HAYATIMIZIN DÜZENE GİRMESİNİ İSTİYOR MUYUZ?

Hep şikayet ettiğimiz konudur; "hayatımız düzenli değil, iki yakamız bir araya gelmiyor, ailede huzurumuz yok, sevgi- saygı kalmamış, insanların şirazesi çıkmış….”

Dünyada; savaşların, kanın, gözyaşının, terörün, hukuk ihlallerinin… altında; Kur'ansızlık, iz'ansızlık, imansızlık… yatmaktadır.

Kur'an'la yaşamak, aynı zamanda Kur'an'la İletişim kurmaktır. Mümin şahsiyet; Kur'an'la iletişim içine girer. Bu, her Ramazan ayında "hatim yarışı”na girerek, el alem; "ne çok hatim yapmış, ne kadar iyi okuyor” diye iftihar vesilesi yapmakla olmaz. Kur'an'ı, yükseklere koyarak, gelin ve damatların odalarında süs olsun diye nakışlı kaplarda saklamakla şahsiyet elde edemeyiz. Mümin; aynı zamanda ve her şeyden önce Allah'la iletişim kuran, Kur'an okudukça, Allah'la konuştuğunu bilen insandır.

Kur'an'la iletişime geçen; hurafelerden, akıl ve düşünceye aykırı davranışlardan, ilme ters tutumlardan uzak kalan, Kur'an'ca iletişimi hayat iksiri olarak gören, barışı, kardeşliği, diğer dinlerden olanlara karşı hoşgörüyü, insan sevgisini, adaleti, eşitliği, "veren el” olmayı, "bugün Allah için ne yaptın?” anlayışına ilgisiz kalamayan kimsedir.

Aslında Kur'an bizden, aksiyoner olmamızı, tembellikten, mıymıntılıktan, bana necilikten, beni ilgilendirmez tavırlarından, aymazlıktan, vurdumduymazlıktan, kendine Müslüman olmaktan, sadece kendi çıkarını düşünmekten… kurtulmamızı ister. Başkasının aklını değil, kendi aklımızı kullanmayı, başkasının düşünmesi değil kendimizin düşünmesini, başkasının inanması değil kendimizin inanmasını, şeyhlerin, hocaların, hacıların, üstadların, müftülerin, imamların… aklıyla değil, onların dedikleri değil, Kur'an'ın dediği, Allah'ın buyurduğu istikamette ve de kendi aklımızı da devreye sokarak yaşamak en doğru ve en ideal olanıdır.

Kur'an, emanet akıl istemez. Kendi aklımızın, kendi irademizin, kendi düşüncemizin, kendi fikirlerimizin devreye sokulmasından yanadır. Onun için şöyle denir; "sağ gözün sol göze faydası yoktur”, "insan yalnız doğar, yalnız sıkıntı çeker ve yalnız ölür.”

Mümin, Kişilik sahibidir. Kur'an'dan yolu geçmeyen veya ruhu, gönlü Kur'an'la sulanmayan insanlar; fedakârlık, vefakârlık, sorumluluk, elini taş altına koyma bilincinden uzaktır.

Her an Kur'an'ı hayatımızın mihveri yapmak zorundayız. Kur'an'ı hayat mihveri yapmayan insanlar empati kuramaz, "Salih amel” içinde olamaz, "emir olunduğun gibi dosdoğru ol” anlayışını idrak edemez. Kur'an'ca iletişime şaşı bakanlar; "niçin yapmadığınızı söylersiniz?”, "ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol” ruhundan habersizdir.

Temiz toplumun anahtarı; Kur'an'ca yaşamakta yani Kur'an'la iletişimdedir. Çünkü bu ruhla iletişime girenler; ticarette hile yapamaz, müşterisine bozuk ve hileli mal veremez, yaya kaldırımlara mal koyup yayaların geçmesine engel olamaz, trafik magandalığı yapamaz, ülü'l emre itaat eder, teraziyi hileli tutamaz, adaletten ayrılmaz. Faizle alışverişin "haram” olduğu şuuru içindedir. Borçlandığı zaman; yazılı hale getirir ve şahitlendirir.

Hz. Peygamberi sevmek, onun hayatını okumak, bol bol gözyaşı dökmek değildir. O nasıl; "beni Hud suresindeki, "Emir olunduğun gibi dosdoğru ol” ayeti yaşlandırdı” demiş de, hayatını istikamet içinde sürdürmüşse bizim de aynısını yapmamız gerekir. Uymadıktan, uygulamadıktan sonra, sayfalar arasında kalan ayetler bize yarar sağlar mı?

Kur'an

 

Haktan gelen mektubu, pasajı oku,

Medenî hayat gelsin, yok olsun hüsran,

Resul kıssalarından, mesajı oku,

Ölü kalpler can bulsun, dirilsin insan!

 

Ayetler nakış nakış, oya misali,

Gönüllere işlenmiş, her bir timsali,

Hicranları bitirir, Rabbe visali,

Kur'an kılavuz olsun, durulsun zaman!

 

İnsanı inşa eder, İslamî yolda,

Kötüyü alır gider, ihsanî elde,

Sevgiye sevgi katar, irfanî kulda,

Kur'an şifa sofrası, kurulsun her an!

 

Dünyaya muhabbeti, getirecek o,

Savaşları nefreti, bitirecek o,

Dostlukların tahtına, oturacak o,

Kur'an barış kapısı, girilsin her an!

 

Sadra şifa veriyor, okundukça hep,

Hüzün sona eriyor, dokundukça hep,

Sıcaklığı sarıyor, bakındıkça hep,

Kur'an kucak açıyor, sarılsın her can!


Yazarın Diğer Yazıları