HİCRET EDİYOR MUYUZ?

Hicret; Hz. Peygamber Efendimiz ve diğer Müslümanların; baskılardan kurtulmak için 622 yılında Mekke'den Medine'ye göç etmelerine verilen isimdir.

Hicri yılbaşı veya Hicri yeni yıl olarak bilinen Hicri takvim'in ilk günü 1 Muharrem'dir.

Hayat boyu hicret devam ediyor. Herkesin hicreti var; Kimisi mala hicret eder, kimi kadına, kimi makama, kimi ne kadar şer varsa ona... bizim hicretimiz; hakka, hakikate, doğruya...Hicri yılbaşımız mübarek olsun.

Gerçekten Allah'ın yasaklarından, O'nun emirlerine hicrette neredeyiz? Bu hicret yolculuğunda başarılı mıyız? Sevgililer sevgilisinin bin bir kahır, sıkıntı ve tehlikeyle baş başa kalarak gerçekleştirdiği, sonunda YESRİP'i bir nurlu şehir; MEDİNE (MEDENİYET) haline getirdiği gibi, bugün bizler hangi çöl, çorak ahvalimizi hicretle aydınlatıyoruz? Hep Resulullah'ın "ASR-I SAADETİ"ni anlatıyoruz. O kadar ki gözyaşları içinde okuyor, dinliyor ve; "ne güzel zamanlarmış" diyerek hayıflanıyoruz!

O günden bugüne ne değişti? Ne değişiyor? O günün müşrikleri bu gün de yok mu? O günün Ebu Cehilleri, o günün Ebu Lehep'leri, o günün As Bin Vail'leri... bu gün de yok mu?

Her yıl 1 Muharrem'i hicri yılbaşı olarak güzel sözlerle tebrik etmek yeter mi? Aman yanlış anlamayın; 1 Muharrem'i millete hatırlatmayalım, tebrik etmeyelim... demiyorum. Diyorum ki hep birlikte İslam'ı en ince detayına kadar, eksiksiz şekilde yaşamayı neden ihmal ediyoruz? Nefis atının dizginlerini çekip, "Dur bre mel'un sen ne yapmak istiyorsun? Sen bana tabisin" diyerek muşuna muşuna vurup Resulullah'ın, sahabilerin, kamil müminlerin, Mevlana'ların, Yunus'ların, Hacı Bayram'ların, Hacı Veyiszade'lerin, Ladikli Ahmet Ağa'ların... yaptığı gibi yapmamız çok mu zor?

Mümin; aynı zamanda ve her şeyden önce Allah'la iletişim kuran, Kur'an okudukça, Allah'la konuştuğunu bilen insandır. Kur'an'la iletişime geçen; hurafelerden, akıl ve düşünceye aykırı davranışlardan, ilme ters tutumlardan uzak kalan yani hicret eden, Kur'an'ca iletişimi hayat iksiri olarak gören, barışı, kardeşliği, diğer dinlerden olanlara karşı hoşgörüyü, insan sevgisini, adaleti, eşitliği, "veren el” olmayı, "bugün Allah için ne yaptın?” anlayışına ilgisiz kalamayan kimsedir. Mümin, Kişilik sahibidir. Kurandan yolu geçmeyen veya ruhu, gönlü Kur'an'la sulanmayan insanlar; fedakârlık, vefakârlık, sorumluluk, elini taş altına koyma bilincinden uzaktır.

Zararın neresinden dönersek kârdır. Bugünden başlayıp, yepyeni bir "HAKKA HİCRET" sayfası açabiliriz. Unutmayalım ki; "Günahına tövbe eden, hiç günah işlememiş gibidir" buyuruyor peygamber Efendimiz. Muharrem ayı ve Hicri yılbaşımız mübarek olsun!

Hicret

Hikmete çıkan yollar, kutlu alamet,

Çağlar üstü mutluluk, özgünlük hicret,

Zulmeti yakan eller, sonsuz selamet,

Bitmeyen mücadele, düzgünlük hicret!

 

Medeniyete bakış, bitmez tebessüm,

Cehaletleri yıkış, mutlu bir mevsim,

Pınarlardaki akış, cennetten tesnim,

Şirklere müdahale, dizginlik hicret!

 

Vefakârca kalmaktır, Rabbin sözünde,

Hak yolunda ölmektir, Kur'an izinde,

Dünyalıktan olmaktır, sevgi özünde,

Aklın zirve makamı, sezginlik hicret!

 

Hak yolunu terk etmek, esaret verir,

Vuslatlara gark etmek, cesaret verir,

Kalbi şirke berk etmek, metanet verir,

Kirlerden damla damla, süzgünlük hicret!

 

Arz-u semanın aşkı, nurudur bu fer,

Haktan gelen armağan, sunulan sefer,

Davayı omuzlayan, kahraman nefer,

Sürakalara bir ders, bozgunluk hicret!

 

Kalpleri kinle dolu, müşrik güruhun,

Hüda'nın hediyesi, bitmez sürurun,

Medeniyet yolunu, açan o nurun,

Karanlıkta kalana, bezginlik hicret!

Yazarın Diğer Yazıları