Alçak Gönüllülük

Allah'a çok şükür ki mensubu olmakla şereflendiğimiz İslam dini bütün insanlığı iman nehrinden temizleyip Kur'an ışığı altında yaşamaya ve Allah Resulü Aleyhisselatü vesselamın yolunu takip etmeye çağırır. İslam'ın bu çağrısını kabul eden insan, Müslümandır. Bize ne mutlu ki Müslüman olarak bulunuyor, İslam'ın Rahmet gölgesi altında yaşıyoruz.

Bu sebeple gönlünde iman saltanatını kuran, kalbinde de Kur'an nurunu parlatan ve ruhunda peygamber aşkı taşıyan biz Müslümanlarda bulunması gereken güzel huylardan en önemlisi, tevazu sahibi yani alçak gönüllü olmaktır.

Alçak gönüllülük, Müslümanın hayatına ışık tutan nurlu bir huydur. Bundan dolayıdır ki çocukluğumda köyümdeki büyüklerimden duyduğum bir atasözünü hiç aklımdan çıkarmıyorum "Yerdeki yüze kimse basmaz” derler ve daima alçak gönüllü olmamızı tavsiye ederlerdi. Rahmeti sonsuz olan Yüce Rabbimiz Şuara suresindeki 215. ayetinde Resulüne ve onun şahsında bütün müminlere şöyle hitap ediyor:

"Sana tabi olan Müminlere tevazu kanadını indir, alçak gönüllü ol.” derken başka bir ayeti kerimede ise müminlerin vasıflarını beyan ederek şöyle buyurur: "O çok esirgeyen Allahın has kulları, ki onlar yeryüzünde mütevazı mütevazı yürürler. Bilgisizler kendilerine takıldıkları zaman, onlara selam gibi güzel sözler söylerler.” (Furkan/63)

Allahın Resulü de bir hadisi şerifinde şöyle buyurur: Şüphesiz Allah-ü Azimüşşan bana sizlerin mütevazi olmanızı vahyetti. Hiçbir kimse diğerine zulüm ve azgınlıkta bulunmasın. Hiçbir kimse diğerine karşı öğünüp böbürlenmesin.

Yine diğer bir hadisinde "Kim Allah için alçak gönüllü olursa, Allah onu yükseltir. Kim kibir gurur gösterirse, onu da alçaltır ve zelil eder.”

Görülüyor ki, hem Allahü Azimüşşan ve hem de onun sevgili Peygamberi müminlere tevazulu olmayı emrediyor ve bunda büyük bir fazilet olduğunu söylüyor.

Bundan dolayı inanmış insanlar konuşmasında, giyim kuşamında, oturup kalkmasında, yiyip içmesinde, daima mütevazi olmalıdır. Kibirlenip gururlanmak insanlardan yüz çevirmek onları küçümseyip hakir görmek şeytanın vasıflarını taşımaktır

Güzel ve olgun Müslüman odur ki, zenginleştikçe mütevazı olur. İlmi ve akli seviyesi yükseldikçe alçak gönüllüğü artar.

İnanmış gönüllerin tek örneği ve tek önderi olan Allah Resulü, insanların en alçak gönüllüsüdür.

Resulüllah, dostu düşmanı kim olursa olsun herkesle kibir ve gösterişten uzak olarak görüşürdü. Zengin fakir, siyah beyaz ayrımı yapmaz herkesin hal ve hatırını sorardı. Bir topluma iştirak edince kendisine hürmeten ayağa kalkmak isteyenlere mani olur, nereyi boş bulursa oraya otururdu. Çocuklarla ve fakir kimselerle sohbet eder, onlarla bir sofrada yemek yerdi. Giyinişi ile de hep mütevazi hür, köle, cariye, zengin fakir herkese karşı iyi davranırdı.

Efendimiz, bir gün karşısında korkudan titreyen bir adama:

"Arkadaş titreme. Ben bir kral değilim. Ben Kureyş'ten kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum.”, buyurması onun müevaziliğini gösteren ince bir örnektir.

Hz. Aişe validemiz'den de "Hayatının sonuna kadar Peygamber ailesi arka arkaya iki gün arpa ekmeği ile karnını doyurmamıştır” şeklinde nakledilmesi, bu gerçeği apaçık dile getirmiş oluyor.

Sahabeyi kiramdan Abdullah ibni Mesut Hazretleri ise "Allah Resulü peygamber (SAV) bir hasır üzerinde uyumuş, uykudan kalkınca hasır mübarek vücudunda iz bırakmıştır” buyurur.

İşte biz Müslümanlar Allah ve resulüne gönül vermiş insanlarız. Müslüman bir ipek böceği misali kozasını peygamber ahlakıyla örmek zorundadır. Bu bakımdan Müslümanlar benliğini kırmalı, kibir ve gururunu mutlaka silmelidir.

O halde mevki ve rütbemiz ne olursa olsun, daima mütevazi ve alçak gönüllü olma konusundan kendimizi hesaba çekmeliyiz.

Halife olduktan sonra Medine sokaklarından geçerken bir kadının evine girerken Müminlerin emiri geliyor denince kadın, "Dün ona Ömer derlerdi, bugün müminlerin halifesi mi oldu” diye cevap veren bu kadınının bu sözüne karşılık her gün ona uğrayıp, "Görülecek bir işin var mı? Göreyim. Doldurulacak su kabın var mı? Doldurayım. Çünkü Ömer'i Ömer'e sen tanıttın. Onun benliğini onun gururunu sen kırdın. Ömer'i senden başka kimse bilemedi.” diyerek tarihte eşine az rastlanacak büyük bir tevazu örmeği göstermiştir.

Yazıyı şöyle bağlayalım: Allah ancak mütevazi olan kimseleri yüceltir.

 


Yazarın Diğer Yazıları