Mardin Ufuk Turu

Konya Sivil Toplum Kuruluşları platformunun düzenli olarak 14 yıldır düzenlediği Ufuk Turu kurumsal bir kimlik kazanmıştır. Malumunuz 2016 Yılındaki 13. Ufuk Turu ilk defa yurt dışında Kosova Priştinada gerçekleştirilmişti.     Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu, İçişleri Bakanlığı, Konya Büyükşehir Belediyesi, Selçuklu Belediyesi ve Mardin Valiliği'nin destekleriyle organize edilen "Sivil Toplum ve Din” konulu 2017 Yılı 14. Ufuk Turu Toplantıları 17-21 Mayıs tarihlerinde Mardin de gerçekleştirildi. Konya Sivil Toplum Platformu çatısı altında; Cemiyet, dernek, vakıf, sendika v. b. 175 Sivil Toplum kuruluşu bulunmaktadır. 

     Konya Sivil Toplum Flatformu; farklılıkları bir zenginlik olarak görüp, olmazsa olmaz ortak kazanımların muhafazasının sağlanması ve ortak değerlerimizin üzerinde ittifakın temini için önderlik edip, örnek çalışmaları yaparak marka olmayı hedeflemiş ve hedeflerini bir bir gerçekleştirmektedir.

     Mardin Ufuk Turu 14. Programı Kur'an-ı Kerîm okunarak açılışı gerçekleştirildi. Sonrasında Protokol Konuşmaları ile devam etti. Ayrıca, 'İslam ve Sosyal Sorumluluk', 'Ümmet ve Milliyetçilik', 'İslam ve Cemaatler' ile 'İslam Dünyasında Dini Akımlar' ana başlıkları altında oturumlar gerçekleştirildi. Toplantıda toplam, 16 tebliğ sunuldu. Program'a Türkiye'mizin 7 bölgesinden katılım gerçekleştirilmiştir. Konya'dan 235 ve 63 şehirden 170 olmak üzere toplam 405 sivil toplum temsilcisi katılmıştır. Toplantıya katılan katılımcılarla İstişare yapılarak, bütün katılımcılara söz hakkı verilmiş, her bir katılımcının önemli olduğu hissettirilmiştir.

     Mardin Merkez, Midyat, Batman Hasan Keyf, Şanlıurfa' da kültür ziyaretleri gerçekleştirilmiştir. Gerçekten her birindeki güzellikler görülmeye değerdi. Bu yıl ayrıca Kardeş aile uygulaması gerçekleştirilmiştir. Sonucunda uzun süredir dost olanlarda görülen sevgi, samimiyet özellikleri, kısa sürede kardeş ailelerde çok güçlü bir şekilde oluşturulmuş, eminim ki, bundan sonrada devam edecektir. Bu güzellikler bizleri ziyadesiyle mutlu etmiştir. Bu uygulama sonucunda da bir kez daha görülmüştür ki, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki insanlarımız ile birçok ortak noktamız bulunmaktadır. İslâm'ı merkeze alan her türlü girişimin çok büyük olumlu sonuçlar vereceğine yakinen şahit olduk. Güzel ülke Türkiye'mizin Batısıyla, Doğusuyla, Kuzeyiyle Güneyiyle bir ve bütün olduğu, içeriden, dışarıdan gelecek her türlü fitne, fesat, bozgunculuk faaliyetlerine, biz kardeşiz, farklılıklarımız zenginliklerimizdir denilmektedir.

     Şunu da açıkça itiraf etmeliyim ki, Mardin'i tahmin ettiğimden çok daha güzel buldum. Bu coğrafyadaki insanlar Hz. Ömer (r.a.)'ın 637 yılında Cizre'yi fethi sonrası, 639 yılında Müslüman olmuşlardır. Bu bölgedeki Müslüman Kürt Kardeşlerimiz Alparslan'ın yanında yer alıp savaşarak Malazgirt Zaferi ile birlikte Anadolu'nun toprakları Müslümanlara tamamen açılmıştır. Irkların hiçbir önemi yoktur. Âyet-i Kerîmede: "Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır.” (Hucurat Sûresi âyet:13) 

     Hz. Âdem ve Havva'dan çoğalan insanlar, yeryüzünde çeşitli renk ve dilde küçüklü büyüklü topluluklar oluşturmuşlardır. Küçükten büyüğe, kabileden milletlere varıncaya kadar farklılık gösteren bu oluşumun temel sebebinin kitlelerin birbirini tanıyıp, anlaşmak ve kaynaşmak olduğu anlaşılmaktadır. Yani soy-sopla övünmek yerine, birleşip bütünleşmek öngörülmüştür. Mardin Ufuk Turu Programı sonucu, Kılıç Arslan'ın ve Selahaddin'i Eyyubi'nin torunlarının buluşması gerçekleştirilmiş, kardeşliğimizin bir kez daha gösterilip, sağlamlığı tescil edilmiştir. Ufuk Turu Programlarının 15.  sini veya daha sonrası da olabilir, Mekke'de yapılmasını öneriyorum. Umarım gerçekleştirilir.

