Depresyon Bağırsak İlişkisi

Yeni kaynakların birçoğunda özellikle Amerika'da ikinci beyin olarak nitelendirilerek bağırsakların önemi işaret edilmektedir. Bağırsakların çalışmasındaki bilgi birikimimiz arttıkça vücudun dengelenmesinde ki rolü daha da iyi anlaşılmaya başladı.

Son zamanlarda yapılan çalışmalarla depresyonun beyin fonksiyonlarından daha çok, vücudun bağırsaklarıyla alakalı bir durum olduğu ortaya çıkmıştır. Depresyondan korunmanın yolu, bağırsakların çalışmasını düzenlemek, dolayısıyla bağırsaklardaki probiyotikleri artıracak beslenme şeklinden geçiyor. 

Mutsuzluk veya depresyon denilince aklımıza ilk gelen şey vücutta mutluluk hormonu olarak bilinen serotonindir. Vücutta serotoninin %95'i bağırsaklarda, %5'i ise beyinde yapılmaktadır. Bağırsaklar aynı zamanda bağışıklık sisteminin en önemli organı olarak bağışıklık hücrelerinin % 70'ini bulunmaktadır. Özellikle depresyonda probiyotiklerin tedaviyi destekleyici yardımları tıbben kanıtlanmamış durumda. Gerek bağışıklık sisteminde, gerekse depresyonda düzeltmemiz gereken en temel şey beslenme ile birlikte bağırsaklarda oluşan hasardır. Mutluluk dediğimiz belki de dışarıdan değil, içimizden bağırsaklarımızdan kaynaklanan sağlık durumunun artırılmasıdır.

Günümüzde toplum üzerinde sıklıkla depresyon, stres, hâlsizlik, uykusuzluk, fazla kilo gibi genel bir mutsuzluk hakim. Bu duruma daha çok teknolojinin artışıyla birlikte fast food yiyeceklerin fazlaca tüketilmesiyle gelişen sorunlar yol açıyor. 

Doğru bir beslenme modeliyle hormon salgılarının düzenlenmesi sayesinde mutluğun artırılması mümkün. Bu kapsamda vücudumuza yaralı gıdaları alarak, toksik etki (gıda intoleransı) oluşturmuş zararlı olduğu bilinen gıdaları tüketmemeliyiz. Kendimiz için bu gıdaları toksik etki geçene kadar yasaklayarak fiziksel sağlığımızın yanında mutluluğu da yakalayabiliriz.

Özellikle çocukluk dönemindeki kazanılan beslenme alışkanlıkları, kişinin yetişkin hale gelirken sağlığında çok önemli bir faktör olarak yerini alıyor. Mutlu bir yaşam için doğru beslenme ebetteki yeterli gelmeyebilir. Ancak mutluluğa doğru giden yolda büyük bir adım atmak için beslenmemize dikkat etmemiz gerekiyor. Beslenmemizi düzeltmeden sağlık ve ona eşlik eden mutluluğun yakalanması biraz zor görünüyor.

Mutluluğumuzu artırmak için glutensiz beslenmeyi, karbonhidrattan, şekerden uzak durmayı işlenmiş gıdalar değil, doğal gıdalar tüketmenin yanında damak alışkanlıklarımızı bu yönde geliştirmeyi öğrenmemiz gerekmektedir. 

Bağırsaklarımızdaki probiyotikleri artıran, serotonin salgılatan, dolayısıyla depresyondan koruyan besinlerden öne çıkanları şöyle sayabiliriz.

Ev turşusu, ev sirkesi, paça çorbası ve kemik suyu, omega 3 yönünden zengin besinler (keten tohumu, ceviz, semiz otu ve mevsim balığı), brokoli, lahana, karnabahar, avokado, yumurta, tereyağı, zeytinyağı, yeşil çay ve tarçın gibi gıdaları tüketmemiz mutluluk yolunda bize artı bir değer katacaktır. Sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.


Yazarın Diğer Yazıları