Bu Görev Sadece Devletin Değil

Eskiden Avrupa veya Amerika'da ülke ekonomimiz ile ilgili yapılan küçük bir açıklama, büyük dalgalanmalar oluştururdu. Döviz, borsa, altın ve bilumum ekonomik göstergeler allak bullak olurdu. Şu günlerde Suriye sınırımızda büyük bir operasyon devam ediyor ama ekonomi duymuyor bile.

Afrin'de yapılan operasyon Cumhuriyet tarihimizde Kıbrıs Barış Harekâtından sonra yapılan en büyük operasyon. Buna rağmen ekonomik dengelerde bir sarsılma yok. Herkes işinde, gücünde… Zaten böyle olmalı. Şartlar ne olursa olsun, herkes işini en iyi yapmalı. Asker askerliğini, esnaf esnaflığını, sanayici sanayiciliğini… Allah esirgesin gün gelir de, vatan savunması sivillere kalırsa zaten herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Bu tür durumlarda ise vatana yapılacak en iyi hizmet, herkesin işine odaklanarak kendi alanında en iyisini yapmaya çalışması.

"Savaş istemezük” naraları atan gaflet ve dalalet sözcülerinin ihanetlerini bu millet asla unutmayacaktır. Millet olmanın, devlet olmanın olmazsa olmaz şartı iyi günde-kötü günde bir olmak, beraber olmaktır. Bu hainlerin; Suriye meselesinin başladığı günden buyana, bölgedeki kaostan beslenen terör yuvalarının ülkemize verdiği zararları görmemeleri mümkün müdür? Patlatılan canlı bombalardan, atılan füzelerden veya direkt yapılan saldırılardan yüzlerce vatan evladımızı şehit verdiğimizi duymamış olmaları mümkün müdür? Burnumuzun dibinde bir terör devleti oluşturulmak istendiğini bilmiyor olmaları mümkün müdür?

Değildir elbet.

Peki o zaman nedir muratları?

Muratları ikilik çıkarmaktır. Muratları kahraman ordumuzun, yiğit evlatlarımızın moralini bozmaktır. Muratları bölgede at oynatan emperyalist güçlere hizmet etmektir.

Biz bunların cemaziyülevvellerini de biliriz. Ancak, bilmeyenler olabilir. Bunlara destek olanlar var. Bunları arka bahçeleri görenler var. İktidarın elini zayıflatsınlar diye, bu yılanlardan medet umanlar var.

Şimdi hakikat ortaya çıktı. Kim oldukları, ne yapmaya çalıştıkları gün gibi ortaya çıktı. Taksim Meydanı düzenlemesinden, AKM'nin yeniden yapılmasına, Taksime Cami projesinden, ODTÜ arazisinden geçen yol projesine, Külliye inşaatından Akay yokuşu köprülü kavşağına kadar her hayırlı hizmete karşı çıkan bu oluşumlar için gereğini yapma zamanı geldi. Aziz millet her güzel işe karşı duran, karşı durmakla kalmayıp masum insanları galeyana getirip kaos oluşturmaya çalışan bu zavallıları artık daha iyi tanıyor.

Bunların kimlerin maşası olduğu da yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Avrupa yeniden o meşhur söylemiyle maşalarına sahip çıkmaya çalışıyor. Demokrasi, hak, hukuk. Suriye'de, Filistin'de, Irak'ta, Afganistan'da, Arakan'da insanlar doğduklarına pişman edilirken demokrasiden, haktan, hukuktan bahsetmeyenler, üç hainin gözaltına alınmasını ne kadar da önemsiyor.

Devlet olarak hainleri temizleme noktasında görev ve sorumluluk sahibi herkese büyük iş düşüyor. Ancak her şeyi devletten beklemek de doğru değil. Millet olarak da harekete geçme zamanı geldi. Bu pislikleri temizlemek herkesin görevi… Hele hele STK'lar. Her STK kendi içine bakmalı. Nasıl ki, devlet yıllardır bağırsaklarını temizlemeye çalışıyor ise, STK'lar da bir an önce bağırsaklarını temizlemelidir. Aksi takdirde bağırsaklarındaki bu parazitler bünyelerini kemirmeye, yok etmeye devam edecektir. STK'lardaki her üye bağlı bulunduğu STK'nın yönetimine seçtiği adamları iyi tektik etmeli, yanlış tercihte bulunmamalıdır. Aksi takdirde biz daha çooook, "içimizde ne kadar hain varmış” demeye devam edeceğiz.


Yazarın Diğer Yazıları