SOSYAL SİYASET

Siyaseti takip etmeyi, analiz yapmayı, konuşmayı, tartışmayı seven bir milletiz. Bu kadar siyaseti takip edip konuşan başka millet görmek özellikle Avrupa'da pek mümkün değil. Onun içindir ki bizim ülkemizde siyasetten anlamayan yoktur. Doğal olarak televizyon kanallarında, gazetelerde, internet sitelerinde siyasi haber ve yorumlar, sosyal medyada paylaşımlar da eksik olmuyor. Seviyeli ve düzeyli biz siyasi tartışmanın olmadığı da ortaya çıkıyor. Misafirlikte, kahvede, buluşma ortamlarında hatta kadınların günlerinde bile siyasi tartışmalar yaşanıyor. Türkiye özellikle son yıllarda siyasi düşünce zeminini bir anlamda parti boyutuna indirerek izlenilen yol değil partilerin yolu tartışılmaya başlandı. Liderlerin sözleri, gafları, çıkışları, niyetleri vs. ne varsa konuşuyoruz. Bir partiye veya o partinin liderine olan öfkemiz yapılan ne kadar doğru varsa gözümüzde bir değeri kalmıyor. Yok sayıyor hatta kötü bile diyoruz. Her eleştiriyi yada eleştireni muhalif görüyor doğru bir eleştiri bile olsa kabul etmiyoruz. Körü körüne destek, körü körüne muhaliflik aldı başını gidiyor. "Evet destekliyorum ama eleştirdiğim yönleri de var” diyenin eleştirdiği yönleri dillendirmemesiyle "evet muhalifim ama takdir ettiğim yönleri de var” diyenin takdir ettiği yönleri söyleyememesi acayip bir durum. Yandaşlık, yalakalık, hain, cahil gibi söylemler liderlerin ağzından dökülürken ülkenin kutuplaşmasına katkıda bulunduklarını sanırım göremiyorlar yada görmüyorlar. Bu yazı da bile eminim şuan hangi tarafa yakın bir yazı olduğunu çözmeye çalışanlar olacaktır. Milletin tarafı desem "Millet ittifakı tarafında” diyecekler var. Devletin selameti desem Cumhur İttifakına destek olarak yorumlanacak. Ortada bir yazı, konuşma, görüş bizim ülkemizde artık geçerli değil. Her neyse yeniden konuya dönecek olursak bizim ülkemizde haddinden fazla siyaset yapılınca ister istemez bir kutuplaşma yaşandı. Partileri de geçtik artık zihniyetler tartışılır oldu. Seçmen kitleleri artık sloganlarla yönetiliyor. Yapılan projelerle yada yapılacak projelerin bir önemi yok artık. Ülkenin selameti için ekonomide, eğitimde, dış politikada, sporda, kültürde bu parti ne yapacak diye soran yok. Gerçi partilerde bu durumu bildikleri için onlarında proje üretip milletle paylaşma gibi bir dertleri de yok. Bu siyaset anlayışı ülkeye kaybettiriyor. İyiye iyi, kötüye kötü, yanlışa yanlış denilemeyen bir sistemin işlemesi mümkün olabilir mi? "Biz olmasak” diye başlayan cümleler siyasi etiğin kabul edeceği bir söylem değil. Karşı partinin seçmenlerine ağzına alınmayacak hakaretleri yapıp o seçmen kitlesinden oy istemekte sanırım yüzsüzlük olacaktır. Lakin maalesef bu yüzsüzlüğü sürekli seçim dönemlerinde görüyoruz. Dediğim gibi bu yazıyı birilerine gönderme, destek olma yada farklı bir amaçla yazmadım. Ülkede ki siyasi gerginliğin topluma nasıl yansıdığını gözlemleyerek ve inanın zorlanarak yazıyorum. Her ne kadar yüz yüze tartışmalarda en azından belirli bir seviye olsa da sosyal medya da bu seviye ayaklar altında. İşin aslını bilmeden yapılan paylaşımlar, işin aslını bilmeden yapılan boş yorumlar, sloganik cümleler, suçlamalar, hakaretler, küfürler vs. Böyle bir zeminde nasıl tartışılabilir? Sosyal medya siyasi mecra alanı olursa bu kutuplaşma daha da artacaktır. Karşı tarafı suçlamadan, itham etmeden kendi görüşünüzü paylaşsanız bile altında ki yorumlar sizin nezaketinize, üslubunuza karşı son derece çirkin yaklaşımlar olabiliyor. Memlekette yapılan güzel bir hizmeti takdir eden bir paylaşım yapsanız iktidara muhalif olanlar tarafından linç ediliyorsunuz. Yapılan bir yanlışı söyleseniz iktidar taraftarları tarafından yine linç ediliyorsunuz. Kendinize göre objektif bir duruş sergilemeye çalışsanız bile bunu mümkün kılmayan bir ortam var şuan. Avrupa'da insanlar asla siyaset konuşmuyorlar. Bunu özellikle orada yaşayan gurbetçilerimize sordum. Gerçekten de din, para, siyaset konuşulmuyor dediler. "Sadece televizyonlarda siyasi analiz yapan yorumcular var. İzlenir geçilir” dediler. Bizde o analizi yapanın diplomasını yırtacak abiler ablalarımız var halbuki. Eyvallah…

Yazarın Diğer Yazıları