2019 – 2020 sezonunda Konyaspor

2019 – 2020 sezonunu ile ilgili değerlendirmeye Rıza Çalımbay ile yolların ayrılıp Aykut Kocaman'ın yeniden takımın başına getirilmesinden başlamak gerekir. Büyük bir çoğunluk bu değişimi yerinde bulmuş, yarım kalan hedeflere ulaşmak için yeni bir başlangıç ve güçlü beklentiler oluşturmuştuk. İşin başka bir yönü de Aykut Kocaman ile takımın daha istikrarlı bir mali yapıya kavuşacağına olan güçlü inançtı…

 

2018 -2019 sezonu çok beklenildiği gibi sonuçlanmadı. Bunu Aykut Kocaman'ın güvendiği futbolculardan alamadığı verime bağlamıştık. 2019 – 2020 sezonuna başlarken büyük değişim beklense de Kocaman'ın futbolculara olan güveninin devam ettiğini gördük.

 

Daha az maliyetli oyuncularla, Erdon, Mücahit Can ve Ali Yaşar gibi futbolcuların takıma kazandırılma amacı, Aniçiç yanında Ozan, Miya ve Shengelia gibi gelişime açık genç yaştaki futbolcuların da katılımı ile hedef ilk beş olarak belirlenmiş gelecek sezon yapılacak eklemelerle daha yüksek hedefler düşünülerek sezon başlamıştı. Gol yollarında ise eski futbolculardan Bajiç kiralanarak ne yapacağı bilinen Bajiç ile forvet hattına güven oluşmuştu. Başlangıçta bu şekilde kurgulanan sezondaki düşünceler iyi niyetli, Konyaspor'u hem mali açıdan, hem sportif açıdan geliştirmeye yönelik olması kabul edilebilir bir durum olarak görülebilir.

 

Sezon başladığında aksayan Bajiç ve gol bulmakta zorlanan bir Konyaspor vardı. Sezon başı dengesizliği içinde bazı maçlarda istediği sonuçları alamayan bir Konyaspor olsa da sekizinci haftadaki Malatyaspor maçını kazansa sıralamada ikinciliği alacak bir Konyaspor oluştu. Fakat maç Serkan'ın skandal hatası ile başlayıp mağlubiyetle sonuçlandı.

 

Konyaspor'un sezona etki eden maçıydı. Burada oluşan kriz bir türlü yönetilemedi ve giderilemedi. Sorun Serkan'ın hatası mıydı? Yoksa devre arası ve maç sonu soyunma odasında yaşananlar mıydı? Soyunma odasında neler yaşandı bilemeyiz ama iyi yaşanmadı ki etkisi sezon boyunca sürdü diye düşünebiliriz.

 

Malatya maçında yaşananlarla ilgili Alper sorunsalı olduğunu da düşünmek mümkün… Önceki haftalarda da oyuncu değişikliğini Alper'i oyundan alarak yerine Skubiç'i kaydıran, zaten orijinal mevkisi sağbekte verimli olamayan Skubiç'in solbeke kaydırılmasını sorguluyordu belki de Alper içten içe… Malatya maçının hemen başında oyuna kaleci alınması ihtiyacı ile Alper'in oyundan alınması ve yerine Skubiç'in kaydırılmasından duyduğu rahatsızlığın Alper'in yüz hattında öfkeli bir iz bıraktığını gözlemek mümkündü. Adaleti tartışılan ve sorgulanan Aykut Kocaman olgusu düşüncelerde yer alırken olaylar da yaşanmış olabilir ki Alper'in düşünülmediği iki hafta sonra açıklandı.

 

Artık bir türlü düzene girmeyen Konyaspor vardı. İstenmeyen sonuçlar birikmeye başlamıştı. Aykut Kocaman kararı yönetime bırakıyor, yönetim ise yüksek güvenle yola devam ediyordu.

 

Buraya kadar her şey anlaşılır kabul edilebilir durumlardı. İyi niyetle yapılmış uygulamalar ve alınan kararlar olarak görülebilir. Bazen her şey doğru yapılsa bile tüm iyi niyete rağmen sonuç alınmaz. Sonuçlar kötü olunca artık sonuçların düzeltilmesine yönelik hamleler arzu edilmeyerek de olsa yapılması gerekir ve gecikmeden yapmak da önem kazanmıştır.

 

Oyun kurgusu içinde Bajiç'in katkısızlığı net bir şekilde ortaya çıkmıştı. Gol atması bir tarafa oyuna da hiç katkısı olmayan, hava topu alamayan, açık alanda aldığı toplarla rakip kaleye gidemeyip çabuk top kaybeden, rakip stoperleri zorlayamayan, hareketsiz ve rakip stoperlerin kucağında veya ofsaytta pas atılması güç pozisyonlarda olan, topu tutup arkadaşları kazandıramadığı için takım savunmasına da olumsuz etkisi olan bir Bajiç vardı. Yerine muhakkak tartışılmayacak net bir forvet transferi olmazsa olmaz bir hal almıştı. Durum böyleyken Bajiç'e ancak yedek olabilecek Thuram'ın alınması sezonun bence en olmayacak bariz hatasıydı. Mali durum elverişli değilse üç futbolcu yerine tek forvet alınması dahi tercih edilebilirdi.

