KİM TARAFSIZ?

Yıllardır; "tarafsızlık" üzerine sözler söylenir. Şayet kendi fikir ve düşüncelerinde olmayan birisi iş başına gelirse, "bu tarafsız değil" diyerek tepki gösterilir. Gerçekten de tarafsız olunabilir mi? Hiçbir şeyi desteklemeden, hiç bir sisteme bağlı kalmadan iş yürütülebilir mi?

Bakıyoruz insanlara; "Şeytanın tarafı", veya "Allah'ın tarafı" olarak ikiye ayrılıyorlar. Hiçbir peygamber; "Ben tarafsızım, kimseyi desteklemiyorum" dememiştir. Bütün peygamberler; Tevhid inancını, Hakk'ı, Allah'ın var ve bir olduğunu savunmuş, bu uğrurda mücadele vermiştir.

Nemrut, Firavun, Şeddad, Karun, Samiri, Ebrehe, Ebucehil, Ebu Leheb...hepsi şeytanın yanında yer almışlardır. Savaşların altındaki gerçek budur. Tarih boyunca hep din savaşları yapılmış ve yapılmaktadır.

Bugün dünyaya nizamat vermeye çalışan devletler; ABD, AB, Almanya, Fransa, İngiltere, İsrail... tamamen kendi inançlarının yeryüzüne ikame edilmesi için çaba göstermektedirler. Siyonizm'in amacı budur. Masonlar bunun için çalışır. Komünizm ve diğer bütün "izm"ler Şeytanın yolunda mücadele eder. Yani tarafsız değillerdir.

Bütün şer güçler; Türkiye'yi nasıl dize getiririz? Nasıl olur da Osmanlı'nın torunlarını yok ederiz? İslam'ı yeryüzünden silebilmek için nasıl bir tedbir almalıyız? Bütün çabalar bunun üzerine. Bugün israil'in Gazze'de yaptıkları, dün Bosna'da yapılan katliamlar, Haçlı seferlerinin yapılması, 1. dünya savaşı, 2. dünya savaşı, Çanakkale savaşları... tamamen; Haçlı, Hilal mücadelesinin sonucudur. Bunlar, bir tarafı göstermiyor mu?

"Suya sabuna dokunma”, "Aman ha gittiğin yer eğer İslam'a karşıysa "Müslümanım” deme, rengini belli etme”…. Şeklinde, yanlış, mantıksız, anlamsız öğütlerde bulunurlardı büyüklerimiz, biz çocukken! Tamam da, adamın ağzından efir nefir çıkıyor inancımla ilgili, İslami konularda olmadık hakaretler edecek!...o zaman ben, sessiz bir şekilde duracak, ne de güzel söylüyorsunuz! Tamamen haklısınız mı diyeceğim? Allah'a, kitaba, peygambere, kutsal değerlere karşı her türlü saldırıyı yapacak Müslümanım diyenler de, süt dökmüş kedi gibi aymazlık içinde duracaklar öyle mi? İsrail, Gazze'deki masumları öldürecek, hamile kadınları hedefe koyacak; "bir vuruş, iki düşüş” diyerek katliam yapacak…biz rengimizi, tarafımızı belli etmeyeceğiz! Adama sormazlar mı, "sen kimsin? Kimliğin nedir?” diye?

"Bî taraf olan, bertaraf olur” mutlaka, ama mutlaka herkesin bir tarafı vardır ve olmalıdır! durmunu gizlemek, münafıklıktır! "niçin yapmadıüınızı söylersiniz?” "ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol”, "emir olunduğun gibi dosdoğru ol”…

"Kafirleri dost edinmeyin”, "Şeytanın adımlarını takip etmeyin”.

"De ki ey kafirler, ben sisin taptığınıza tapmam. Siz de benim taptığıma tapmazsınız. Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim bana.”

  1. ilkeler, herkesin bir inancının olduğunu, o inanç istikametinde hayatını şekillendireceği açıkça belirtilir. Yani tarafsız ve yansızlık diye bir şeyin olmayacağı anlatılır. Önemli olan o tarafın; doğru bir taraf olması, insanlığa, topluma, dünyaya huzur, barış, kardeşlik, sevgi ve hoşgörü getirmesidir.

Hak'tan Hediye!

 

Seherin serinliği, hoş letafeti,

Akşam sabah mevsimler, Hak'tan hediye,

Hoş ediyor herkesi, tüm zarafeti,

Yaratılan tüm mekân, Hak'tan hediye!

 

Gecenin sessizliği, canın uykusu,

Kâinatı sarmalar, Allah duygusu,

Gönüllerde yer eder, meşkin vurgusu,

Lütfedilen bu imkân, Hak'tan hediye!

 

Bülbüller aşka gelir, gülün süsüyle,

Âşıklar zevke dalar, maşuk sesiyle,

Müminler zikri bulur; hak nefesiyle,

Yaşanılan mutlu an, Hak'tan hediye!

Yazarın Diğer Yazıları