Konyalı Şairlerimiz

Değerli gönül dostları, bu Cumartesi gününden itibaren her cumartesi, "KONYALI ŞAİRLER”i köşemde işleyeceğim. Birkaç isme ulaştım. Ulaşamadığım, bende kayıtlı olmayan Konyalı şairlerimiz bana kazim_ozturk2016@mynet.com dan ulaşabilir. Öz geçmiş ve şiirlerinden bir veya iki örnek gönderilmelidir. Bu gün İsmail Detseli'yi sayfama konuk ediyorum.

 

Şair ve Araştırmacı Yazar İsmail DETSELİ

 

Kendi Ağzından  hayat hikâyesi

1337 Rumi doğumlu Osman ile 1337rumi doğumlu Meryem den 1945 miladi yılının tahminen Ekim ayının birinde patatesler sökülürken, dünyaya geldiğimi söylerdi rahmetli Annem. Bu söyleyişte benim bu tarihten bir bir buçuk ay daha önce doğduğumun bir işaretidir. Nüfusa kaydedilişim de ayrı bir muamma. Konya'nın Hatıp mahallesi o zaman civar köylerin nahiyesi bizim köye de takribi 40 veya 45 kilometre yol yok, vasıta yok.

Babamın samimi bir arkadaşı olan merhum Ali güler 1947 de askere giderken babam beni nüfusa yazdırmasını ondan rica eder o adam da tahmini bir gün vererek iki yıl gecikme ile nüfusa kaydım gerçekleşir. Şimdi bilinen doğumum 01 Ekim 1945 tir. Ben çok fakir bir ailenin ikinci çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Çok zayıf ve çelimsiz olmama rağmen çok da zeki imişim. Çünkü üç yaşımdan sonra olmuş olan olayları bir bir hatırlıyorum.

Bu arada yaşam sürüyor babam kemik veremi hastası bizi annem besliyor, öküzle çift sürüyor, evde ekmek yapıyor. Hâsılı bin bir güçlükle bizi beslemeye çalışıyor. Yıl 1952 okula başlama yılım nüfus kâğıdım elimde kendim okula gittim ve başöğretmen A İhsan DEMİRALAY bey'e okula kaydımı yaptırdım okullu yıllarım başladı 1 ve 2 ici sınıfları köyümüzden Eğitmen Durmuş Başişçi Beyden okuduktan sonra üçüncü sınıfı genç bir bayan öğretmenim Sevim Aykut Hanımda okudum. Bu hanım öğretmenin gelmesi bende seri okumayı başlattı. Babam, hastalığından dolayı çok çeşitli hastanelerde yatıyordu. O yıl Eğridir kemik hastanesinden gelmişti, gelirken bir arkadaşının hediye ettiği KEREM ile ASLI kitabını bana getirmişti. Yalnız kitap hikayesi ve şiirleri ile yazıldığından çok kalınca bir kitaptı. O kitap benim hayatımda büyük değişikliklere yol açacaktı. O kitabı büyük bir dikkatle okuyordum hatta çok yerlerini de ezberlemiştim. Ben kitabımı okurken, babam annemi sert bir dille azarlıyordu:

-Bu kitabı al bunun elinden, yarın bir gün polisin Fikret gibi başımıza dert olacak” diyordu. Meğer daha evvel benim gibi okumaya meraklı polisin Fikret diye bir adam, bir gün, ben âşık oldum deyip sabah erkenden öküze bir eyer vurmuş, ben Halep'e gidiyorum demiş de köylü zor ikna etmiş, kalmasını sağlamış. Babam, anneme onu ima ediyormuş. Annem yumuşak bir dil ile benim elimden kitabı aldı.

1957 yılında ilkokulu birincilikle bitirdim. Fakir bir aile olduğumuz için geçimimiz zordu ayrıca 5 kardeş de olmuştuk. Artık evde 7 nüfus vardı. Yeterli iaşe temin edemiyorduk. Bizim oralarda ek iş ancak başkasına çobanlık yapmakla olurdu. Biz de onu seçtik ve köyümüzün sığır sürüsünü otlatmak için çobanlığa başladık. Üç yıl bu çobanlık işini başka büyüklerimle beraber yaptım. Bu arada hoca olan dedemden dini bilgilerimi ve Kur'an okumayı da öğrendim. Bu işleri de yüz akı ile yaptıktan sonra annemin amca zadesi İzmir den köye gelmişti. Annem benim çok ısrar etmeme dayanamayıp beni akrabasına emanet ederek İzmir'e gönderdi.