       Mardin Ufuk Turu Bildirgesini okuyan Konya Sivil Toplum Kuruluşları Platformu İcra Heyeti Başkanı Muhsin Görgülügil, toplantının ana teması olan 'Sivil Toplum ve Din' konusunda, son derece saygın akademisyen ve sivil toplum yetkilileri tarafından sunulan tebliğler çerçevesinde, çeşitli yönleriyle ve derinlemesine tartışıldığını ifade etti. Ümmet bilincinin geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Ümmet bilincinin geliştirilmesi, kavmiyetçiliği ve etnik kimliğe dayalı problemleri ortadan kaldırır. Millet olarak İlâhi buyruğa uyduğumuz ve din kardeşliğini ölçü olarak aldığımız zaman, ırkçılığa dayalı taassup kendiliğinden kaybolacaktır. Bu özelliğimize daha fazla vurgu yapmalı, ümmetin birliği için daha fazla çaba harcamalıyız. Öte yandan, bugün önümüzde yeni bir dönem bulunuyor. 16 Nisan Türkiye'nin ve Ümmetin önünü açmıştır. Türkiye'de istikrar ve güven ortamının tesisi noktasında doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle, güneyiyle milletin verdiği kararı önemsiyoruz. Bu anlamda, STK olarak, üzerimize düşen sorumluluğu mutlaka yerine getireceğiz. Yetkililerden en öncelikli taleplerimizden biri 'Yeni ve sivil' bir anayasa yapılmasıdır. Bunun takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.

    Sonuç bildirgesinde15 Temmuz darbe girişimine de değinilmiştir. Devlet ve hükümetin özellikle 15 Temmuz sonrasında ortaya koyduğu, toplumsal iradeye hürriyet sağlayıcı, millet iradesinin hâkim kılınmasını temin edici adımları destekleyen tutum ve davranışını önemsiyoruz. Hürriyet kolaylıkla gelmiyor; başarı fedakârlık olmadan elde edilemiyor. 15 Temmuz'da sokağa çıkmak suretiyle iradesine ve temsilcilerine sahip çıkan milletimiz ile bu mücadelede en ön safta yerini alan kuruluşlarımız haklı taleplerinin ve sarsılmaz iradelerinin sonuna kadar arkasındadırlar. Milletimiz bu süreçte bir taraftan içinde yuvalanan hainleri temizlerken, diğer taraftan devlete ve kurumlarına damgasını vurmuştur. Uzun yıllardır devam edegelen baskı ve Müslümanları ikincil konuma iten uygulamalar artık tarihin tozlu sayfalarında tek tek yerini alıyorlar. FETÖ tecrübesi ve dış baskılar cemaatlerin kendi ruh ve çalışma prensiplerine bağlı kalmalarının ne kadar önemli olduğunu ortaya koymuştur. Bu tehdidin ve muhtemel tehlikelerin bertaraf edilmesi adına 'Cemaat', 'Ümmet', 'Sivil Toplum', 'Devlet' ve 'Siyaset' gibi kelime ve kavramlar yerli yerine oturtulmalıdır. Herkes kendi alanında kalmalı, hain terör örgütünün bıraktığı boşluğun birileri tarafından doldurulmasına asla izin verilmemelidir. 

    STK'lar olarak her zaman doğruların yanında olduklarını dile getiren ve yeni Türkiye'nin şekillenmekte olduğu bugünlerde iradelerini daha da net bir biçimde ortaya koyacaklarını dile getirmiştir. "Türkiye'de dini yapılanma ve cemaatlerin dışlanma, ötekileştirilme, aşağılanma dönemi artık kapanmıştır. Bu yapılanmalar, devlet ve iktidarla ilişkilerinde ölçülü olmalı; kendi sınırları içinde kalmalı; bağımsızlıklarını zedelemeden ama diğer grup ve kesimlerle de karşı karşıya gelmeden, gereksiz kavgalara girmeden faaliyetlerini sürdürmelidir. Herhangi bir cemaate mensubiyet, liyakat ve ehliyeti reddetmeyi ve işin yürütülmesinde ayrımcılığı beraberinde getirmemelidir" diyerek sonuç bildirgesi net ifadelerle vurgulanmıştır.

     Sivil Toplum Ve Din Konulu Mardin 14. Ufuk Turu Toplantılarının düzenlenmesinde emeği geçen, başta Konya STK Platformu Başkanı Muhsin Görgülügil olmak üzere, O'nun şahsın da Yönetim kuruluna, katılımcılara ve emeği geçen bütün kardeşlerimize kalb-i şükranlarımı sunuyorum. Rabbimiz, Razı olsun. Daha nice uzun yıllar Ufuk Turu Programlarında buluşmak dileği ile sıhhat ve afiyetler dilerim.

 


Yazarın Diğer Yazıları