Kuzey Irak Referandumu Ve Biz

Bildiğiniz gibi Kuzey Irak'ta 25.09.2017 tarihinde bir referandum yapıldı. Yani IKYB ye bağlı siyasi irade bir referandum yaptı . Günler öncesinden ilan edildi. Uyarıldı, beyanatlar verildi, geçersiz dendi; ama sonuçta yapıldı. Hiç müdahale olmadı, ufak tefek çatışma dışında bir şey de olmadı. Siyasi iradenin başında eski karizmatik ve bildik bir isim var , o da Barzani. Ben Özal dan beri Barzani'yi tanırı m. Türkiye'nin eliyle bu hale geldi , getirildi. Tabi o zaman eski Türkiye den bahsetmek lazım. Belki bir güç emretti , biz yaptık. AK Parti hükümetleri de benzer destek ve güçlendirme çalışmaları yaptı. Niye yaptı; Öncelikle bu bölge bizim savunma hatlarımız, Yani Türkiye'nin Güney Savunma hatları Musul -Kerkük' ten başlar. İkincisi , bizim ta birinci Dünya savaşından beri halledilmeyen Musul Sorunumuz var. Musul –Kerkük giderse Diyarbakır güvende değildir. Ayrıca en önemlisi, sadece bizlerden bir şeyler bekleyen arkalarında olduğumuza inanan Türkmenler var.

Bizim için olaylara baktığımızda bu referandum yapılmamalıydı. Ama bu böyle biz istemiyoruz diye iptal edilmez. Bu bana göre bir proje çalışması . Tesadüfen olmuş olaylar değil. Yakın tarihe baktığımızda , bu bölgede bir şekillenme oluşturulması 1990 ABD ÇÖL TİLKİSİ Harekatında Kürt bölgesi oluşturulmaya başlandı. O zaman ki Irak Devlet başkanına Devlet sınırları içinde sınırlamalar getirildi. Neydi bu; Irak Silahlı kuvvetleri ülkenin güneyi olan 32. Paralelin güneyi ile Ülkenin kuzeyi olan 36. Paralelin kuzeyine uçuş yasağı getirmişti .Bu bölgelere uçuş yasağı getirilince coğrafya doğal olarak şekillenmeye başlamıştı. O günden bu güne Barzani ye bakıldığında Milli ordusunu (Peşmerge) oluşturdu. Türkiye ile ticaretini geliştirerek ekonomisini canlandırdı. Kuzey Irak petrolünü satarak parasını keyfince kullandı. Sofistike silahlara bu arada sahip oldu. Ne eksik sadece bir Akdeniz koridoru. Hiç bir Devlet denize açılmadan yaşayamaz. Onun için bütün devletlerin bir ince de olsa deniz bağlantısı vardır.

