Başörtüsü

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, başörtüsü ile ilgili bir yazı kaleme almış. Bendeniz de, siz değerli gönül dostlarımla paylaşmak istedim. Bakınız ne diyor Nevzat Tarhan;

"Başını örtenler,

Eğer inanmadan örtünüyorsanız, başörtüsünü çıkarınız. Eğer siyasi simge olarak örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer mahalle baskısıyla örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer babanızın baskısıyla örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer kocanızın baskısıyla örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer ağabeyinizin baskısıyla örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer yaşadığınız ortamda prim yaptığı için örtüyorsanız, başörtüsünü çıkarınız. Eğer gelenek olduğu için örtüyorsanız, çıkarınız. Eğer güzelleştirdiği için başınızı örtüyorsanız, çıkarınız.

Eğer Allah için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz. Eğer dini gereklilik için örtüyorsanız, sizi tebrik ederiz devam ediniz. Ancak artık özgür olmadığınızı unutmayın. Başörtüsü ile sakız çiğneyerek dolaşamazsınız. Karşı cinsle sarmaş dolaş olamazsınız. Artık temsil ettiğiniz bazı değerlerin var olduğunu unutmayın. Eğer inandığınız için örtünüyorsanız, örtünün içini doldurun. Dürüstlüğünüz, çalışkanlığınız, oturup kalkışınızda da daha dikkatli olmalısınız. Çünkü başörtüsü, sizin için hem bir hak, hem bir değerdir. Haktır; çünkü sonradan çıkarılmış bir kavram değildir. 1400 yıllık bir geçmişi vardır. O halde, örtündüğünüz gibi yaşayın, yaşadığınız gibi örtünün.”

Başörtüsüne karşı olanlara da şu can alıcı, gönül tellerini titretici sözleri söylüyor;

"Başörtüsüne; size ölümü hatırlattığı için karşıysanız, vazgeçin. Ölüm vardır ve gerçektir.

Başörtüsüne; din karşıtlığınız sebebiyle muhalifseniz, vazgeçiniz. Dinin, teselli etme ve hayata anlam katma gücünü yok edemezsiniz.

Başörtüsüne; korktuğunuz için karşıysanız, korkunuzu analiz ediniz. Korkunuz, dinin yanlış yorumlarından kaynaklanıyorsa, doğru yorum bulmak ya da oluşturmak için mücadele ediniz. Korkunuz, İran gibi olmaktan kaynaklanıyorsa, başörtüsüne karşı çıkmak yerine, radikalliğe karşı çıkınız. Korkunuz; Atatürkçülüğün tehlikede olmasından kaynaklanıyorsa, hangi Atatürk'ü savunduğunuzu sorgulayın.

Korkunuz; Cumhuriyet'in tehlikede olmasından kaynaklanıyorsa, "Tek Parti Cumhuriyeti” ni mi, "çok Partili Cumhuriyeti” mi savunduğunuzu sorgulayınız. Korkunuzun sebebi; özgürlüklerin kaybolması ise, herkese özgür yaşayacağı ortam sağlayacak çözümler üretiniz. Korkunuz; Laikliğin tehlikede olmasından ileri geliyorsa, laiklikle, dün karşıtlığını karıştırıp karıştırmadığınızı sorgulayınız. Korkunuz; sahip olduklarınızı yitirmektense, elde ettiğiniz varlıklara; "Düşünceye karşı düşünce” yöntemiyle mi mücadele ediyorsunuz, bunu sorgulayın.

Başörtülü birini gördüğünüzde size; "dinsiz” denildiğini hissediyorsanız, vazgeçiniz. Çünkü bu, sizin algınız olabilir. Niyet okuyarak hükme varmak, insanı realite körlüğüne götürür. Başörtülü bir kadını gördüğünüzde, "dinde böyle bir uygulama yok” diye düşünüyorsanız, bırakınız onu konunun uzmanları söylesin. Bilimsel cahillik yapmayınız.

Başörtüsünü "gericilik” olarak değerlendiriyorsanız, asıl gericiliğin, öğrenme hakkını engelleme olduğunu görünüz. Gericilikle mücadele, cehaletle mücadeledir, dinle mücadele değildir. Başörtülüleri; "kendilerini kısıtlayan insanlar” olarak görüyorsanız, inandığı değerler için zevklerinden vazgeçenlere saygı duyunuz.”

…………………………………

Nevzat Tarhan'ın yazısı bu şekilde devam ediyor. Benimsenen, kabul edilen; fikir, düşünce ve inanç sistemlerine hoşgörüyle yaklaştığımız zaman; insanlığın zirvesine çıkmış oluruz. Eğer bunun adına; "demokrasi" denirse, demokrasi; insan hakları deniyorsa, insan hakları…


Yazarın Diğer Yazıları