Hasan Kadıoğlu’nun Hayatı ve Hatıralar -I-

Hasan Kadıoğlu (1905 - 1965)...

Köyüne köylüsüne ve çalıştığı tüm yerlere büyük hizmetler vermiş değerli bir öğretmen... Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk öğretmenlerinden...

1905 (1321) yılında Gilisıra'da (Gökyurt) doğdu. İlköğrenimini köyünde Kadirağalar'ın Mehmet Hoca ve Hatıp Hoca'dan aldı. Daha sonra Konya Medresesi'ne devam ederek başarıyla bu okulu bitirdi. Bu arada Kurtuluş Savaşı sona ermiş ve Cumhuriyet  ilan edilmişti. Tahsil yapmış insanlara devletin çeşitli kademelerinde çalışmak üzere çağrı yapılıyordu. Hasan Kadıoğlu öğretmen olmak istiyordu. Öğretmenliğe giriş şartı, Cumhuriyet Okulu'ndan mezun olmaktı. Bunun için aldığı eğitime uygun olan İmam Hatip Mektebi'ni Kütahya'da bitirdi. Öğretmenliğe girdi. İlk görev yeri Koçhisar'ın Sarıyahşi Köyü idi. Buradan yedek subay olarak askere gitti. Asker dönüşü Ilgın'ın Gembos (Gökçeyurt) köyüne atandı. Köyde okul yoktu. Okulun köylülerce köyde yapılmasına öncülük etti. Gemboslular hala "Gilisıralı Öğretmen” diye O'nu anarlar. 

1937'de kendi köyüne atandı. Bu arada soyadı kanunu çıktı ve "Gündüz” soyadını aldı. ( daha sonra Köydeki lakapları Kadıoğlu olunca Kadıoğlu soyadı olarak değiştirdi.)

Amacı hem köylülerinin çocuklarını okutmak hem de köylülerinin ufkunu açmaktı. Bunda da oldukça başarılı oldu. Kendi köyünde de yeni bir okul yapılmasına öncülük etti. Hatta kendisinin taştan oyarak yazdığı okul yazısı hala Glissira köyü okul duvarında ve cumhuriyet yazısı da köyün Başpınar mahallesindeki Halkevi duvarında bulunmaktadır. 

O'nun köydeki öğretmenliğinden sonra okuyanların sayısı hızla artmıştır. Köyde çalışırken köylünün hem öğretmeni, hem din hocası, hem sağlıkçısı, doktoru olmuştur. 

Sağlıkçısı deyince burada merhum babamdan dinlediğim bir anekdotu anlatamadan geçemeyeceğim.

Yıl 1930-31 derdi babacığım merhum. Yıllar kıtlıklı yokluklu yıllardı. Öyle istediği her şeyi evlerde hatta çok evlerde bulmak mümkün değildi. Buna ateş yakacağımız olan kibrit de dâhildi.

Köyünde öğretmenlik yaparken II. Dünya Savaşı çıkmıştı. Savaş Türkiye'yi de tehdit etmeye başladığında Hasan öğretmeni vatan görevi ikinci defa çağırıyordu. Teğmen olarak askere gitti. Üsteğmen ve Bölük Komutanı oldu. Edirne yığınağında kaldı. Komutanları orduda kalmasını çok istediler ama o öğretmenliğe ve öğrencilere dönmek istedi. Savaş bitince o da öyle yaptı. Köyüne, öğrencilerine döndü. 

Askerde uyumlu, herkese iyilik yapan, erdemli bir insan olduğu için komutanları O'na "Hulusi” adını takmışlardı. Resmiyette değil ama imzasında bu adı kullanmıştır. 

Üç yıl kadar köyünde öğretmenlik yaptıktan sonra Konya'nın Yarma ve Kızılören Bucakları'nda görev yaptı. Kızılören Bucağı'nda Avcılar Kulübü'nü kurdu.

1955 Yılı'nda Konya Merkez 14 Mayıs İlkokulu'na atandı. Burada görev yaparken emekliliği düşündü. Bir manifatura dükkânı açtı. İki-üç ay kadar devam etti yapamadı ve öğrencilerine döndü. "Ben üçe al beşe sat ticareti yapamıyorum, insanlar üç-beş kuruş için iyi niyetimden yararlanmaya çalışıyorlar. Ben yalan söylemeyi beceremem terbiyeme de uygun değil” diyerek zaten ayrılmadığı, ayrılamadığı öğretmenliğe geri döndü. 

14 Mayıs İlkokulu'nda görev yaparken 27 Mayıs İhtilalı oldu. Diğer öğretmen arkadaşları ile ortak karar ile okulun adını 27 Mayıs İlkokulu olarak değişmesini sağladılar. Okul daha sonra olumsuz bir dönemi hatırlattığı için Yunus Emre İlkokulu olarak değiştirildi. 1962 yılında evine daha yakın olan Mehmet Karacığanlar İlkokulu açılınca oraya atandı. Burada çalışırken mesleğinin 40. yılında öğrencilerinden sevdiklerinden ayrılarak Hakk'ın rahmetine kavuştu. (05.Eylül.1965) 

Buraya kadar geçmiş merhumun oğlu emekli öğretmen Merhum Rağıp Kadıoğlu anlatmıştı. 

Bu muhterem hocamız hakkında babam merhumdan dinlediğim bir anıyı anlatmak isterim. (Devamı Salı'ya)


Yazarın Diğer Yazıları