FAİZSİZ KATILIM BANKACILIĞI KONUSUNDAKİ YAZILARIMIN YANKILARI (2)

Müslüman için ticaret (alış-veriş) helâl, faiz ise kesinlikle haramdır. Her Müslüman bu hakikate dikkat ederse olumlu sonuç alınır. Aslında her konuda helâl ile haram arasında çok ince bir çizgi farkı vardır. Bahsettiğim gibi alış-veriş, ticaret ile faiz arasında ince bir çizgi vardır. İnanan bir Müslüman kestiği kurbanını Allah (c.c.) adına keserse helâl, Allah'tan başka ilâhlara, Putlara keserse haramdır. Halbuki kesilen koyun, keçi v.b. aynıdır. Hangi niyetle yaptığının çok önemi vardır. Faize karşı olmak zorundayız. Ancak yaptığımız ticarette yanlışlarımız arzu etmediğimiz halde oluşmuşsa haberdar olunca vazgeçmeli tövbe etmeliyiz. Şartlarını taşıyan bir erkekle bir kızın şahitler huzurundaki nikah ile meşru bir evlilik oluşurken, Nikâh olmadan yaşayacakları birliktelik ise zinadır. Aradaki fark icap kabul ve şahitlerdir. Aslında alış-veriş ticaret ile faizli muameleler arasında böyle bir fark vardır. Bir işlem; bir ticareti, alış-verişi faiz yapar veya aynı alış-verişi, ticareti helâl yapar. Şartlarını taşıyan kolay bir işlem ile haram, helâl'e dönüşür. Ticaret ile ilgili bahsetmeye çalıştığım meseleler bu hakikatlerden ibarettir.

İslam bankalarının kuruluş amaçlarından birinin ve en önemli özelliğinin inanan bir Müslüman'ın elde ettiği maddi imkanlarını Allah (c.c.)'ın rızasını kazanma arzusudur.

Katılım bankaları genel olarak Müşâreke, Murâbaha, Mudarabe, İcara, Teverruk, Sukuk, Tekâfül konularında alış-veriş ticaret yapmaktadırlar.

MÜŞÂREKE (sermayede ortak yatırım ve teşebbüs) Bir kişinin diğerine ortak olması; iki ve daha çok kişi arasında kurulacak sermaye ortaklığı anlamında bir İslâm hukuk terimidir. Kanaatimce Müşareke'ye daha çok önem verilip ortaklık tabana en geniş anlamda yayılmalıdır.

MURABÂHA (peşin alıp vâde farkı ile satma); Katılım bankalarında en sık kullanılan İslami finansman yöntemlerinden biridir. Katılım bankası müşterisinin istediği malı, satıcıdan peşin alır, kârını ekleyerek taksitle satar. Konvansiyonel bankaların sisteminde faiz ile kredi verme vardır. Yaptıkları işlem iki kişi arasında tahakkuk etmektedir. Katılım bankacılığınca üç kişi mevcuttur. Alıcı, satıcı ve katılım bankası. Katılım bankalarının en çok tercih ettiği ve en çok para kazandığı yöntem Murabaha'dır.

MUDARABE; bir tarafın sermayesini diğer tarafında emeğini ortaya koyarak meydana getirdiği emek-sermaye ortaklığı anlamına gelmektedir. Katılım hesaplarının temelinde bu uygulama vardır. İş gücüne sahip olmakla birlikte yeterli finansmana sahip olmayan ile finansmana sahip ancak yeterli iş gücüne, zamana sahip olmayanın ortaklık kurarak, kazanç elde etmelerini sağlar. Hangi oranlarda kâr- zarar'a ortak olacakları yapacakları sözleşmede kesinleştirilir.

İCARA; Kiralama (Leasing) uygulaması. Sahip olunan mülkün kiraya verilmesi işlemidir. Katılım bankaları bu yöntemle, reel varlıklarının kiralanması yoluyla da gelir elde ederler.

TEVERRUK; vadeli olarak satın alınan bir malın vadesi dolmadan peşin olarak satılması anlamına gelmektedir. Normal şartlarda uygulanmamaktadır. Ancak istisnai olarak; ölüm, iflas v.b. mücbir sebepler sonucu teverruk yapıldığı yetkililerce belirtilmiştir.

SUKUK; ticari bir varlığın, menkul kıymetleştirilerek sertifikalar aracılığıyla satım işlemi demektir. Tahvilin faizsiz halidir. Sertifika sahipleri, sahip oldukları sertifikalarının oranında ortak olabilecekleri bir işleyiştir. Tahvilin (borç senedi) kâr payı olarak dağıtılmasıdır. Faizsiz finans ürünleri arasında en etkili olanıdır. Katılım Bankaları bilançosunda bulunan gayrimenkullerini, leasing yoluyla portföyünde tuttuğu makine, teçhizat gibi varlıklarını ve yatırım sukuklarını dayanak varlık olarak sertifikalaştırarak varlık kiralama şirketi aracılığıyla bu varlıkların mülkiyetini yatırımcıya transfer ederek sukuk ihracı yapar. Yatırımcılar ise, söz konusu varlıklar üzerinde payları oranında hak sahibi olurlar ve vade sonuna kadar varlıkların ürettiği gelirleri elde ederler. Sukuk, farklı yapılarda ihraç edilebilmektedir. Yönetim sözleşmesine, alım-satıma, ortaklığa ve eser sözleşmesine dayalı olarak yapılanlardan bazılarıdır.

TEKÂFÜL; Dayanışma anlamına gelmektedir. Konvansiyonel faiz ile iş yapan bankalardan farklı olarak toplanan fonlar, reel kaynaklarda işletilir ve elde edilen kâr payı dağıtılır. Tekâfül sigortacılık sistemi İslami esaslara göre çalışan bir sistemdir. Ortaklık, yardımlaşma ve faizsizlik temellidir. Son yıllarda bu uygulamada yaygınlaşmaktadır.

Katılım bankaları, prensipleri ve çalışma sistemleri açısından faizli bankalar gibi değildir. Katılım bankaları konvansiyonel faizli bankalar gibi olur olmaz gerekçelerle para verip faize girmezler. Ancak çalışma prensiplerindeki benzerliklerin olması çok normaldir. Katılım bankaları Ehli Sünnet dört mezhebin fetvaları ile kurulmuş ve işleyen bir sistemdir. Günümüzde ortaya çıkan sorunları da zamanımızın Müctehidlerinin fetvaları ile çözüme kavuşturma çabaları aşikardır. Bir konuda caizdir fetvası verilmişse, konu hakkında bilgisi olmayan ilgisiz kişilerin yorum yapması abesle iştigaldir. Bir şeyin caiz olması zorunlu yapılması gerekir anlamını taşımaz. Bir kişi caiz olanı değil de daha faziletli olanı tercih edip uygulayabilir. Caiz olanı niye yapıyorsun yaptığın haram dır demek çok yanlıştır. Kardeşlerimden bu hususta hassasiyet göstermelerini bekliyorum. Bu konularda; bana göre, bence diyerek görüş beyan etmeyelim. Bizlerden daha iyi bilen Âlimlerimiz bu konularda caizdir demişse onların sözlerinin üzerine yorum yapmayalım. Uygularız veya uygulamayız. O husus bizim elimizde…

Ortaya koymaya çalıştığım katılım bankalarının çalışma usul ve esasları İslâm'ın hükümleri dikkate alınarak gerçekleştirilmektedir. Sistem faiz üzerine kurulu olduğu için zaman zaman dolaylı veya zorunlu olarak şüpheli görülen işlemleri olabilmektedir. Ancak konvansiyonel bankaların yaptıkları her işlem faizdir. İslam faizi kesin olarak haram kılmıştır. Biz Müslümanlar faize karşı net tavır alırsak, ticaretimizde de katılım bankalarını kullanırsak inanıyorum ki, yakın gelecekte faiz belasından kurtuluruz. Her birimiz imtihan ediliyoruz. Haydi hep birlikte faize karşı oluş, ticaretimizi helâl yoldan yapmanın yollarını uygulayalım. Yanlış ve şüpheli gördüğümüz hususlardan dan uzak duralım.

Değerli kardeşlerim elbette Müslüman faizden kaçınarak, helal yollardan zengin olup zekat vermeli, infak yapmalıdır. Ancak dünyevileşerek, faizi çok rahat kullanmanın da bir bedelinin olacağı unutulmamalıdır.

Mahkeme-i Kübra da hesaba çekildiğimiz zaman dünyada kaç fabrikan, evin, otomobilin var diye sorulmayacak, faiz yedin mi ? yemedin mi? diye sorulacak. Rabbimiz, faize bulaşmadan huzuruna tertemiz gidenlerden olmayı her birimize lütfeylesin! Âmin.


Yazarın Diğer Yazıları