MAÇIN YILDIZI HAKEMLER

Ligde son oynadığı maçta önceki haftalarda oynadığı etkili performansını göremediğimiz Galatasaray'ın milli maçlar için verilen ara ile ritminin bozulma ihtimali ile birlikte Konyaspor'un galip gelme olasılığını yüksek gördüğüm maçtı. Hatta bir gün önce Beşiktaş'ın bir kaybetmesiyle oluşabilecek rehavet ihtimalini de düşündüğüm bir maçtı.

Maçın başından itibaren temkinli oynamaya çalışan, önceki haftalardaki performansından uzak, Konyaspor ceza sahasına dahi giremeyen Galatasaray, maç boyunca gol atmaktan uzak bir futbol sergiledi. Aslında maçtan önce beklediğim Galatasaray'ın ritminin bozulma ihtimali gerçekleşiyordu.

Konyaspor ise birinci ve ikinci bölgesinde yaptığı doğru baskı ve alan daraltmaları ile Galatasaray'ın gol atmasını önlemeyi öncelikli oyun planı olarak belirlemiş, rakibini eksik yakalamaya çalışarak gol atma çabası içinde mücadele etmeye çalışıyordu. Kaptığı etkili olabileceği toplarla Galatasaray kalesine gelmekte kalınca ve pas kaliteleri düşük olunca tehlikeli ataklar pozisyona dönüşmeden uzaktan atılan kaleyi tutmayan şutlarla sonuçlanan ataklar olmaktan öteye geçemedi. Bir diğer neden ise yapılan ortaların isabetsiz ve etkisiz olması Konyaspor'un gol atma ihtimalini iyice yok ediyordu. Öyle ki Eze oynadığı sürece topla neredeyse hiç buluşamadı. Bu Eze'nin Galatasaray defansını arasında kaybolmasından da kaynaklanıyordu, pasların doğru ve zamanında atılamamasından da…

Maçın genelinde iki takımında kolay kolay pozisyon üretemeyeceği, maçın gol olmadan tamamlanacağı duygusu oluşuyordu. Eğer bir takım gol atacaksa akan bir oyunda oluşan bir atak sonucunda oluşma ihtimali neredeyse hiç yoktu. Golün oluşması iki takım adına da rakibin yapacağı hataya kalmıştı.

Maçın geneli için şu yorumu yapmak yanlış olmaz. Oyun ve mücadele olarak Konyaspor Galatasaray ile başa baş mücadele etti. Hatta ilk yarıda Galatasaray'dan daha üstündü. Sadece skor farklı oldu.

Gol beklenilmeyen maçta gol de hata sonucunda oluştu. Fakat hata yapan futbolcular değil hakemlerdi. Selçuk'un uzun pasında ofsaytta olan Gomis'in ofsaytta olduğunu görmeyerek gole müthiş bir katkıda bulundular.

Gol atmaktan ümidini kesmiş Galatasaraylı futbolcular için atılan bu gol altındı. Bunun kıymetini bilip maçı bu sonuçla tamamlamak yeterli olacaktı. Zaten pozisyona girmekte zorlanan Konyaspor için defans önlemlerini artırıp oyunu yavaşlatmak, topu isabetli paslarla kendi aralarında dolaştırarak boş alanlara taşımak yeterliydi.

Ali Turan'ın topu Serkan'ın çıkıp almasını beklediği pozisyonda Serkan, Ali Turan gibi düşünmeyince Gomis pozisyonda avantaj elde etti ve Ali Turan arkadan topa müdahale etmeye çalıştı. Hakem penaltıya hükmederek Galatasaray'ın ikinci golüne zevkle katkıda bulundu. Verdiği kararla Ali Turan'ın defans yapma hakkını elinden alan bir hakem vardı.

Maçın yıldızı hakemdi. Verdikleri mücadelelerle, görmedikleri ofsaytla, penaltı kararları ve maçın gidişatını Galatasaray'ın lehine olacak şekilde yönlendiren verdiği vermediği hatalı faul kararlarında hep Konyaspor'un aleyhine hareket eden hakemler, maçta en azından iki golün oluşmasın sağlayarak maçın yıldızı olmayı hak ettiler. Yalnız formalarının siyah olması şaşırtıcıydı.

Birde şöyle bakalım aynı pozisyonları Konyasporlu futbolcular yaşasaydı bu maçtaki ofsaytı kesinlikle kaçırmazlar ve penaltıyı vermezlerdi. Bu düşünceyi oluşturan önceki yıllarda "o” takımlara öyle "bu” takımlara böyle tarzında gerçekleşen hakem yönetimleridir. Hatta yarın aynı maç yeniden oynansa aynı ofsayt ve penaltı pozisyonları Konyaspor lehine oluşmuş olsa yine vermeyeceklerdir. Bu tür yönetimleri görmeye devam edeceğiz…

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları