Suyu İçmenin Önemi

Bu hafta, su içmek neden bu kadar önemli? Günlük ne kadar su tüketiyoruz? Ne kadar su tüketmeliyiz? sorularına cevap arayacağız.

Gün içinde insanların çoğunluğu iş yoğunluğundan, unutkanlıktan, alışkanlıklarından ya da su dışında farklı sıvı içecekleri tükettiği için yeterince su tüketmiyor.

Yeterli miktarda su tüketimi böbrekler, kalp ve karaciğer başta olmak üzere bütün organlar için hayati önem taşır. İhtiyaçtan daha az su içilmesi ise unutkanlıktan ciddi hastalıklara kadar pek çok olumsuz tabloya neden olabilir.

Özellikle canlıların yaşayabilmesi için havadan sonra hayati öneme sahip olan su, bütün biyolojik yaşamı ve faaliyetlerini ayakta tutmaktadır. Yeterli su tüketilmemesi başta böbrekler olmak üzere, kalp, karaciğer gibi organların fonksiyonlarında bozulmalara yol açar. Su eksikliğinde vücut ısısında oluşan dengesizlikler ise ciltte kuruluk, metabolizmanın yavaşlaması, bağırsak sorunları, baş ağrısı ve unutkanlığa neden olabilmektedir.

Son zamanlarda herkesin ortak görüşü günlük 2,5 lt. su tüketmemiz yönündedir. Vücudun ise biyokimyasal faaliyetler için her 30 kg ağırlık için 1 lt. su tüketmesi gerekmektedir. 75 kg ağırlığındaki bir kişi 2,5 lt. su tüketmesi gerekirken beden ağırlaştıkça da su tüketimini artırmalıyız. Biyokimyasal faaliyetlerin yanında su, tükettiğimiz gıda ve soluduğumuz havayla aldığımız toksinlerle sürekli kirlenen vücudun temizlenmesine yardımcı olur. İçtiğimiz su ne kadar kaliteli olursa o derece yüksek fayda sağlar.

Çay, kahve ve asitli içecekler vücuttan su atımını artırdığı için asla suyun yerine konmamalıdır.

Canlılar besin tüketmeden günlerce yaşayabilirken susuz ancak birkaç gün yaşayabilmektedir. Su içmenin en önemli etkisi suyu filtre eden böbreklerde görülmektedir. Metabolizma faaliyetleri sonucu oluşan üre, kreatin, ürik asit gibi zararlı maddeler su sayesinde böbreklerden süzülerek atılmaktadır. Yeterince su tüketilmediğinde idrar miktarı azaldığı için idrar yolu iltihapları ve böbrek taşları durum düzelmezse böbrek yetmezlikleri oluşabilmektedir.

Kalp hastalıklarının yine su ile ilişkisi bulunmaktadır. Susuz kalan vücutta kanın yoğunluğu ve pıhtılaşma eğilimi artar. Bu durum tansiyonda inip çıkmalar, çarpıntı, ritim bozukluğu ve kalp yetersizliklerine neden olabilir. Kalp düzgün çalışmazsa karaciğer ve akciğerinde çalışması bozulabilir. Böylelikle sistemik rahatsızlıkların temellerini atmış olursunuz.

Temiz su kaynaklarına ulaşılamayan ülkelerde tifo, ishal gibi hastalıklar artarak ölümcül sonuçlar doğurmaktadır. Bulaşıcı hastalıklara karşı, vücut direncini artırmak için de su tüketimi önemlidir.

Vücudumuzu kaplayan deriye yeterli su gelmediği durumlarda hücre içi suyu azalarak derinin onarım hızı düşmektedir. Sağlıklı, yumuşak, nemli ve yaşlanmanın etkilerinin görülmediği bir cilt sağlığı ve daha genç görünmek için de su tüketmeliyiz.

Su aynı zamanda metabolizma hızını artırır. Kısacası vücudumuzun sağlığı için yeterince kaliteli su içmek zorundayız. Sağlıklı mutlu günler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları