Bu Cevherlere Sahip Çıkalım

Topraklarımızda çıkan gazımız, petrolümüz yok ama büyük bir genç nüfusumuz var. Çoğu da artık üniversite tahsilli. Bu gençler bu milletin geleceği ve en büyük zenginliği. Bu gençlerimizi güzele, doğruya, araştırmaya, geliştirmeye, çalışmaya, ilme, teknolojiye ve spora kanalize edebilirsek, geleceğimize güvenle bakabilir, devletlerarası yarışta birinci ligde mücadele edebiliriz. Aksi halde başkalarından teknoloji almaya, başkalarının patentini kullanmaya, başkalarına pazar olmaya, dışarıya döviz akıtmaya, cari açık vermeye, ekonomik ve siyasi yönden bağımlı olmaya devam ederiz.

9 Mayıs Çarşamba günü Çumra ilçemizde bulunan Rehabilitasyon Merkezinin ve Çumra Engelliler Derneğinin birlikte düzenlediği Engelliler Yürüyüşü vardı, arkasından da Rehabilitasyon öğrencilerimizin yaptıkları el ürünlerinin sergi açılışı yapıldı. Her yılı olduğu gibi bu yıl da Merkez Ulu Camii'mizin avlusunda açılan sergi de yok yoktu. Aynalar, sehpalar, ecza dolapları, çeyiz sandıkları, daha nice göz kamaştıran sanat ürünleri engelli çocuklarımızın elinden çıkmış ve alıcılara sunulmuştu. Bu güzel sanat eserlerini görünce dezavantajlı çocuklarımızın eğitimle neleri yapabileceklerini anladık.

Bu yıl farklı bir etkinliğe daha şahit olduk: Çumra Anadolu Lisemizin öğrencileri Altınpark'ta TÜBİTAK Bilim ve Teknoloji sergisi açtılar. Öğrencilerimiz dil, çevre ve fen konularında yaptıkları, araştırdıkları, hayal edip gerçekleştirdikleri projelerini sergilediler. Stantlarını hayranlıkla izledim, anlatımlarını dinledim. İşte dedim benim aradığım, istediğim, hayal ettiğim gençlik. Özellikle kimya dalında araştırma ve çalışmalar dikkatimi çekti, proje sahipleri de daha çok kız öğrencilerdi. Kendilerini tebrik ettim. Bu öğrencilerimizi yönlendiren, teşvik eden, bunlara cesaret ve vizyon kazandıran öğretmenlerimizi merak ettim ve kendileriyle tanışmak istedim. Gördüm ki bu gençleri yetiştiren öğretmenlerden biri, henüz lise öğrencisi sandığım çok genç bir hanım kimya öğretmenimiz. Bir de henüz kadrolu değil, vekil- sözleşmeli olan, Çumra'ya Konya merkezinden gelip giden, Hadim Yalınçevre (eski adıyla Gerez) mahallesi doğumlu, isminin Ayşegül Yaman olduğunu öğrendiğim bu genç hanım öğretmenimizi görünce daha çok şaşırdım. Ataların dediği gibi, "akıl yaşta değil baştadır”. Genç bir vekil öğretmen hanımın bu başarısı ve enerjisi, öğrencilere verdiği bu istek ve cesaret, bütün öğretmenlerimize örnek olsun istedim ki bu yazıyı kaleme aldım.

Okul Müdürü Emre Bey'e de sordum, o da kimya öğretmenini överken bitiremedi. Dedim ki, henüz kadrolu görev alamamış, içinde görev aşkı yanan daha nice cevher öğretmenlerimiz var, bunlar heder edilmemeli. İşte yeni sistemde öğretmenine öğrencinin ve velinin de not vermesini bu yüzden doğru buluyorum. Öğrenciden, idareciden ve veliden yüksek not alan vekil- sözleşmeli öğretmenlerimiz hemen asil kadrolara ön-şartsız atanmalı, bu başarılı- ehil öğretenler Milli Eğitimimize kazandırılmalıdır diyorum. Çünkü geleceğimizi bu tür öğretmek için yüreği yanan öğretmenler şekillendirecektir.

Evet, proje sahibi öğrencilerimizle de gurur duydum, hepsi gelecek vadediyor. Çumra Anadolu Lisemiz de Çumra'nın gözde liselerinden olduğu için en zeki öğrencilerimiz de bu okluda, bir kısmı da Konya Merkez ilçelerden geliyor. Öğrenci kabiliyetli ve zeki olursa, bir de çalışkan öğretmenlerin tezgahından çıkarsa, bu öğrenci neleri başaramazlar ki! Demek ki, altyapıdan ziyade eğitimde insan unsuru, öğretmenin kalitesi önemli. Devletimiz, öncelikle kabiliyetli, kaliteli, bilinçli, heyecanlı, istekli öğretmen yetiştirmeli. Modern okul binaları, bunların laboratuvarları bu öğretmenlerle güzeldir, işlevseldir.

Öğretmen, öğrenciye bilginin anahtarını verir, öğrenmeye teşvik eder, yönlendirir, yol gösterir, özgüven verir, bilgiye ulaşmanın yollarını gösterir ve ahlakıyla, davranışıyla, sıcaklığıyla güzel örnek olur. Bugüne kadar anlatan, ezberleten öğretmenler gördüm ama kimya ve fizik bilgilerini bizzat deneyle gösteren, uygulatan, öğrenciyi araştırmaya teşvik eden çok az öğretmen ve okul gördüm. O yüzden araştırmacı, bilime meraklı insan bizde az yetişmektedir. O yüzden bilim ve teknolojide geride kaldık. Biz sadece okuduk, başkaları buldu, patent sahibi oldu.

Sergide gördüklerimi de özetlersem; "kolay dil öğrenimi nasılı olabilir, Konya gibi kurak bölgelerde sular nasıl rantabl-verimli kullanılabilir, atomların yapısı ve elementlerin yükleri görsel olarak nasıl gösterilebilir ve daha kolay öğretilebilir, evlerimizdeki atık eşyalarımız nasıl değerlendirilebilir, cilde zararsız sabun nasıl yapılır, Türkçemiz yabancı dillerin özellikle batı dillerinin etkisinden nasıl kurtarılabilir, kullandığımız birçok yabancı sözcüğün Türkçe karşılıkları ne olabilir?” gibi sorulara cevap aranmış.

Öğrencilerimizi, onları yönlendiren öğretmenlerini, teşvik eden ve kaynak sağlayan okul idarecilerimizi can-ü gönülden tebrik ederim. Bu tür etkinliklerin, sergilerin, araştırma ve geliştirme projelerinin devamını dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları