Yılbaşı Çılgınlığı

Yazık tanıyamadım yılbaşı gecesi şu Türk gençliğini

Tam anlamıyla benimsemişiz biz Hıristiyan âdetini

Son günlerinin yaşandığı bir Aralık ayı gecesi Kültürparkta bir kültürel programına giderken banklarda oturmuş etrafında gelip geçenleri bile görmeyen onlara aldırış bile etmeyen hem Türküm hem de Müslüman'ım diyerek güya çağdaş geçinen kendine göre mutlu olduğunu zanneden gençliğimizden çok utandım haya ettim.

Acaba bu Müslüman geçinen vatandaşlarımız bu gençliğimiz sokaklarda banklarda kucak kucağa öpüşmeyi yaparken utanmayı arlanmayı yitirmiş olarak neyi ispat etmeye çalışıyor anlayamadım. Şu yılbaşı gecesi içkinin su gibi aktığı, hayânın edebin ortadan kalktığı, insan haklarının yok sayıldığı, yollara caddelere, pisliğin cam eşyaların insanların üzerlerine savrulduğu, bir rezaleti bizlere ve yüzde doksanımızın bu tür hareketleri benimsemediği yılbaşını bizler niçin kutluyoruz anlamış değilim.

Bu nedir Allah aşkına günlerdir bazı köşe yazarlarımızın ve sağduyulu yayın organlarımızın din adamlarımızın bu adetler bizim âdetimiz değildir. Hiçbir dinde de böyle bir kutlama yoktur diye uyarmalarına rağmen sanki bunlara inat edercesine edepsizliğin daniskasını yapmak. Sokaklarda içki içmek noel baba kıyafetleri çam süslemeleri içkinin fuhşun kol gezdiği barlarda pavyonlarda eğlenmek bir Müslüman'a yakışır mı?

Şöyle bir düşünmeli Müslüman biz kimiz? Aslımız esasımız cevherimiz ne?

Biz Allahın " Muhakkak biz insanı en güzel şekilde yarattık” hitabının muhatabı olan kullarız. Biz Kuran diliyle.”Siz insanlar için(seçilip) çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz, iyiliği emreder kötülükten vaz geçirmeye çalışırsınız, (çünkü) Allaha inanıyorsunuz” fermanının sahibiyiz.

"Alemlere rahmet olarak gönderilen” ve o dehşetli mahşer günü herkesin " nefsi nefsi diye çırpınacağı bir zamanda secdelere kapanıp, ümmetimi isterim ya Rab, ümmetimi bana bağışlamadıkça kalkmam diye feryad edecek olan Habibi Kibriyanın ümmetiyiz.

Öyle ise bu yılbaşı kutlaması niye,

Hedefi insanları saadet ve mutluluğa götürmek olan İslam'ın hiçbir sisteminde iktisadi, hukuki, içtimai, ilmi, fikri, ruhi ve kültürel hiçbir görüşünde Noel ve miladi yılbaşı kutlamasının yeri yoktur.

Peki, o halde Noel ve yılbaşı nedir. Noel Hz. İsa (AS) ın doğum günü ise ki bunun doğruluk derecesi tartışılabilir. Yılbaşı da bu Takvimin başlangıcının kabul edilişi ise, bu da münakaşa edilebilir. Bunların çok üzerinde durmayalım. Üzerinde durulması gereken şudur.

Dini ve milli geleneklerinde hiçbir yeri olmayan Noel'i ve yılbaşını "Müslüman'ım” diyenler niçin kutluyorlar, bunu anlamak mümkün değil.

Değerli okurlarım, şu gerçeği belirtelim ki, bir milletin kendi dini ve milli değerlerini bırakıp yabancıların örf ve adetlerini benimsemesi demek; o milletin dini yönden kuruması ruhi yönden çürümesi, tarihi bakımdan küçülmesi. Ve ne yazık ki benliğini kaybedip aşağılık duygusuna kapılması demektir. Bu sebeple hiçbir akıllı olgun Müslüman yabancıların örf ve adetlerini kutlama ve onlara benzeme zavallılığına düşemez.

O bilir ki: bir Müslüman'ın Hıristiyan kültür ve hayatının izlerini taşıyan Noeli ve yılbaşını benimsemesi, alnına en büyük leke ve aşağılık duygusunu yapıştırması demektir.

Değerli okurlarım Yüce Rabbimiz Kur'an'ı Kerimde buyuruyor ki.

Ey iman edenler, müminleri bırakıp da kafirleri dostlar edinmeyin. Yahudileri de, Nasranileri de kendinize dost edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin yaranı dırlar. İçinizden kim onları dost edinirse o da onlardandır. Şüphesiz Allah o zalimler güruhuna muvaffakiyet vermez. Sizin yariniz ancak Allah'dır, O'nun Peygamberidir.

Müslümanlar ve inananlar böyle bir gaflete düşmemelidir. Şu tarihi bir gerçektir ki Yahudi ve Hıristiyanlar hiçbir zaman Müslümanlara dost olmamışlardır. İşte bunun için el, öpülesi atalarımız Domuzdan post Düşmandan (Gavurdan) dost olmaz demişlerdir.

Öyle ise gelin kardeşlerim dinimizin gereklerini yaşayalım, içkiden kumardan fuhşiyattan, yılbaşı bileti almaktan elin örf adetlerini benimsemekten vazgeçelim Allahın sevgili kulları olalım. Selam ve dua ile


Yazarın Diğer Yazıları