Üç Ayların İlk Kandili Regaip

Bu yıl da bizleri mübarek üç ayların ilki olan Recep'e ve bu ayın ilk perşembesini cumaya bağlayan geceye kavuşturan Yüce Allah'a hamdolsun.

Değerli okurlarım bu yaşıma kadar ilim adamlarının ve kıymetli hocalarımızın Regaip kandili hakkında yazmış oldukları yazılardan edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmayı uygun buldum.

 

"Recep ayının ilk Cuma gecesine Regaip gecesi denir. Regâib, Arapça bir kelimedir ve "reğa-be” kökünden gelmektedir. "Reğa-be”, kelime olarak, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek demektir.

Regâib kelimesi Kur'an'da geçmemektedir. Ancak "reğabe”den türemiş olan çeşitli kelimeler, Kur'ân'da sekiz yerde geçmekte ve "reğabe”nin ifâde ettiği mana için kullanılmaktadır (el-Bakara, 2/ 130; en-Nisa, 4/ 127; et-Tevbe, 9 / 59,120; Meryem, 19 / 46; el-Enbiya, 21/90; el-Kalem, 68/32; el-İnşirah, 94/8).

Değerli okurlarım, zaman sel gibi akıyor. Kâinat ömür sayfalarını doldurmakla meşgul. Gökler erimiş birer mum gibi akacağı, dağlar ise atılmış pamuk gibi savrulacağı, denizler, lav fışkırıp kükreyeceği kıyameti beklemektedir. Herkesin "nefsi nefsi” diye feryat edeceği ve Yüce Allah'ın Resulü Muhammed Aleyhisselam'ın secdelere kapanıp "Ümmetim, Ümmetimi, Ümmetimi isterim Ya Rab. Ümmetimi bana bağışlamadıkça kalkmam” diye niyazda bulunacağı o büyük gün gelmekte.

Ömrümüz boyunca birçok senelerde böyle rahmet, bereket ve mağfiret ayları gelip geçti. İşte insan ömrü de böyle Allah muhafaza gaflet içinde gelip geçmesin. Öyle ise Resuli Zişan Efendimizin ifadesi ile "Cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukur” olma ihtimali olan kabre doğru akmaktadır. Oraya akmayan, oraya gitmeyen hiçbir kimseyi gösterebilir miyiz? Hayır. İyiler de, kötüler de mutlaka oraya gider. Ne var ki iyiler mükâfat alırken kötülere azap vardır.

Hani dedeler, nineler, analar, babalar, tanıdıklar, dostlar? Hani Allah'a, Peygambere, Kuran'a dil uzatanlar, mevki makamlarına güvenerek dine hücum ededenler? Nereye gittiler, hiç birisi aramızda yoklar.

İşte her Müslüman'ın daha şimdiden üzerinde titizlikte düşünmesi gereken hususlar bunlardır.

Ancak sadece düşünmekle olmaz. Kendimizi bu düşüncenin ışığı altında İslam'a teslim etmemiz gerekir.

İşte böylelikle İslam'ın rahmet, bereket, mağfiret ve fazilet çeşmelerinden kana kana nasip almak icap eder.

İşte üç aylar denen Recep, Şaban ve Ramazan bu nasibi temin etmek için en güzel fırsatlardır.

Bu Perşembe günü yapılan, sanırım sadece Konya'mıza has asırlardır süren bir gelenek olan şivlilik de çok önemli. Sabahın erken saatlerinde evlerin kapılarını çalan cıvıl cıvıl küçük büyük, kız erkek çocuklara güne özel eskiden pişi yapılırdı; şimdi ise şekerli, pastalı yiyecekler ikram edilerek sevindirilip günün ihya edilmesi, günü cumaya bağlayan gece de ibadet ve dualar ile geceyi değerlendirdik. Çünkü bu geceler sonsuz rahmet ve mağfiretlerle doludur.

Çocukların şu tekerleme sözleri pek tatlı olurdu şivlilik günlerinde:

Şivlili şivlili şişirmiş

Erken ablam pişirmiş

İki çörek, bir börek

Bize namazlık gerek.

Asırlardan beri bütün olgun müminler bu geceyi ihya etmişler, gündüzlerini oruçla, gecelerini namazla, Kur'anla, zikirle, niyazla, salavatı şerifeyle, vaaz ve nasihat dinlemekle geçirmişler ve onun feyz ve bereketinden istifade etmenin yollarını aramışlardır. Regaip gecesinden nafile namaz kılanlara bir şey demeye hakkımız yok ancak kaza namazı olanların kaza namazı kılıp bol bol Kur'an okuyup salavatı şerife getirmeleri tavsiye edilir.

Resulüllah Efendimiz Recep ayında bazen oruç tutmuşlar bazen de tutmamışlardır. Bu husustaki Hadis-i Şerifte İbni Abbas (R. A.) şöyle buyurur: Resulullah (S.AV.) Recep ayında bazen öyle oruç tutardı ki hiç orucunu bozmadı derdik. Bazan da öyle tutmazdı ki hiç oruç tutmadı, diyebilirdik. Bu bakımdan Regaip gecesini de oruçla karşılamak büyük bir sevap olsa gerektir.

Değerli okurlarım Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de tek örneğimiz ve tek önderimiz Peygamberimize hitapla şöyle buyurur: Ey Nebiyyi Zişan, biz seni hakikaten bir şahit, bir müjdeci ve bir korkutucu ve Allah'a O'nun izniyle bir davetçi ve nur saçan bir kandil olarak gönderdik. Müminlere müjdele ki, onlar için Allah'tan büyük fazl'u keremler vardır. (Azhap suresi 45-46-47 ayetler)

Şu halde hak davetçi O. Müjdeci O. Şefaatçi O. Şahit O. Korkutucu O. Nur saçan kandil O. Regaip gibi mübarek gecelerin kahramanı O. Ve üç aylar yaklaştığı zaman " Allah'ım, bize Recebi ve Şabanı mübarek kıl ve bizi Ramazana ulaştır diye sık sık dua eden de O. Biz de Efendimiz Aleyhisselamın duasına Âmin diyoruz. Çünkü ondan başka yolların sonu hüsrandır. İnsan onun ahlakıyla süslenmişse insandır. Kalp O'nun sevgisiyle dolmuşsa kalptir. Vicdan onun nuruyla parlamışsa vicdandır.


Yazarın Diğer Yazıları