İslam’da Yardımlaşma

Cenab-ı Hak insanı fıtraten camii bir istidatta,kabiliyette yaratmıştır.Geniş bir kabiliyet sahibi olan insan bütün ihtiyaçlarını yanlız başına karşılayamaz. Yakın bir çevreye ve sosyal bir hayata ihtiyaç duyar. Bu durumda insan bazen yardım etmeye bazende yardım almaya muhtaç kalır.İnsanı yoktan bu fıtratta yaratan Cenab-ı Hak,Kuran-ı Kerimde yardımlaşmayı emretmiştir.Bu konuda birçok ayet-i kerime vardır.

''Sevdiklerinizden (Allah yolunda) harcamadıkça iyiliğe eremezsiniz.Ne harcarsanız şüphesiz Allah onu pek iyi bilmekltedir.''(1)

''Sana (Allah yolunda) neyi harcayacaklarını sorarlar. De ki '' Hayırda ne harcarsanız,ana babalar,akrabalar,yetimler,yoksullar ve yolda kalanlar içindir.her ne iyilik yaparsanız şüphesiz Allah onu çok iyi bilir''.(2)

Bu ayette belirtildiği gibi anne babamız,akrabalarımız veya tanımadıgımız kimselerden ihtiyaç sahibi olanların ihtiyaçlarını karşılamak bizim üzerimize düşen büyük bir görevdir.Çünkü yardımlaşma bizim hem Allahın hoşnutluğunu kazanmamıza hem de kardeşler arasında sevgi ve saygının muhabbetin ve kardeşlik bağlarının kuvvetlenmesine sebeb olur.

Her konuda bize en güzel örnek olan Nebiler Nebisi Peygamberimiz (s.a.v.) bu konuda hem yaşayışı hem de bir kısmını emrederek en güzel yardımlaşma örneklerini göstermişlerdir. Bu konuda Hz. Ayşe'den (r.ah) rivayet edilen bir hadis-i şerife göre bir gün Peygamber hanımları bir kurban kesmişlerdi ve Rasüllüllah (s.a.v) '' Koyundan ne kadarı kaldı.'' diye sordu. Hz. Ayşe (r.ah) dedi ki: '' Sadece kürek kemiği bölgesi kaldı gerisini dagıttık.'' deyince; Rasüllüllah (s.a.v) şöyle buyurdu:

'' Küreğinden başka hepsi bize (sevap olarak) kaldı.'' (3)

Ayrıca diger bir hadislerinde de ''Kıyamet günü müminin serinleyeceği gölgelik (verdiği) sadakasıdır.'' buyurmuşlardır. (4)

Müminleri birbirinin kardeşi sayan,insana büyük değer veren ve her konuda akla yer veren, islam dini yardımlaşmaya sosyal adalete o kadar önem vermiştir ki, varlıklı bir müslümanın helal yoldan kazandıgı malının müayyen bir kısmını yoksul,kimsesiz,hasta,sakat ve çalışamayan insalara ayırmasını emretmiştir.Varlıklı bir müslümana emrolunan zekat,sadaka,kurban gibi dini emirler bu yardımlaşma ruhunun güzel bir misalidir.

İslam dininde yardım, dar bir sahaya inhisar etmiş degildir.Yardımlaşmanın hudutları çok geniştir. İslam Türk tarihi yardım ve yardımlaşmanın meydana getirdiği hayır abideleri ile doludur. Aziz vatanımızda ayakta duran vakıf müessesesi İslami tesanüdün ve yardımlaşmanın birer canlı örneğidir.

İslam dini yardımda ve yardımlaşmada insan haysiyetine ve insanın izzet-i nefsine daima hürmet etmeyi ve yardıma muhtaç olan, yardım almak zorunda kalan, müslümanın insanlık duygularını ve insalık şerefini aziz ve yüce tutmayı istemiştir.

Ondört asır evvel garp dünyası karanlıklar içinde mücadele ederken şark alemi, Kuran ve Peygamberimizin (s.a.v) kılavuzluğu sayesinde medeniyet yolunda büyük mesafeler almış, insan haklarına hürmetle zayıfa,yoklula,hastaya,garibe,misafire yardım etmeyi telkin etmiştir.Bu güzel duyguların gelenek halinde nesilden nesile aktarılmasını sağlamıştır.

KAYNAKLAR: 1. Al-i İmran/92, 2. Bakara/215, 3. Tirmizi/33, 4. İbn-i Hambel 4/233


Yazarın Diğer Yazıları