Birlik Olmalıyız Ama...

Maç baştan sona aynıydı. Konyaspor'u çok iyi analiz etmiş bir takımın önde çok etkili pres yapması, alanı daraltması sonucunda ne yapacağını bilmeyen Konyaspor'un istediklerini yapamadığı rakibine teslim olduğu bir maçtı.

Fofana'ya açık alan bırakılmayarak etkisiz hale getirilirken, Miloseviç alınan önlem karşısında rakip kaleye tek şut daha çekemedi. Sağ kanadımızdan yapılan ataklar Skubiç'e yapılan üçlü sıkıştırmalarla etkisizleştirildi. Sahanın diğer bölümlerindeki alan daraltmaları Konyaspor'un oyun düzenini tamamen bozdu. Takım içinden beklenilenin gerisinde performansların yanına şaşırtıcı şekilde iyi performans gösteren futbolcu koyamayınca mağlubiyet kaçınılmaz oldu.

Beşinci dakikada yenen gole, golden ilk beş dakika içinde karşılık vermek isteyen Konyaspor net fırsatları harcayınca ilk on dakikadan sonra tamamen teslimiyet başladı. Zaman geçirmeye, oyunu soğutmaya oynayan rakibe destek niteliğinde bir oyun sergilendi. Öyle ki topu oyuna sokmayıp bekleyen kaleciye bile baskı yapmak için kırk nazla gidildi.

Serkan bu takımın en iyi, en tecrübeli oyuncularından biri. Yaptığı hata büyüktü. Bir maç içinde beklenmedik böylesi büyük hatalar olur mu olur. Serkan'a geçmiş olsun deyip geleceğe bakacağız.

Bu takımın asıl sahibi taraftarlardır. Taraftar olmadan Konyaspor hiçbir anlam taşımaz. Bu gerçeği şöyle bir kenara koyalım. Kimsenin Konyaspor sevgisini ölçecek bir alet yok. Herkesin kendine has bir Konyaspor sevgisi olacaktır muhakkak.

İkilem… Yıllarca yaşıyoruz bu kısır döngüyü. Konyaspor'un başarılı olması için mi destekleyeceğiz yoksa bizim desteklememiz için Konyaspor mu başarılı olacak? Kim nasıl görüyor bilmiyorum ama gözüken o ki Konyaspor başarılı olursa o zaman desteklerim diyen büyük çoğunluk Konyasporlu görüyorum.

Yıllarca mücadele eden Konyaspor'un tribünlerinde bin, iki binli taraftarın olduğunu çok gördük. Buradan hareketle her şartta Konyaspor'a destek olacak taraftar sayısı çok az. Bunu sayısı için bir tahmin yürütsek on bini geçmez diyebilirim. Zaten bu on bin içine girenlere ancak saygı duyarım.

Konyaspor'u çok sevmek, hayatın merkezine koymak tarzında yaşamını sürdürenler var elbette. Onların en çok hak ettikleri şey Konyaspor'un başarılı olması. Başarısızlık karşısında duygusal olmaları da gayet doğal.

Değinmek istediğim iki yön var Konyaspor süper lige çıktığından bu yana sürekli eleştiren bir grup var ve bunların eleştirisi hiç bitmedi. Yükseldi, kupalar aldı yine eleştirdiler. Aykut Kocaman geldi eleştirdiler, oynattığı oyunu eleştirdiler. O gitti yine eleştirdiler. Yok yönetim gönderdi, yok yönetim yüzünden gitti dediler. Burada hakkaniyetli olarak söylemde bulunanları da ayırt etmek gerekir. Kimse de eleştirilmez değildir. Bu günlere geldiğimizde yaşanan başarısızlıkların da etkisiyle bu güruhun iştahlarının fazlası ile kabardığını görüyoruz. Konyaspor yönetimini ele geçirmeye çok yaklaştıklarını düşünmekteler sanırım.

Bu sezon çok iyi başlayacaktı. Hatta başladı. Kupa alınarak ve müthiş oynayarak sezona başlayan bir Konyaspor vardı. Saha dışında Tff tüm kurullarıyla Konyaspor'u nasıl bitirim senaryosunu devreye soktu. Hatta o da başka tarafa ülkede Konya'yı bitirmek üzerine yürütülen faaliyetleri görüyoruz sıklıkla. Beş maç seyircisiz ceza kabul edilemez tarzda iken her hafta olmadık bahanelerle Pfdk'dan çıkan cezalar… Trabzon, Malatya ve Galatasaray maçlarında yapılan hakem hataları ortada. Adaletli bir yönetimle Konyaspor'un bu maçlardan altı puan alacağı da bir gerçek.

Son olarak her yerde, her şehirde binlercesi olmuş olmaya da devam edecek olan kesinlikle tasvip etmeyeceğim Galatasaraylı bir taraftara yapılan bir terbiyesizliği Konya'ya saldırma aracı olarak kullanıyorlar. Bu terbiyesizliği yapanları kınıyorum. Buna benzer, hatta daha vahim tüm olayları görmezden gelip amacı tamamen Konya'ya saldırmak olan seviyesiz ve terbiyesiz medyayı ve yaptıkları programları daha fazla kınıyorum. Amaçlarının Konya'ya ve Konyaspor'a saldırmak olduğu çok aşikardı.

Bütün bunlara rağmen sonuçlar ortada ve bir başarısızlık var. Bu gerçekliği inkar edemeyiz. Bu başarısızlıktan yönetimin ve Teknik direktörün sorumlu olduğunu da… Fakat bunların nedenlerini iyi irdelemek gerekir.

Hele ki Mustafa Reşit Akçay'a başarısız sonuçlara rağmen farklı yere koyuyorum. Ben sakız çiğnemesine bakmam. Giydiği elbise ve şapkasını ters takması da beni hiç ilgilendirmez. Aldığı sonuçlara bakarım. Başarısız mı? Başarısız… Ama bu başarısızlık eli kolu bağlanmış birinden ağaca çıkmasının beklenmesindeki başarısızlık gibi. Bu kadar saha dışı olayının takıma etki etmeyeceğini düşünüyorsanız diyeceğim bir şey olmaz.

Dışarıdakiler saldırıyor. İçerde ise ona yardım edercesine hareketler içindeyiz. Konyasporluyum diyen herkesin düşüncelerinde çok haklı olsa bile kenetlenip birlik olabilmemiz gerektiği zamanda biz daha çok ayrışmayı seçtik. Şunu bilmeliyiz ki Konya ve Konyaspor "düşmanları” halimizi gördükçe daha cesaretleniyor.

Selam ve dua ile…


Yazarın Diğer Yazıları