçekleşmesi dileğiyle sorularınız ve danışmanlık almak için firdevssak92@gmail.com mail adresimden iletişime geçebilirsiniz.