1963 yılına kadar İzmir'de çeşitli işlerde çalışarak köydeki aile bütçemize katkıda bulunuyordum. 1963ten sonra İstanbul a ve Ankara ya giderek bir hayli yer gezdim ailemizi hiç unutmadan bırakmadan her yıl ziyaret ederek onları hiç üzmedim. Bu meyanda fırsat buldukça bazı şiirlerde yazıyordum. Ama hiç birini saklama gereğini duymadım, ya da önemsemedim. Nihayet 1965 yılının Kasım 24'ünde asker olup anne babamın elini öpüp Manisa birinci piyade er eğitim Tugay ına 2. temel tabur 2. bölükte asker olarak göreve başladım iki yıl askerliğimi Manisa batı kışlada temel eğitimden sonra Kırkağaç'a ihtisas için gider ve orada onbaşı olduktan sonra çavuş adayı olarak tekrar Manisa doğu kışlaya çavuş talimgah taburuna gelir ve burada 62 kursiyer arasında iki ilkokul mezunundan biri olarak katılan İsmail Detseli 3.5 aylık kursu 1. olarak bitirip talimgahta mecburi eğitim çavuşu olarak kalıp askerliğini burada tamamlamıştım ki sonra 1967 Kıbrıs harekâtı olur ve teskereleri 50 gün kadar gecikir 1968 in yılbaşı ve Ramazan bayramı 1.günü teskere alıp yine İzmir e gelir.

 

30 Eylül 1994 yılında emekli oldum 1995 yılından bu yana çeşitli gazete ve dergilerde ramazan manileri taşlamalar ve şiirlerim yayınlanmakta 2004 yılında Ramazan ay ı boyunca yerel bir gazetede eski hikâyeleri şiire dönüştürerek yayınladım 1995 yılından beri yerel TV lerde Bilimsel kültürel aktüel ve güncel konularda konuşmacı ve şair olarak katılmaktayım 1954 yılında başlayan ozanlık aşkı bundan sonra depreşti. Adeta bu yolda koşarcasına bir Hummalı çalışayla itina ile eski şiirlerime yenileri ekleyerek dünya meşakkatini arkaya atarak geleceğe hizmet açısından yazmaya devam ediyorum 208 sayfalık bir şiir kitabımı GÖNÜLDEN DİLE, DİLDEN KALEME adıyla çıkardım. 2010 tarihinde ise Memleket Gazetesi tarafından Konya kültürü üzerine HATIRLA EY ŞEHİR adlı kitabım yayınlandı.

 

 

 

ŞARLATAN

Seçemedik bizler şarlatanla asili[M1]

Yozlaştırdık Avrupada ki nesili

Öğretemedik onlara kendi neslini

Kimliğimi bilmeyen nesil yetişti

 

Rızık için Avrupa ya yollandık

Firenkler tarafından hayli horlandık

Gavurlara dostum diye yaslandık

Yurdunu bilmeyen nesil yetişti

 

Hans peter katerina ile evlendik

İçki iştik fuhuş yaptık eğlendik

Bilinmeyen lisan ile dillendik

Dilini bilmeyen nesil yetişti

 

Çocuk yaptık bıraktık oğlanı kızı

Yüreğimize indi biz ince sızı

Kumarda oynadık biz bazı bazı

Dinini bilmeyen nesil yetişti

 

Yaban elde çok güçlükler yaşadık

Almanı görünce türkü boşadık

Zoraki çalıştık erken kocadık

Köyünü unutan nesil yetişti

 

Abdest alıp namaz kılmaz oldular

Bazıları hiç geri dönmez oldular

Sazımızı sözümüzü çalmaz oldular

Atasını bilmeyen nesil yetişti

 

Nesli bozuklarla arkadaş olduk

Onları tanımadan sohbete daldık

Ne o bizi anladı ne biz anladık

Sohbeti bilmeyen nesil yetişti

 

Öğretemedik onlara örfü kültürü

Dansları çata pata sazı düttürü

İçer içer tepinir gavur katırı

Bizlere uymayan nesil yeyişti

 

Ülkemden çok insan Avrupa ya çıktı

Yurdumda nice kutsal yuvaları yıktı

Vatanı idare edenler de seyrine baktı

Memleketini sevemeyen nesil yetişti

 

Şair İsmail im yurdunu çok sever

Her daim bu yurdu överde över

Anadolu'm her türlü övgüye değer

İsterdim ki ülkemize aşık nesil yetişsin.

 


Yazarın Diğer Yazıları