 

Ayrılmak arzusundaki Aykut Kocaman ile yolları daha erken ayırıp ara transferi yeni hoca ile planlamak daha yerinde olurdu. Tartışılmaz forvet gerekliliği bir tarafa normal şartlar da bile tercih edilmeyecek Thuram tercihini Aykut Kocaman nasıl yaptığı da ayrı bir şaşkınlık oluşturdu.

 

Bülent Korkmaz'ın gelmesiyle yeni bir heves, bir düzelme beklentisi olsa da öne geçilen ama kazanılamayan maçlarla işler yine düzelmedi.

 

Dokuz kişi kalınan maçta kazanılan Fenerbahçe maçı sezonun en değerli galibiyetiydi. Lige tutunmayı sağlayan ve umutlandıran maçtı. Bu galibiyetin ardından Pandemi dolayısıyla lige ara verildi.

 

Pandemiden sonra hayli avantajlı olabilecek bir Konyaspor vardı. Bu avantajı da maçların ilk bölümlerinde iyi kullanan, rakip sahaya daha iyi geçmeye başlamış, daha çok pozisyonlar üreten Konyaspor vardı. Fakat net pozisyonlarda golleri kaçıran, basit goller yiyen, skoru koruyamayıp istediği sonuçları alamayan bir Konyaspor vardı. Gençlerbirliği ve Sivasspor maçlarında kaleyi tutan dört şutunda gol olmasının izahı zordu.

 

Bu dönemde yetmişli dakikalardan sonra oyundan düşen, buna çözüm bulamayan ve yaptığı yanlış oyuncu değişiklikleri ile elde ettiği skorları koruyamayan Bülent Korkmaz da kötü sonuçlardaki etkenlerden biriydi…

 

Sivas maçında takımı eksik bırakan etkisiz Bajiç'in yanına Thuram'ı alarak iyice eksik mücadeleye ve savunma yönü zayıf Erdon'u alarak skorun korunamamasına neden olan Bülent Korkmaz, Gaziantep FK maçında bir depar ile sakatlanacak kadar durumu kötü Hurtado'yu oyuna alarak hakemin yanlış kararı bir tarafa maçın kaybedilmesindeki ana etken oldu.

 

İşlerin çok zorlaştığı dönemde şampiyonluk adayı iki takımı dörder gol atarak yenen Konyaspor özelliklerinin dışına çıkarak beklenmedik sonuçlar almış ve ligde kalmayı başarmıştı.

 

Ligde kalmak elbette ki çok önemli ama asla bir başarı değil… Beşincilik iddiasıyla başlanan sezon zoraki ligde kalınarak sonuçlanıyorsa başarı olarak görülemez…

 

Konyaspor, bu sezon kaza yapan araba gibiydi. Oraya çarptı, buraya çarptı, takla attı, yuvarlandı. Eğildi, büküldü, kırıldı, parçalandı. Hırpalandı da hırpalandı. Büyük hasar aldı ama ölen yok… Kazandığı puanlarla düşme hattının üstünde kalarak, başkalarının kararına mecbur kalmadan, pek çok hakem hatasına rağmen hakkıyla ligde kaldı.

 

Hırpalanmış bir Konyaspor var. Olağan kongre ve mevcut yönetimin aday olamayacağını açıklaması ile de belirsizlik oluştu. Teknik direktör belirsizliği var. Zaman dar. Çok hızlı hareket etme zorunluluğu hat safhada…

 

Büyük çoğunluğun ortak fikri olarak oluşmuş gözüküyor ki Konyaspor camiasının bütün katmanlarıyla birlik beraberliğe ihtiyacı var. Özellikle Konya ileri gelenlerinin ve Konyaspor'da yönetici olabilme konumunda olanların birlik beraberliğine her zamankinden çok ihtiyacı var.

 

Gelecek sezonun 21 takımlı sıkışık takvimde, maçların arası kısa olacak olması dengesiz bir sezona neden olacaktır. Bu dengesizlik alternatifli, derinliği olan bir kadroyu zorunlu kılacaktır. Dar aralıklarla yapılacak maçlar yorgunluk ve sakatlıkları getirecektir. Üstüne cezalı olacak futbolcularda eklendiğinde her mevkide en az iki kaliteli futbolcu olması gerekliliğini ortaya çıkarıyor. Transferlerin bu gözle planlanmasında fayda olacaktır.

 

Selam ve dua ile… Kurban Bayramınız mübarek olsun…


Yazarın Diğer Yazıları