Gün bizim günümüz de…

Yılda bir defa dahi olsa hatırlanmak güzel şey. Onun için "Çalışan Gazeteciler Günümüzü” kutlayan tüm dostlarımıza, okuyucularımıza teşekkür ediyorum.

Her yıl 10 Ocak'ta kutlanan "Çalışan Gazeteciler Günü” Türkiye'ye mahsus bir gelenek. Basın çalışanlarına çeşitli hakların verildiği 212 sayılı yasanın Resmi Gazete'de yayımlandığı gündür 10 Ocak. 10 Ocak 1961. Bir de hikâyesi var günün… Yasa çıkmadan önce dönemin medya patronları yasayı protesto etmek üzere üç gün gazete basmayacaklarını açıklarlar. Bunun üzerine basın çalışanları bir araya gelerek 3 gün boyunca "Basın” diye bir gazete çıkarırlar. İşte verilen bu mücadelenin anısına 10 Ocak her yıl ülkemizde "Çalışan Gazeteciler Günü” olarak kutlanır.

Sevelim sevmeyelim medya çok önemli bir araçtır. Demokrasilerde toplumlar; "medyanın önemini kavrayan toplumlar” ve "medyanın önemini kavramayan toplumlar” olarak ikiye ayrılırlar. Medyanın önemini kavrayan toplumlar aynı zamanda dünyaya yön veren toplumlar olarak da nitelendirilir.

Müslüman ülkeler maalesef bu konuda sınıfta kalmaktadırlar. İslam coğrafyasında hala dünyada ilk beşe giren bir haber ajansımız dahi yoksa ve tüm dillerde yayın yapan etkili bir televizyon yayın ağımız bulunmuyorsa, şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekmektedir.

Medya teknolojik gelişmeler neticesinde bir yol ayrımına gelmiş durumdadır. Geleneksel medya olarak sınıflandırılan yazılı, işitsel ve görsel medya her geçen gün değerini yitirirken, yeni medya olarak adlandırılan internet medyası ve sosyal medya etkinliğini artırmaya devam etmektedir. Bu, iki yönlü bir değişim oluşturmaktadır.

Yol ayrımının oluşturduğu sancılar ekonomik olarak geleneksel medya kuruluşlarını yakıp kavurmakta iken, kontrolsüz büyüyen ve kurumsal altyapıdan yoksun oluşan yeni medya türleri insanların kafasındaki "medya algısını” sil baştan değiştirmektedir. "Bilgi ve habere ulaşmanın zor ve değerli olduğu bir dönemden, bilgi ve habere ulaşmanın kolay ama değersiz olduğu bir döneme” kapı aralıyoruz. Artık zorluk "habere ulaşmada” değil, "doğru habere ulaşmadadır.” Toplumları yanlış ve çarpıtılmış bilgiyle manipüle etmek kolaylaşmış, güçlü devletlerin gelişmekte olan ülkelerin halkları üzerinde istediği şekilde at oynatmaya çalıştığı bir sürece girilmiştir. Tüm bu sıkıntılar Müslüman ülke yönetimlerinin medyanın değerini anlayıp gereğini yapmamaları halinde büyüyerek devam edecektir.

Anadolu'da özellikle işitsel ve görsel medya ciddi ekonomik sıkıntılar yaşamaktadır. Devlet, bir an önce yazılı medyaya (doğru ve haklı olarak) "Basın-İlan Kurumu” yolu ile yapmış olduğu desteğin benzerini radyo ve televizyonlara da yapmalıdır. Bant genişliklerine dokunulmadan ve mevcut frekanslar korunarak uydu fiyatları düşürülmeli, zorunlu yayınlar ve kamu spotları ücretli hale getirilmeli, kamu reklâmlarından yasal zorunluluk ile Anadolu Yayıncıları da yararlandırılmalıdır. Yine aynı şekilde Anadolu'da birçok yayıncının canını yakan telif hakları sorunu çözülmelidir.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladığımız bu gün maalesef birçok meslektaşımız işsiz kalmış ve geçimini mesleği dışındaki işlerde arar olmuştur. 2017 yılında çok sayıda Anadolu Kanalı kapanmıştır. Yukarıda belirttiğimiz sorunlara çözüm bulunmaması halinde Anadolu'da gelecek yıl "Çalışan Gazeteciler Günü'nü” kutlayacak gazeteci kalmayacaktır.

Anadolu Medyası olarak şartlar ne olursa olsun, Türkiye'nin 15 Temmuz'dan sonraki rotasında Sayın Cumhurbaşkanımızla aynı yolun yolcusu olduğumuzun bilinmesini isterim. Bundan dolayı Sayın Cumhurbaşkanımızın "Çalışan Gazeteciler Günü” dolayısıyla yapmış olduğu açıklamayı önemli görüyorum. " Siyasi hayatım boyunca, şahsımın da zaman zaman medyadan zarar görmesine rağmen, farklı seslerin, farklı kültürlerin kendini ifade edebilmesi, fikirlerini rahatlıkla söyleyebilmesi için mücadeleler verdim, vermeye devam ediyorum. Gazetecilik sadece haber aktarmak değil, aynı zamanda yorum yapmaktır. Fakat maalesef fikir özgürlüğü konusundaki hassasiyetimizi istismar eden bazıları, dezenformasyon yaparak manipülatif haberlerle milletimizin kardeşliğini, devletimizin bütünlüğünü bozmaya çalışıyor. Geçmişte Türkiye vesayet odaklarından, onların medya aracılığıyla demokrasiyi, hukuku, seçilmiş hükümetleri baskı altına alma çabalarından çok çekmiştir. İnanıyorum ki amacı gerçekten habercilik olanlar ile haberciliği araçsallaştıranlar tefrik edildikçe medya kuruluşlarımız gelişmiş ülkelerde olduğu gibi asli fonksiyonlarını icra edecek, ülkemizin demokrasi standartlarının artmasına, kalkınmasına, güçlenmesine katkı sağlayacaktır."

Gün bizim günümüz, de.. Tadımız yok. Nice 10 Ocak'lara sağlıkla ulaşalım inşaallah.


Yazarın Diğer Yazıları