HOCA DEĞİŞTİRMEK BASİT, İŞTE BEDELİ

Ben yazıma bir önceki yazımda yapmış olduğum bir hatayı düzelterek başlamak istiyor ve başta okuyucularımdan, sonra da sayın Ferdi Tayfur’dan özür diliyorum. Bende özledim tabiî ki Ferdi Tayfur’a ait. Ancak sinirimden Orhan baba diye dile getirmiştim. Tekrar özür diliyor ve üst üste gelen sinirleri bu kez farklı bir konumda yorumlamak istiyorum.

Evet yine çok sinirliyim. K.Erciyes 3-0 T.Konyaspor. Gel de sinir olma. Hem de ilk yarım saat içinde pili biten bir takım.

Cuma günü Konya FM’de maçı yorumlarken, kendi kendime sinirimden güldüm. Ağlanacak halimize güldüm. Yok böyle bir şey, bu nasıl bir ruhsuzluk, bu nasıl bir sistem anlayışı diye de söylendim durdum.  Oyuncularımızdan bazılarını sayın İçgül gibi bende tanıyamadım ama bazıları kelimesi bile yetmiyor, takımı tanıyamadım. Gerçi hoca değişikliğinin ardından birkaç hafta sonrasına dayanıyor bu tanıyamamazlık. Bu mu Torku Konyaspor, bu mu takım, bu mu bizim oyuncularımız?

Tabi ki hayır. Kadro yapısı itibariyle bu takım üst sıraları oynayabilecek kapasiteye sahip ama şunu çok net söyleyebilirim ki, bu takımın kadro yapısını üst sıralara oynatabilecek kapasiteye sahip olmayan bir hocayla karşı karşıyayız. Ve bu hoca ile hafta sonu yapılan görüşme sonucu maalesef sezon sonuna kadar devam kararı çıktı. Maalesef diyorum çünkü 14 haftadır bu takımın sorununu çözemeyen, sorunun ne olduğunu bulamayan bir hoca, maç sonu açıklamasında bunu itiraf ediyor. Yani kalan 13 hafta daha bu taraftar bu çileyi çekecek gibi görünüyor. Takımın iyi sonuçlar almadığı haftalar ve düşüş içerisinde bulunan bir takımda fatura genellikle hocalara çıkar. Sanırım bu hocanın faturası kabarık olmalı ki bir türlü kesilemiyor. Neden böyle düşündüğümü hemen açıklayayım.

Bazı işler doğru ve zamanında yapılamadığı için. T.Konyaspor takımı Aykut hocaya teslim edilmiştir, peki bu karar doğru bir karar mı? Diyelim ki doğru,  o zaman zamanlaması doğru muydu? Her iki sorunun cevabı bana göre kesinlikle ve kesinlikle yanlış. Mesut hoca ile neden devam kararı alınmadı? Neden Aykut hocaya gösterilen sabır Mesut hocaya gösterilmedi?

Her iki hocanın istatistiğine bir bakacak olursak, neden yanlış yapıldığı açıkça gözlenmektedir.

Mesut Bakkal’ın son 14 maç istatistiği: İç saha: 3 galibiyet, 3 beraberlik, atılan gol 11, yenilen gol 2, puan 12, Deplasman: 4 beraberlik, 3 mağlubiyet, atılan gol 7, yenilen gol 13, puan 4, Toplam: 3 galibiyet, 7 beraberlik, 4 mağlubiyet, atılan gol 18, yenilen gol 15, 16 puan.

Aykut Kocaman’ın son 14 maçı: İç saha: 4 galibiyet, 4 mağlubiyet, atılan gol 9, yenilen gol 11, 12 puan, Deplasman: 1 galibiyet, 2 beraberlik, 3 mağlubiyet, atılan gol 4, yenilen gol 12, 5 puan, Toplam; 5 galibiyet, 2 beraberlik, 7 mağlubiyet, atılan gol 13, yenilen gol 23, 17 puan.

İki hocayı birbiriyle kıyaslamak, birçok kişiye göre doğru ve etik değildir ancak ben doğru olduğuna inanıyorum, çünkü ortada zarar gören, ivme kaybeden bir takım var.

İstatistiğin ilginç bir tarafı da Mesut hoca, bir Karabük maçı öncesi Uğur Tütüneker’in yerine T.Konyaspor’un başına geldi. Aykut hoca da bir Karabük maçı sonrası Mesut Bakkal’ın yerine T.Konyaspor’un başına geldi.

Aykut hoca ile T.Konyaspor en son galibiyetini iç sahada 01 Şubat 2015’te Eskişehirspor’a karşı elde etti.

İstatistikler hemen hemen aynı. Demek ki bir hoca değişecekse yerine gelecek hoca ismine değil oynanan oyunun üstüne bir şeyler koymalı ve çıtayı yükseltmeli diye düşünüyorum.

