Seçimsiz Bir Gündeme Doğru

Nihayet İstanbul seçimleri bitti. Seçmen; "İmamoğlu'nda” karar kıldı. Hayırlı olsun. Artık beş yıl, hizmet zamanı. "her şey iyi olacak” diyorlardı seçim propagandalarında. Göreceğiz. Şimdi, takip zamanı. Seçimden önce; "Belediye şöyle yapmış, şurada hata var…” diyor, çözüm önerisi getirmiyorlardı. Bundan sonra sızlanma, şikâyet vakti bitti, kolları, hizmete sıvama vakti. İstanbul hizmet bekliyor. İstanbul'un sorunları çok.

Bu seçime, CUMHUR İTTİFAKINDAN; AK PARTİ, MHP ve dışarıdan destekleyen; BBP, YRP, MİLLET İTTİFAKINDAN; CHP, HDP, İP, SP, dış güçler ve AK PARTİ küskünleri, daha doğrusu Erdoğan'a karşı olanlar, bir zaman Erdoğan'ın makam, mansıp verdiği ve imkanlar sunduğu, ancak sonradan menfaat çatışması sebebiyle düşman olanlar katıldı. Zorlu bir mücadele geçti. Belden aşağı vurmalar, hakaretler, çirkin sözler gündemi meşgul etti!

İmamoğlu, HDP'nin, SP'nin, İP'in, dış güçlerin ve bazı AKPARTİ küskünlerinin desteğiyle seçildi. HDP, mutlaka bazı tavizler istemiş, bazı yerlere adamlarının atanmasını talep etmiş ve bunları yazılı olarak kayıt altına almış olabilir. Olabilir değil, olma ihtimali yüksek. Şimdi bu isteklerin yerine gelmesi için İmamoğlu'na baskı kuracaklar.

HDP boş durmayacak; "Ya verdiğin sözleri tut, ya da biz yapacağımızı biliriz…” diyerek tehditler savuracak. Terörü belediyede palazlandıracak, tüm birimlere CHP'lilerden çok HDP'lileri işe alacak, kilit noktalara HDP yerleşecek! Bu, Belediye ile sınırlı kalmayacak; İstanbul'a ve belki de Türkiye'ye yayılacak! Yani bir kaos beklemektedir istanbul'u ve Türkiye'yi!

"İyi de sen bunların böyle olacağını nereden biliyorsun? Rüya mı gördün? Mücennim misin?” diyenler olacaktır. Rüya görmeye, müneccim olmaya gerek yok. Bakıverelim Bolu'ya, bakıverelim Edirne'ye ve bakıverelim İzmir'e, yine bir göz atalım Diyarbakır'a…görünen köy kılavuz istemez. HDP, PKK'nın siyasi uzantısı olarak TBMM'ye giren, ülkeyi terörize eden, huzuru, barışı, kardeşliği, kalkınmayı sabote eden, ABD, İsrail, İngiltere ve diğer Türkiye düşmanlarının destek verdiği bir parti. Böyle bir yapılanma, Türkiye'ye hayır getirir mi? Şimdiye kadar getirdi mi?

Artık muhasebe zamanı. AK PARTİ, bu günden itibaren muhasebe yapmalı; "biz 31 Mart'tan itibaren hatalarımızı neden düzeltmedik? Neden hala hatada ısrar ediyoruz? "Gönül Belediyeciliği” ni niçin sloganda bıraktık? İstisnasız tüm birimler gözden geçirilmeli. En üst birimlerden başlayarak hesap sorulmalıdır. Neden; Genel başkanımız, Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı yalnız bıraktık? Niçin o'nun kadar çalışma yapmadık? Neden kibir deryalarında gemi yüzdürdük? Teşkilat mensuplarımızı niçin küstürdük? İstanbul'a milit, kaybetmek için mi atıldı? Bu vurdumduymazlıkta devam edilirse, hükümet de, iktidar da kaybedilir… ” diye nefis muhasebesi yapma vaktidir.

Bu şikayet ve serzenişlerimi yabana atmayınız. Bendenizin hassasiyetlerini, AK PARTİ'nin ülke için yaptıklarını bilen, bu cennet vatanın kalkınmasında nasıl canla başla çalışma yapıldığını bizzat yaşayan bir vatansever olarak söylüyorum.

  1. eleştireceğiz ki, doğruyu bulalım. Hatalarımızdan ders çıkarmasını bilmezsek, daha büyük badirelere girmemiz kaçınılmaz olur. Her eleştiri yapanı yaftalamaktan vaz geçmemiz gerekir. Diyorum ki, tekrar fabrika ayarlarına dönülmesi şarttır.

Her olanda hayır var. Bazı şeyler, aleyhimize gibi görünür ancak lehimize tecelli eder. Elbette, kazanmak da, kaybetmek de olabilir. Ancak iyi bir çalışma sergilenir, tevekkül denilen uygulama iyi sergilenir, ondan sonrası Hakka ve halka kalır. Görelim Mevla ne'yler?


Yazarın Diğer Yazıları