Peki Barzani başarılı olacak mı? Diyelim ki oldu. İsrail başarılı oldu mu. Bütün destek ve imkanlara rağmen İsrail güvende değil. Bu gün İsrail yaşıyorsa Müslümanları birbirlerine karşı kullandığından yaşamaktadır. Ayrıca İsrail den beslenen ve İsrail ile siyasi ve maddi destek veren sözde Müslüman ,batının uşağı vatan haini alçaklar yüzünden yaşamaktadır. Bölgede şartlar değişmeye başladı. Önceden bir toz duman hakim kimin ne yaptığı belli değildi. DAEŞ ten başka bir şey konuşulmadı. Yakmaklar, yıkmalar , işgaller katliamlar sürdü gitti. Ama artık sular durulmaya başladı . ABD'nin gerçek niyeti ortaya çıktı, DEAŞ balonu söndü . Hatta onun yerini PKK-PYD aldı. ABD'nin karşısında olanlar netleşti. Bölge aslına rücu etmeye başladı . Burada bölgeyi etkileyen önemli aktör Türkiye ve Rusya-İran ittifakı belirleyici olmaya çalıştı. ABD , İRAN VE RUSYA bölge petrol ve Doğal gaz yatakları yüzünden bir kez daha karşı karşıya geldi. Bunun beraberinde kutuplaşma oluştu. Rusya ,Esed , İran ve Irak bir taraf; ABD , İsrail, Barzani ve Batı Kulübü bir oldular.T ürkiye ne oldu bu coğrafyada ?Türkiye 15 Temmuz başarısız darbesiyle ABD den uzaklaştı. Batı yanlısı politikalar çöktü. Eskiden Türkiye bu bölgede ABD nin kapı kulu jandarması idi. Türkiye nin seksen yıllık politikası değişti. Aslında Türkiye'de sessiz Devrim olduğunu söyleyenler doğru söylüyordu. Çünkü Türkiye, bu darbeyle tarafını seçmeseydi yeni darbe girişimleri takip edecekti. Türkiye bu seçimle Batının ve ABD'nin kendini, arkadan hançerlediğini ve bunun için iyi müttefik olmadıklarını anlatmaya çalıştı. Bunu yanında bir takım gizli planları suç üstü yaparak bozdu. Türkiye batı karşısında daha güçlü duruma gelmişti. ABD ve Batı aslında Türkiye'nin eline çok önemli kozlar vermişti. Bu gün hala vermeye devam ediyor. Ama bunları görebilen göz , zamanında uygun cevabı verebilmek sanatı. Bunu şimdilik Recep Tayyip Erdoğan Yeni Türkiye politikalarını çok iyi sürdürüyor. Türkiye bunlar karşısında kendi göbeğini, kendisinin kesmesi gerektiğini söyleyemeye başladı. Ayrıca iç ve dış politikada kararları ben alırım demeye başladı. Bakın gelinen süreçte ABD BOCALAMAYA BAŞLADI. Hatta Türkiye ABD'nin tabir caiz ise kuyruğundan tuttu. Bu değişimin dışarıda yansımaları görülmeye başladı. Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir ilke imza atarak FIRAT KALKANI adını verdiği bir operasyonla PYD'nin Akdeniz e uzanan kolunu kırdı. Ayrıca buraya yerleşti. Burada boş durmadı. ÖSO'nun Askeri kanadını geliştirdi. Ayrıca istihbaratını bölgeye gönderdi. Böylece Suriye ve Irak' ta ki gelişmelerin dışında kalamayacağını hem sözle hem eylemle gösterdi. Ayrıca Eski klasik Arap bloğuna karşı KATAR' ı destekledi. Batı buna bir hamleyle cevap vermesi gerekiyordu. Batı Barzani hamlesi ile öne atladı. Burada Türkiye haklı olarak kendisine danışılmadan , görüşü alınmadan yapılan bu referanduma karşı çıktı. Türkiye' ye rağmen bu işi Barzani yapmamalıydı. Çünkü bu seviyeye gelmişse bunda en büyük pay Türkiye nin di. Tabi burada eski Türkiye ye göre bir siyaset takip edilmişti. İçine dönük ,kokuşmuş ve emir almaya alışmış bir Türkiye den farklı bir hamle beklenmiyordu. Barzani de hesabını böyle yapmış olabilir. Ayrıca Barzani'nin akıl hocaları kim? Batı bloku ve ABD. Önce Barzani kim diyelim isterseniz. Barzani, Yahudi bir aileden geliyor. Dedeleri de Osmanlı'ya ihanet etmiş. Dolayısıyla bu ihaneti yadırganacak bir şey değil. Her ne kadar Müslüman olarak görünüyorsa da öyle şaibeli bir aileden gelmekte. Ama bence en büyük darbeyi 15 Temmuz Ruhu vurdu Barzani'ye. Çünkü bu ruh Barzani'yi Erbil ve çevresine hapsetti. Yanı başındaki işgalci ABD'den destek alarak bu yola girdiyse de işi bir hayli zor.

Bölgede dengeler değiştiğinden İran la hareket eden Şii Irak Barzani'ye tavır koydu. Hatta sil baştan özerklik öncesine dönülmeye başlandı. Türkiye Irak la beraber olduğunu her platformda gösterdi. Halbuki ABD Şiilerden farklı tutum bekliyordu ve bunun için IRAK devletini Şii gruplara bırakmıştı. Ama hesap tutmadı tersine döndü, Sünniler kaybolup gidecek ve böylece Irak Kürtler ve Şiilere ayrılacaktı. Irak da Başbakan İbadi hiç beklenmedik bir hamleyle Barzani'nin elde ettiği tüm kazanımları reddederek ekonomik ve askeri ambargo uygulama ya başladı. Kararlılığını göstermek için İRAN ve TÜRKİYE ile beraber hareket edeceğini ilan etti. Başta Türk askeri kampının varlığı problemi kalıcı bir çözümle sonlandırıldı. Suriye cephesin de ise Türkiye TERÖR KORİDORUNUN tamamen önünü kesmek için ÖSO ile İDLİB harekatı yaptı. Böylece Türkiye K ırak' tan Akdeniz'e uzanan ve ABD'nin hayallerini süsleyen koridoru ve Akdeniz i garantiye aldı. Esas gelinen nokta her iki ülkenin Toprak bütünlüklerinin korunacak olmasıdır. Esed den İbadi'ye İran dan Rusya ya aynı politikaya vurgu yapılmaktadır. Belirsizliğini koruyan bir bölgede Haseki, Rakka ve Deyruz zor hattı. Şimdilik buralar ateş hattı. Buna yeniden Barzani yi de dahil edebiliriz. Savaş PKK ile devam edecek. Biraz gerçekçi tarafıyla devam edecek. Şimdiye kadar yalanlar ,DEAŞ tiyatroları üzerinden savaşlar yapıldı. Alanda kullanılması gerekenler kullanıldı. Bu arada Suriyeli kardeşlerimiz yerini netleştirmeye başladı.

Bölgede en büyük aktör artık Türkiye. Türkiyesiz haritalar çizilmeyecek gelinen nokta bu. İnşallah TELABYAD'dan Afrin ne bölgenin kaderi değişecek. Türkiye'nin başka bir sürprizi de olabilir. Bu günden daha güzel gelişmeler ve haberler dileğiyle , hoşça kalın selamette kalın , sevgili okuyucularım.


Yazarın Diğer Yazıları