Aynı Gemideyiz

Gündem 15 Temmuz olunca farklı bir konuyu gündeme almak olmazdı. Bu yazıyı onun için biraz ertelemek zorunda kaldım. 15 Temmuz'un 1. Yıldönümüne hazırlanırken hemen öncesinde Konya kamuoyuna da yansıyan bir mektup olayı yaşandı. Özeti AK Parti Konya il Başkanını, iki başkan yardımcısı ve bir il yönetim kurulu üyesini hedef alan, Fetöcülükten tutun birçok yolsuzluk suçlaması içeren mektup, basın mensuplarına, İl teşkilatı ana kademesi, ilçe teşkilatları, kadın ve gençlik kolları üyelerine postalanmış. Partinin kongre sürecine girdiği bir zamanda kim, neden böyle bir şey yapar? Açıkçası bunu kimin organize ettiğini biliyoruz. Konu savcılığa intikal ettiği için şimdilik ismi sonraya bırakalım. Sadece eşi Fetö'den ihraç olmuş biri desek şimdilik yeterli. İsimsiz mektup, içinde en ağır suçlamalar. Davayı düşünen, dertlenen biri olmadığı çok net. Mektupta İl Başkanı Musa Arat'ın o gece ortada olmadığı, baktı ki darbe başarılı olamayacak gece 02:00'de twett attığı yazılmış. Darbe girişiminin ilk dakikalarından itibaren AK Parti İl Teşkilatında olan biri olarak Musa Arat'ın ne zaman, nerede olduğuna, hangi saatte nasıl bir konuşma yaptığına (ki kamera kayıtları da mevcut) buna şahitlik etmem, bu mektubun alenen bir iftira mektubu olduğunu anlamama yetti. Bu organizasyonlar, Fetö'nün bir zamanlar yaptığı taktiğe ne kadarda benziyor. Önce ihbar mektupları sonra operasyon. Delil yok, tanık gizli.

Sayın Ahmet Davutoğlu'nun başbakanlığı bıraktığı günden bu yana "Davutoğlu'nun ekibi, istifa edecekler, görevden alınacaklar, niye bırakmıyorlar, ne bekliyorlar,” vb. sözlerle sosyal medyada Cumhurbaşkanımızın fotoğrafını profil resmi yapıp, teşkilatlara hatta Ak Parti'ye ağzına geleni söyleyenlere şahit olduk. Kraldan çok kralcı zatlar bunlar. Davaya sahip çıkamayan, liderine sahip çıkabilir mi? Bizdenmiş görünüp, bizden olmayan fitnecilerdir bunlar. 2 genel seçim yaşamış, "Başbakan şehri” unvanını kaybetmiş, referandum geçirmiş, 1 darbe girişimi görmüş, 3 farlı genel başkanla çalışmış ve bu süreçlerde bütün gözler Konya'dayken, en kritik kararları alarak başarıyla bugünlere getirmiş bir teşkilatı yerden yere vuranları teşkilatın hiçbir çalışmasında göremedik. İşinden, evinden, sosyal yaşantısından fedakarlık yapan bu insanlar gece gündüz çalışırken, birilerinin masa başında siyaseti dizayn etme çabaları ne acı. Böyle bir derdi olanlar keşke enerjilerini en azından seçim zamanları sahada verebilselerdi. Keşke arkadan fitne çıkarmak yerine varsa gördüğü yanlışları mertçe yüzlere söyleyebilselerdi. Burada şahısları değil dava şuurunu sorguluyorum. Allah bize devleti yönetme imkanı sağlamışken, ülkenin bunca derdi ve düşmanı varken, fitnecilere itibar edersek bunun hesabını vicdanlar nasıl verir? Bugün bu teşkilatı mektupla hedef gösteren sanmayın ki yarın gelen teşkilata yapmayacak. Ben bu teşkilata avukatlık yapacak değilim, zaten ihtiyaçları da yok buna eminim. Bir yanlış yapılıyor ve bir yanlışa yanlış demek erdemliliktir. Geleceğe dair hesabım yok. Hamdolsun bu teşkilatın içinde de, dışında da hizmet eden biri olarak doğru bildiğim ne varsa söylemek boynumun borcudur. "AK Parti içinde fetöcüler” var yaygarasını yapanların iyi niyetli olduklarını söylemekte davaya ihanettir. Bu ihanete dur demenin vakti geldi. Kişilerin çalışmalarını, yöntemlerini, duruşlarını, kararlarını beğenmeyebiliriz. Eleştirebilir ve yeni dönem için kolları sıvar çalışma da yapabiliriz. Fakat birilerinin teşkilatları dizayn etme çabalarına asla müsaade etmemeliyiz. İl teşkilatı, ilçe teşkilatları değişir yada değişmez önemli olan bu fitnecileri aramızda barındırmamaktır. AK Parti hareketi erdemliler hareketi olarak yola çıktı ve erdemli kalabilenler bu partide devam etmelidir. Kendisini davaya adayan, memleket derdiyle dertlenen, heyecanla koşturanlar. Biz aynı geminin yolcularıyız. Gemi batarsa hepimiz batarız. Fırsatçılara fırsat vermeden yola devam etmek zorundayız. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları