Gençliğin Sırrı

Tüm dünya da geçmişten bu güne kadar bilim adamları, efsanelere konu olan birçok insan ölümsüz hayat ve gençliğin formülünü aramak için yıllarca çaba göstermişlerdir. Son yıllarda ise gençlik denince bilim dünyasının gözü telomerlere çevrildi.

Tıp dünyası 1980'lerden bu yana telomerlerin farkında olmakla birlikte ne işe yaradığı son zamanlarda anlaşılmasıyla, yaşlanma ve yaşlılığa bağlı hastalıklar ile ilgili araştırmalara yapılan yatırım ciddi bir artış gösterdi. Geçmişte bilim dünyası telomerleri çöp DNA olarak görüyordu.

Yapılan klinik çalışmalarda birçok hastalığın telomerlerin kısalması ile bağlantılı olduğu saptanmıştır. Özellikle obezite, yüksek kolesterol, inflamasyon ve oksidatif stres, yüksek tansiyon ve kalp rahatsızlıkları, tip 2 diyabet, kanser, osteoporoz, damar tıkanıklığı, alzheimer gibi hastalıklar bunların başında yer almaktadır. Saç, cilt ve bağışıklık sistemindeki hücreler vücudun diğer bölgelerindeki hücrelere göre daha hızlı yenilendiklerinden telomerleri daha da hızlı kısalma eğilimdedir. Bu yüzden yaşlılık belirtileri dış görünümde daha hızlı belirgin hale gelmektedir.

Telomerler kritik bir uzunluğa düştüklerinde artık hücrenin bölünmesi durur. Bu yüzden bir hücre kendi kendine en fazla 50-60 kez bölünebilir. Hayflick Limiti denen bu durum 1960'larda Dr. Hayflick tarafından tanımlanmıştır. Teoriye göre insanın en iyi koşullarda yaşasa dahi yaklaşık 125 yıl ile sınırlı bir hayatı olmaktadır.

Yaşlanmanın bilinen en temel sebebi telomerlerin kısalarak DNA bölünmelerine izin vermemesi ve hasta olan hücrelerin bölünememe sebebiyle yenilenememesi ve yaşlanarak ölmesidir. Yaşlılığa bağlı olan rahatsızlıkların yanında ölümün de en temel sebebi telomerlerin kısalmasıdır. Peki, telomer nedir dersek; Telomerler kromozom denilen DNA zincirlerinin uçlarındaki anlamsız gibi görünen ve asıl anlamlı olan genleri koruyucu özelliği olan nükleotit dizileridir. Genç insanlarda 8.000 ila 10000 nükleotitten oluşan telomerler, her hücre bölünmesinde uç kısımdan bir miktar nükleotini kaybederek boyları kısalarak bölünemez hale gelir ve yaşlanarak ölür.

Telomerlerin uzunluğunun muhafaza edilmesi sağlıklı yaşam sırlarını içerdiği kadar uzun yaşam da sırlarını içermektedir. Telomerlerin kısalmasını engelleyen hatta uzamasını sağladığı bile söylenen Astragalus bitkisi var.

İlk olarak Çin ve Moğolastan'da fark edilmiş olan, Geven otu olarak da bilinen Astragalus'un birçok çeşidi bulunmakta ancak en fazla Astragalus membranaceus ve Astragalus mongholicus türleri kullanılmaktadır. İçermiş olduğu diğer aktif maddelerin yanı sıra bioflavonoidler, kolin ve polisakkarit, astragalan B içeren Geven otunun vücudumuz için olan etkileri bahsedersek; Bitkisel ilaçlar içerisinde en güçlü etkiye sahip olarak ta bilinen geven otu, "dinlenen” bağışıklık sistemi hücrelerini, antikorlar, makrofaj, T hücreleri ve doğal öldürücü hücre aktivitesini artırarak uyarmaktadır

Astragalus (Geven Otu) Faydaları

Beyaz kan hücrelerinin aktivitesini arttırır, interferon üretimini çoğaltır, bakteri, mantar ve virüslerle savaşarak vücudu korur. Yaşlanma hücrelerini onarır. Bağışıklık sistemini geliştirir, Kanser ve kalp hastalıkları başta olmak üzere kronik hastalıkların oluşmasını önler. Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları