ABD NİN KERRAKESİ Taşı atıp elini ardına saklamak

Bu deyim bizim küçüklüğümüzde çocuk oyunlarında kullanılırdı. Basit bir deyim gibi ama içerisinde büyük bir anlam yüklü. Çocuklar oyun oynarken içlerinden kötü niyetli kalleş bir çocuk, bir başkasına taşı atıp elini arkasına saklardı. Taşı kimin attığı belli olmayınca da çocuklar, " sen attın, ben attım” diye birbirlerine girerler, olay büyür kavgaya dönüşürdü.

Şimdi şu Amerika denen dünyanın baş belası devlet okyanus ötesinden geliyor Ortadoğu'yu kendisine göre şekillendirmeye çalışıyor.

Sadece onlar mı?

Ne kadar Avrupa devleti varsa, Rusya'da dahil, hepsinin aklında fikrinde işlevinde bu Ortadoğu'ya sahip olmak var.

Hadi diyelim bunların niyeti belli, işleri güçleri, Müslümanları katletmek, eza cefaya tabi tutup öldürmek. Ya bizim içimizde olan ve ‘Müslüman'ım' diye geçinip bu kâfirler güruhunun ekmeğine yağ sürmek için onlarla işbirliği yapan hainlere ne demeli bilmem ki!

Osmanlı'yı yıkıp içinden onlarca küçük devletler çıkaran ve onları sömüren bu haçlı zihniyeti, Allah dostu bu Müslümanların üzerinde her türlü zulüm ve işkenceyi uygulamaya devam ediyor.

Daha dün kurulan İsrail Devleti, Birleşmiş Milletler kararlarını tanımayan ve istediği gibi at koşturan, Mısır'a vuran Suriye'ye vuran, İran'a kafa tutan ve asılsız gerekçeler ile harp çıkarıp bu ülkelerden kilometrelerce toprak alan. Ülkeleri işgal eden, işgal ettiği yerlerde, halkı hiçe sayıp kafasına göre yerleşim alanları kuran, astığı astık kestiği kestik, bir terör devleti ve mazlumların baş belası.

Ne yazık ki dünya devletlerinin birçoğu aynı dinden olmasa da İsrail devletinin esiri durumundadır. Sebebi ise dünya ekonomisinin Yahudi kökenli işadamlarının elinde olmasıdır.

Bu sebeple İsrail ve ABD denen ülkenin idarecileri menfaat sağlayabilecekleri, zengin yer altı kaynakları olan ülkeleri, içerisine soktukları ajanlar ve misyonları vasıtası ile etkisi ve kontrolü altına alabiliyorlar.

Bunu yaparken kimi zaman o devleti kendi güdümünde olan "Devlet adamı görünümlü” kuklalara yönettirebiliyorlar.

Kimi zaman da ülke idarecilerini muhtelif metotlarla; mesela zafiyetlerini kullanarak tehdit edip, kendisine bağımlı hale getirebiliyorlar. Son birkaç yıldır ABD bunu bilhassa Ülkemize karşı çok yapıyor bütün dünyanın terörist olarak tanıdığı PKK yı ayırdığı değişik isimler adı altında ağır silahlar ve parasal destek vererek ülkemiz üzerinde oyunlar oynamaya devam ediyor.

Kimi zaman ekonomik manipülasyonlar yapıp, ülke idarecilerini naçar bırakarak kapısında dilenci yapıyor.

Olmazsa; o ülkelerde oluşturduğu "hain güruhunu” harekete geçirip iç kargaşa, iç savaş, ayaklanma, darbe vesaire gibi olumsuzluklar üretip, sonra da oraya güya barış götürüyormuş gibi elinde topla-tüfekle gidip yerleşiyorlar.

Örnek mi; İşte Suriye, işte Libya, İşte Yemen, İşte Mısır. Daha saymaya ne hacet! Yahudilere bile Suudi Arabistan devletini bile Ömür boyu İslam düşmanı olmasına rağmen onları destekleyecek bir duruma getirebiliyor. Son günlerde sosyal medyada yaygın olan deyimle anlatmaya gerek yok görüyorsunuz

Bütün bunlar yeter mi, hayır!

Arabulucuymuş gibi yaptığı ülkelerde de aralarının hiçbir zaman iyi olmaması adına öyle şeytani düğümler atar ki, şeytan şaşar!

Sonra ara ki refah gelsin, huzur gelsin, o ülkelere nafile.

Ya da zayıf düşürmek, kendisine bende etmek istediklerini, pohpohlayıp başkalarının üzerine kışkırtır. Sonra savaşın aczine düşen iki zayıfı yutmak kolaydır!

Örnek mi, Irak bir gecede Kuveyt'i işgal edip kendi topraklarına kattı. Sonra ABD gelip Irak'ı yuttu. Önce Kuveyt minnet duydu, sonra aklını ülkesindeki iktidarı deviremeye harcayan Irak'ın gizli Saddam muhalifleri.

ABD'nin kerrakesi anlaşıldığında iş işten çoktan geçmişti!

Ülkelerde terör örgütleri kurmak da bunların yaygın faaliyetlerindendir.

Hep zayıf kalmasını istedikleri, kendilerine siyasi, içtimai, ekonomik, kısaca her alandan mecbur- mahkûm olmasını istedikleri topraklarda kolayca yakarlar terör ateşini.

Sonra o ülke yıllarını, ekonomisini, emeğini döker terör belasını bitirme yolunda; insanlarını kaybeder.

Onlar için çark döner; hem o ülkeye silahlarını satar, hem de milli ekonomi yatırımlarını durdurur.

Örnek mi; dünyaya bir göz atın, bütün terör bölgelerinde görürsünüz aynı eli!

En büyük terör emeğini de Müslümanlar üzerinde harcarlar. Çünkü bir gün 40 çerisiyle Kürşat'ın saraylarına dalacağından hala korkmaktadırlar.

Çünkü bir gün Endülüslülerin, limanlarına inip gemileri yakacağından korkuyorlar.

Çünkü bir gün Fatih'in gemileri omuzlayıp kıtaları aşacağından korkuyorlar.

Onun için de, İslam âleminin arasına sürekli fitne tohumları saçarak başakların boy vermesini durdurmaya çabalıyorlar.

Bunun içinde yıllardır Kuzey Irak'ta güya Kürt Devleti kurulması için verdikleri desteği bugünlerde zirveye taşıdılar.

Bir yandan PKK_PYD' ye binlerce tır askeri savaş gereçleri hibe ederken öte yandan da "Bağımsız Kürdistan Referandumu” planladılar.

Pohpohçuların yakın tarihine bakan herkes görecek, dümenin nasıl döndüğünü de; gözleri de gönülleri de mühürlemeyi iyi beceriyorlar!

Örnek mi; kimse Mısır'da seçilmiş Mursi'yi nasıl devirip yerine Sisi'yi getirdiklerini görmüyor mesela!

Sahte Ortadoğu Jandarması bir tek Türkiye ve İran'a diş geçirmedi. Türlü senaryolarla bu iki ülkenin üzerine gelmekten çekinmedi.

PKK yetmedi, PYD'yi, onun yan kollarını türetti. Onlar da yetmedi DAEŞ'i sahaya sürdü. Onlar da yetmedi, bölgenin zayıf ülke yöneticilerini pohpohladı.

Nafile, senaryoları tutmadı. Ne İran, ne Türkiye tufaya düşmedi.

Sonra 40 yılın emeği FETÖ'yü işgal girişimine memur tayin ettiler. "Sen ortalığı karıştır, yak, yık, kan dök, ardından biz geliriz” dediler.

Türk halkı buna da geçit vermedi.

Suriye deki sınırımızda Pkk, Pyd. Gibi terör örgütlerini destekleyerek binlerce tır ve uçak dolusu silah yardımı yaparak Türkiye yi bu terör örgütü ile dize getirmek istedi başımızdaki akıllı siyasi liderler bu oyunu da bozmasını bildi ve binlerce teröristi etkisiz hale getirip Her türlü plana dur dedi.

Biliyoruz, Türk halkı bundan sonra da uyanık olacak.

Biliyoruz; su uyur düşman uyumaz.

Biliyoruz; Anadolu bize "kıyamete kadar yurt” edilmiştir.

Biliyoruz, toprağı sıksan "şüheda” fışkırır.

Onlar da bilsinler ki; bizim duamızdır;

"Canı cananı bütün varımı alsında hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda”


Yazarın Diğer Yazıları