TEK MİLLET İKİ DEVLET

Azerbaycan'a Ermenistan saldırı düzenledi ve kısa sürede, Türkiye'nin de desteğiyle cevabını aldı. Ermenistan, birilerinin kışkırtmasıyla- aynen Yunanistan'da olduğu gibi- efelik yapmaya kalktı ama efeliği çok sürmedi. Fakat içimizdeki bazı kafalar, bu durumu hazmedemedi ne yazık ki! Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk, eskilere dayanır. Bu hususu kısa da olsa anlatmakta yarar var;

"1920'de Sovyet işgali sonrasında uzun bir dönem iki kardeş ülke arasında her türlü işbirliğine engel olma ve Sovyetler'in Azerbaycan Türklerine karşı asimile politikaları uygulama stratejileri başarısız oldu. Azerbaycan yeniden bağımsızlığını kazandıktan hemen sonra iki ülkenin sıkı ilişkilerle birbirine bağlanması ve sonrasında çok boyutlu ilişkileri geliştirerek, bölgenin iki önemli gücü olarak ortaya çıkmaları, her iki devlet için olduğu kadar bölgesel güvenlik açısından da önem taşımaktadır. Son 10 yıllık döneme bakıldığında her iki ülkenin ekonomik ve askeri olarak büyük bir gelişme kaydettiği bilinmektedir.

"Tek millet iki devlet” olarak nitelendirilen Türkiye-Azerbaycan ilişkileri çok önemli. Her iki ülkenin coğrafi ve jeopolitik açıdan birbirine stratejik konumlarından ve öneminden ziyade, başından itibaren tarihi ve kültürel bağlılık iki kardeş ülkenin ilişkilerinin geliştirme isteğinin ana eksenini oluşturmuştur. 1990'lardan itibaren iki ülke arasında politik, ekonomik, kültürel, enerji ve askeri olarak çok boyutlu ilişkiler hızla gelişmektedir.

Günümüzde bölgesel bir güç olarak Türkiye, Güney Kafkasya'da önemli aktörlerden biridir. Azerbaycan'ın güvenliğinin teminatçısı olarak da Türkiye'nin konumu önemlidir. Azerbaycan topraklarının işgalinin devam etmesi, Dağlık Karabağ'da yaşanabilecek yeni bir savaş ihtimali ve ülkenin toprak bütünlüğüne ve egemenliğine tehditlerin olması Bakü-Ankara ilişkilerinin stratejik düzeyde mevcut olan işbirliğini ileri boyutlara taşınması gerektiğinin önemini ortaya koymaktadır. 1990'lardan itibaren Nahçıvan'ın Ermenistan'a karşı korunmasında en etkili ülkenin Türkiye olması da Bakü-Ankara ilişkilerinin nasıl bir düzeyde olduğunu göstermektedir.

Azerbaycan ve Türkiye arasında 1990'lı yılların başından itibaren gelişmekte olan çok boyutlu ilişkiler dostluk-kardeşlik söyleminin ötesine geçip stratejik işbirliğine kadar yükselebilmiştir. 23 Mayıs 2007'de kabul edilmiş Azerbaycan Ulusal Güvenlik Doktrini belgesinde bölgesel işbirliği ile ilgili bölümdeki ilk kısım Türkiye ile ilişkileri kapsamaktadır ki, bu da iki ülkenin birbirine verdiği değere ve mevcut stratejik işbirliğine iyi bir örnek teşkil etmektedir. Belgede Bakü'nün Avro-Atlantik politik, ekonomik ve güvenlik kurumlarına entegrasyonunun stratejik hedef olarak belirtilmesi de Bakü-Ankara ilişkileri açısından önem taşımaktadır.

İki ülke ilişkileri açısından değerlendirildiğinde, 16 Ağustos 2010 tarihinde imzalanmış "Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti Arasında Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması” büyük önem taşımaktadır. Bu belgenin imzalanması her iki devletin birbirini stratejik ortak olarak görmeleri ve kapsamlı işbirliğinin ileriye taşınması için de önemli olmuştur. Bu anlaşmayı müteakiben iki ülke arasında Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi kurulması kararlaştırılmış ve iki ülke başkanı ve savunma bakanlarının katılımı ile Konsey'in ilk toplantısı gerçekleştirilmiştir.

Stratejik Ortaklık ve Karşılıklı Yardım Anlaşması askeri-siyasi, ekonomik ve güvenlik, askeri teknik alanında işbirliği gibi konuları içermektedir. Anlaşma metninin giriş bölümünde iki ülkenin egemenliğine, bağımsızlığına, toprak bütünlüğüne yönelik her hangi bir saldırı halinde karşılıklı yardımın yapılması; her iki ülkenin milli güvenliğinin sağlanması ve ekonomik kabiliyetlerinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Aynı zamanda uluslararası ve bölgesel teşkilatlarda iki ülke arasında işbirliğinin güçlendirilmesi ve güncel uluslararası konularla ilgili ortak stratejinin belirlenmesi de anlaşma metninde yer almaktadır. Anlaşmanın en önemli maddelerinden biri muhakkak "Taraflardan biri, bir üçüncü ülke veya bir grup ülke tarafından silahlı saldırı veya askeri tecavüze maruz kaldığında, taraflar, BM Şartının 51. maddesinin tanıdığı bireysel veya ortak meşru savunma hakkının hayata geçirilmesi için askeri imkan ve kabiliyetlerinin kullanılması da dahil mevcut imkanlar çerçevesinde gerekli bütün önlemlerin alınması amacıyla birbirine karşılıklı yardımda bulunmak hususunda mutabık kalmışlardır” ifadesidir.

Türkiye, Azerbaycan için Batı'ya açılan kapı, Azerbaycan ise Türkiye'nin Orta Asya'ya açılan kapısıdır. Bu stratejik konuma sahip olmanın yanı sıra, taraflar arasında mevcut kardeşlik bağları da iki ülkeyi birbirine yaklaştırmaktadır. Aynı zamanda bu işbirliği tüm Türk dünyası arasında ilişkilerin geliştirilmesinin temelini oluşturmaktadır.

İki ülke arasında tarihi boyuttaki politik ve ekonomik anlamda işbirliğinin yanı sıra, askeri ve savunma sanayilerindeki ilişkiler de dikkat çekmektedir. İki ülke arasında askeri alanda işbirliğinin gelişmesi aynı zamanda tarafların dış politika, bölgesel ve küresel güvenlik konularında da ortak görüşlerinin olduğunun bir göstergesidir. Bölgesel ve küresel güvenlikle ilgili konularda her iki devletin ulusal çıkarlarının örtüşmesi devletlerarasında stratejik işbirliğinin önemli kısmını oluşturmaktadır. İkili ilişkiler güvenlik perspektifinde değerlendirilirken, vurgulanması gereken en önemli hususlardan biri de Güney Kafkasya'da ve diğer coğrafyalardaki sorunların ülkelerin toprak bütünlüğü ve egemenliği çerçevesinde çözümlenmesini vurgulamış olmalarıdır.”

Can Azerbaycan!

Dost ülke kardeş ülke kanlarımız bir,

Aynı milli duygular canlarımız bir,

Sağımız solumuz tek yanlarımız bir,

El eleyiz beraber can Azerbaycan!


Yazarın Diğer Yazıları