Yalvaç -2-

Müze çıkışı sonrası öğle ezanı okunuyordu hemen yakınımızda bulunan Devlethane camiinde öğle namazlarımızı eda edip çarşının orta yerinde bulunan bir açık hava kahvesinde gurup üyeleri topluca birer çay içtikten sonra ilçe idaresi tarafından daha önce konuşulmuş olan Semih Et lokantasında yemeğe geçtik. Burada yemeğe oturduğumuzda yanımıza Müze Müdürü Daha önceden karaman müze müdürü iken az da olsa tanıdığımız Abdülbaki Yılmaz Bey geldi. Hem yemek yedik hem de müdür bey ile Mete Mimiroğlu ve Zekeriya Şimşir hocamız koyu bir sohbete daldık. Bu arada ilçe hakkında bilgi veren müdüre ilçenin nasıl bu kadar gelişmiş olduğunu sordum? Burası Ağırlığı Fransa da olan Avrupa gurbet ayaklı bir ilçe

Fabrika gibi işyerleri yok ama tarım ağırlıklı Elma, Üzüm ve tarımsal ürünleri ile zengin yaz günlerinde gurbetçiler ve tarihi gezmeye gelenler ile birlikte yüz bini bulduğu nu söyledi. Ayrıca ilçenin sera ile tanışmasının enteresan bir yönünü şöyle anlattı. İlçeye bağlı Çetince köyünün insanları buradan Antalya'ya göçerek orada yıllarca çalışıp seracılığı öğrenmişler sonra tekrar bu topraklara dönüp modern seralar yaparak sebze ve çilek yetiştirerek hem yörenin ihtiyacını hem de başka illere göndererek karlarını geliştiriyorlar dedi.

Bu ilçede gerek müzelerini gezerken gerek se eski isimleri zikrederken bana çok yakın gelen bir isim dikkatimi çekiyordu. Aziz Paul benim köyüme gelmiş çok zaman kalmış olan bu Hıristiyan dinine hizmet etmiş olan ve köyüm Kilistra nın halen bir semtine Paulönü diyerek hem yaşadığı mağarasının ve ders verdiği kayadan oyma manastır okulunun bulunduğu yer olan Aziz paulün Önce Liystra sonra buraya mı geldiği yoksa önce buralara sonra da Liysra ve Kilistra yamı geldiği konusunda çelişkide kaldık. Bana göre önce Yalvaça sonra da İiystra ve Kilistra ya geldiği yönünde bilgiye sahiptim. Neyse burada bunun tartışmasını yapacak değilim yemek sonrası Yalvaç Çarşısını Şöyle kısa bir gezmeden sonra esas açık hava müzesi olan ve binlerce Turisti çeken PİSİDİA ANTİOKHEIA M.Ö 3. YY la kadar uzanan dönümlerle arazi üzerindeki sadece Kuzey yönündeki kalıntıları meydana çıkarımlı olan Roma şehrinin Giriş kapıları ve sokakları, Roma döneminde Roma valisinin yaşadığı yer olan bu doğu batı yolunun sonunda 8000 kişilik olduğu sanılan antik tiyatrosunu ve yüzeye çıkarılmış olan Pavlosun vaaz verdiği ayinler düzenlediği kilise kalıntılarını gezerken baya zorlandık. Buraları bize eşlik eden Arkeoloğ Ercan Kavaklıdan doyurucu bilgiler alıyor buralarda yaşanmış asırlar önce teknolojisinin ne adar gelişmiş olduğunu bize gösteriyordu.

Artık ikindi olmuş Yalvaç gezisi bitmiş ayrılma vakti gelmişti. Beyşehir üzerinden Konya'ya gelecektik yol boyunca Şarki karaağaç ilçesi ve diğer köyleri geçerken yol kenarındaki Çeşitli armut ve Elma bahçeleri bize sevgi ile güle güle diyordu. Artık akşam yaklaşırken Hüyük ayrımı ve Kıreli'yi geçerken yolumuza yakın Sadık hacıya doğru dönüp Hitit anıtı olan Berrak suların süzüldüğü Eflatun pınarına geldik bu anıta kısa bir göz gezdirip Mete beyden geçmişine ait bilgiler alıp yola revan olduk akşam ezanı vaktinde Beyşehir Eşrefoğlu Camiinde Akşam namazının cemaatine yetişmiş namazımızı eda ettik. Daha sonra bu cami hakkında Zekeriya şimşir hocamızdan önemli bilgiler ve doyurucu alıp Konya ya gelmek üzere yola çıktık Saat 9-15 de Kılıçaslan şehir meydanında Gezimizi sona erdirdik. Bu geziye katılan başta TYB Konya şubesi başkanı Prof Dr. Hayri erten Başta olmak üzere bütün katılımcılara ve gittiğimiz yerlerde bizlere eşlik eden dostlara selam ve saygılarımızı sunarım.

Gittik, gezdik. Gördük, yazdık.

Yazarın Diğer Yazıları