Bu bahsettiğim istatistik tablosunda, her iki hocanın birbirine denk olduğu, hatta yenilen gollere dikkat ederseniz mevcut hoca’nın eksileri göze çarpıyor. Bir hoca değişikliği neden yapılır, takım ivme kaybetmeye başladığı zaman veya bizim bilemediğimiz başka konular varsa o yüzden. O zaman değişiklik yapılan hoca yerine en az onun performansının olduğu kadar çıtayı yükseltecek, takıma hava getirecek, gönderilen hocadan daha başarılı bir performansa sahip hoca getirilmesi en mantıklı olan yoldur. Bu takımımız, geçtiğimiz sezon dahil, bu sezonun ilk 7 haftasına kadar, geri pas, yan pas nedir bilmezdi, kanat veya forvet oyuncusunu kalkıp defansa koymazdı, yabancılara gıcığı olduğu için kulübede bekletmezdi, Djalma, her maç 70’ten sonra oyuna girmesi için dakikaları saymazdı,

Bu sezon performansı biraz düşük olsada, Hleb gibi bir oyuncuyu silip atmazdı, Rangelov neden silinmedi?

Kısacası takımın kimyasını fiziğini, kompleksi ve kaprisi nedeniyle heba etmezdi. Korkak değildi bu takım, literatüründe böyle bir şey yoktu. Şimdi  taraftarı çıldırtacak kadar sinir katsayılarını yükselten bir sistemle karşı karşıyayız. Bu takıma, bu taraftara, bu yeni stadyuma yazık oluyor. T.Konyaspor, futboluyla değil sadece taraftarıyla, stadıyla, ulusal anlamda övgü alıyor. Çok güzel bir olay bu övgülerin olması, peki bu övgüler neden futbolumuz için yok, çünkü yanlış zamanda, yanlış işler yapıldığı için.

Yepyeni stadımıza, belirli bir standardı yakalayıp her hafta ulusal gündemde yerini alan ve gurur duyduğum taraftarımıza yazık.

Böyle bir sistem bugüne kadar T.Konyaspor tarihinde görülmemiş, hatta küme düştüğü sezonlarda bile daha güzel oynamasına rağmen, bu kadar basit ve bol gol yiyen averaj takımı olmamıştır. Aykut hoca iki elinin arasına kafasını dayayıp, iyice düşünmeli ve gururundan birazcık ödün verip, kendiliğinden bırakmalıdır. Bırakmalıdır ki ismi eski Fenerbahçeli oyuncu, gol kralı Aykut Kocaman olarak kalsın.

Aksi takdirde  T.Konyaspor’a zarar veren, yeşil beyazlıları küme düşüren takımın hocası kimliği ile anılacaktır.

Transfer diye tutturup, yapılan transferleri kulübede bekleten bir hoca, ligin sonuna sayılı haftalar kalmışken yaptığı açıklaması bile kafaları karıştırmaya yeter de artar bile. Neydi o açıklama; yeni transferlerin uyum sağlaması 5-6 haftayı bulabilir. E zaten ligin sonu gelmiş son 3-5 haftada oynamış veya oynamamış fark eder mi. Evet sayın hocam sizin için fark etmez ama Torku Konyaspor için çok ama çok şey fark eder. Bu takım sezon sonu siz giderken yolunuz PTT ye düşerse, o zaman kariyerinizden ve iyi anılmaktan nasibinizi alamazsınız. Eski Fenerbahçe’nin gol kralı Aykut Kocaman’ın yerini,  Anadolu’nun en çok taraftarına, ülkenin en güzel stadlarından birine sahip olan Torku Konyaspor’u küme düşüren hoca olarak anılırsınız. Haa şu da var.

Hleb kazanılabilirdi. Selim Erciyes maçında hata yapmış olsa da oyundan çıkartılıp rencide edilmek yerine kazanılması için çaba gösterilirdi. Mesela oynadığı 10 maçta ya hiç hata yapmayan veya en çok bir hatası bulunan oyuncuyu silip atmak ne kadar doğrudur? Anlam veremiyorum, ayrıca yabancılar konusunda neden bu kadar endişe duyulmaktadır? Önümüzdeki sezon 14 yabancı kuralı var o zaman ne olacak göreceğiz.

Ben hoca değilim ama çok iyi bir psikolojiye sahip, insanları kırmamak için çaba gösteren kişiliğe sahibim. Çünkü oyuncularda etten kemikten yaradılmıştır.

Sonuçta şu anda T.Konyaspor takımı, yapılan hoca değişikliğinin bedelini ödemektedir.

Torku Konyaspor, bazı egoları tatmin yeri veya bir önceki yazıda yazmış olduğum gibi, telafiler takımı değildir.  Sinir boşalması sanırım böyle bir şey

Kalın sağlıcakla.


Yazarın Diğer Yazıları