Gönül Dostları

 "Dikkat et, kalbine bir gönül arkadaşından gıda ver. Yürü, ikbali bir ikbal sahibinden ara.” (Hz. Mevlana)

 

Gönül Allah'ı sever: Kadın, altın, para, şöhret, ev, çocuk, araba, villa gibi putlara itibar etmezse Kabe olur, bunun tersine durumda, gönül; Kabe (Allah evi) değil, put evi olur.

Gönül, Hak binasıdır: Kâ'be'yi Hz. ibrahim (a), gönülü de Allah inşâ etmiştir. Kabe, zamanımıza kadar çeşitli nedenlerle yıkılmış, fakat insan eliyle yeniden yapılmıştır. Kalp öyle mi?. Sonlu somutun (Kâ'be) inşası kolay; sonsuz soyutun (kalbin) inşası zordur.

Duruş kazan, ye, yedir

Bir gönül ele getir

Yüz Kâ'be'den yeğrekdir

Bir gönül ziyareti.

Yunus Emre

 

Yunus Emre farz olan hac dışında, yüz kere Kâ'be'ye gitmek yerine, yaralı bir gönlü ziyaret etmeyi, daha üstün görüyor.

Gönül yapmak, arş yapmaktır: Yukarıdaki anlattığımız espiriyle bağlantılıdır.

Gönül hoşluğuyla olur ibâdet: İbadetin kerhen (zoraki) olanı değil, tav'an (gönüllü, istekli) olanı makbuldür.

Sevginin olmadığı yerde nefret dahil her türlü kötülük vardır. Savaşlar sevginin olmadığı toplumlarda çıkar. Tek başına da olsa sevginin yeryüzüne barışı getirme gücü vardır. Tek çiçekle bahar olmaz ama bahar tek çiçekle başlar. Sevgide; kararlılık, sabır, azim, inanç, samimiyet başta gelir. Bunlar, sevginin olmazsa olmazlarıdır.

Sevgi ile büyüyen nesil başarılı olurken, ondan uzak olanlar kötülük kusarlar. Etrafımıza ve dünyamıza bakalım; nerede suç varsa- nerede kötülük varsa orada sevgi yoktur, olamaz da. Yeryüzünde nerede bir savaş varsa, orada kötülük vardır ama sevgi yoktur. Sömürenlerde ufacık bir sevgi olsaydı, şimdi yeryüzü yaşanılır olurdu. Maalesef her tarafta kötülük kokmakta, ölüm kol gezmekte. Çünkü sadece kendini düşünen insanda sevgi olmaz. Onların felsefesinde; birilerinin acı çekmesi vardır ki onlar rahat etsin.

Sevgi üzerine bina edilen yeryüzü şu an kimlerin elinde. Sevgisizlik üzerine bina olunmuş şu an ülkeler. Daha çok sömürmek için birbirleriyle yarışmaktalar. Ve bu rekabet, insanları birbirlerine karşı düşman hale getirmekte, sosyal olaylardan uzak durup bireyselciliği ön planda tutmakta.Ve kalabalıklaşan dünya da giderek yalnızlaşmaktadır. Çünkü daha çok kazanmak için rahatını daha çok ön planda tuttuğu için; birileri acı çekerken, o kendini daha mutlu hissetmektedir.Yapı taşı olan sevgi de kalmayınca, kimse kimseye acımamaya başlıyor.Ve büyük tufana tutuluyor insanlık.

Kur'an; "Müslümanlar ancak kardeştir, müslümanların arasını düzeltin”, "bir fasık haber getirdiği zaman araştırın”, "gıybet etmeyin, iftira atmayın, birbirinizin ayağını kaydırmayın….” Diyor. Biz ne yapıyoruz?

Gönül dostları dediğimiz zaman akla; büyük, tarihe mal olmuş, herkesin dilinden düşmeyen mutasavvıflar gelir. Ama, kıyıda, köşede kalmış, halkın kendilerinden haberi olmayan, kendi halinde, sessiz ve sakin, halk tabiriyle; "Allahlık” denilen insanlar vardır.

O kadar ki, bazen; "deli”, "mecnun”, "sersem” şeklinde haklarında ileri geri konuştuğumuz kimselerin de; "gönül dostu” olabileceğini aklımızdan çıkarmamalıyız. Halk içinde hak ile beraber olanları aramak asıl olan. Bu insanlar, senin, benim gibi insanlardır. Bunlar da; meslek sahibidir.

Gönül dostlarını yalnızca; Mevlana, Şems, Konevi, İbni Arabi, Hacı Bayram Veli, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre, Taptuk Emre…ile sınırlamamak gerekir. Önemli olan, bütün gönül dostlarına ulaşmak, hepsini hatırlamak ve hepsinden mesajlar, dersler alabilmektir.

Gönül dostlarını anlatmak demek, hoşça vakit geçirmek, eğlenmek, acı hayah hikayelerini dinleyerek gözyaşı dökmek değildir. Bizim de, onlar gibi olabilmemiz, onların- keramet hariç- yaptıklarını yapabilmemizdir. Bu insanların hepsi; "Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” ikazına kulak vermiş, "Emir olunduğun gibi dosdoğru ol” mesajını özümsemiş kimselerdir.


Yazarın Diğer Yazıları