Engelliler Haftası Ve Anneler Günü

Ne güzel bir tevafuk ki 10-16 Mayıs Engelliler Haftası ile 13 Mayıs 2018 Anneler Günü iç içedir. Bir yandan engellilerimizin sorunlarını konuşurken, bu arada annelerimizi de unutmuyoruz. Çünkü engelli anneler de var. Onlar engellerine rağmen anne olmuşlar, çocuk doğurup büyütme fedakârlığını göstermişler, annelik şerefine nail olmuşlardır. Belki "bin bir güçlükte doğurup büyüttüğüm çocuğum benim elimden tutar, kalkamaz, tutamaz hale gelince bana sahip çıkar” demişlerdir. Bütün anne- babalar çocuklarını bir sigorta olarak görürler, onlarla geleceğe daha bir güvenle bakarlar. Hele anne- baba bir de engelli olunca çocuklarını daha çok sigorta olarak görürler. Çocuklar da anne- babalarını bir rahmet olarak, cenneti kazandıran bir fırsat olarak görmelidirler.

Evet, engelliler toplumun içinde ayrışmış bir topluluk değildir. Rabbimiz ibret almamız için, şükretmemiz için, birbirimizi koruyup kollamamız için, sevap ve ecir kazanmamız için bir kısmımızı engelli, bir kısmımızı da onlara sahiplenen sağlıklı bireyler olarak yaratmıştır. Yani kulu kula sebep kılmıştır.

Onlar ya annemiz-babamız, ya çocuğumuz, ya kardeşimiz, ya da komşumuz. Onlar aramızda, yanı başımızda, arkamızda, önümüzde, sokağımızda, mahallemizde, hatta evimizin içinde. Onlarla her gün karşılaşıyoruz, istersek selam veriyoruz, istersek başımızı çeviriyor onları görmezden geliyoruz. Halbuki onların da insan olduğunu, bizim gibi insanca yaşama haklarının olduğunu düşünsek asla onları görmezden gelemeyiz. Çünkü onları gördükçe insanlığımızı hatırlıyoruz, sağlımızın kıymetini biliyoruz, Rabbimize şükrediyoruz, hayata başka bir gözle, şükür ve merhamet gözlüğüyle bakıyoruz. Onlar lisan-ı halleriyle bizi eğitiyor, bize unuttuğumuz sağlımızı, kıymetini bilmediğimiz azalarımızın değerini hatırlatıyor.

Onlara ister "ma'lül”, ister "engelli”, ister "özürlü”, ister "sakat” diyelim, onlar önce insan. Onları incitmek Allah'ı incitmektir. Onları görmezden gelmek insanlığı görmezden gelmektir. Onları dışlamak, aşağılamak, yok saymak, saklamak, onlardan utanmak aslında insanlığımızı inkardır, Rabbimize isyandır. Mevla'mızda eksik bulmaktır, onun işine karışmaktır. Halbuki insana düşen, "Rabbim görelim neyler, neylerse güzel eyler” demektir. Halbuki Rabbimiz her türlü noksanlıklardan münezzehtir, "Musavvir”dir, en güzel şekilde yaratandır, her yarattığında bin bir türlü hikmet gözetendir, O kullarına asla zulmetmez. Hatalı ve noksan olan bizim bakışımız, bizim acziyetimiz.

Devlet ve millet olarak engellilere karşı görevlerimizi ve sorumluluklarımızı üç maddede toplayabiliriz:

1.Engellilik sebeplerini en aza indirmek için devlet olarak tedbirler almalı, önleyici ve koruyucu önlemler geliştirmeli. Örnek olarak, trafik kazalarını, genetik hastalıkları, doğum hatalarını önleyici veya en aza indiren tedbirler almalıyız.

2. Engellileri eğitmeli, çalışabilecekleri istihdam etmeli, topluma kazandırmalı, rehabilite ederek yaşamı boyunca bağımsız veya en az bağımlı hale getirmeli, ailelerin üzerindeki yükler hafifletilmeli, gerekli aparatlar, motorlu- motorsuz sandalyeler, edevatlar temin edilerek engellilerin sokağa çıkabilmeleri sağlanmalıdır.

3. Engelli bireylere karşı bakışımız, anlayışımız değişmeli, onları aşağılamamalı, kabullenmeli, yakınları olarak onlardan utanmamalı, hem engelli hem yakınları olarak sabır ve şükür sahibi olmalı, engellilerin bu topluma emanet oldukları unutulmamalı, pozitif ayrımcılık yaparak onlara hep öncelik tanımalıyız.

Evet, 10-16 Mayıs Engelliler Haftasında engellilere karşı davranışlarımızı gözden geçirmeli, yanlışlarımızı, eksiklerimizi tespit etmeliyiz. Engelliler Haftasında engelli dostlarımızı, kardeşlerimizi, büyüklerimizi, küçüklerimizi hatırlamalı, ziyaret etmeli, sorunlarını öğrenmeli ve çözüm bulmalıyız, gönüllerini almalıyız. Hasılı engellilerin dünyasını anlamaya çalışmalıyız. Hele hepimizin bir engelli adayı olduğunu hiç unutmamalıyız.

Engelli kardeşlerimizin Engelliler haftasını kutlar, hayırlara vesile olmasını dileriz.

 


Yazarın Diğer Yazıları