İmanın En Alt Şubesi

Bazı kimseler İslam'ı namaz, oruç, haç ve zekattan ibaret bir din olarak görür. Halbuki İslam, hayatı bir bütün olarak kuşatan, insan yaşamını ilgilendiren her konuya parmak basan, her konuda sözü olan, kanunları, nizamları, telkin ve tavsiyeleri olan, hem bu dünyada hem de ahiret hayatında yaptırımları olan bir dindir İslam. Hayatımız boyunca yaptığımız birkaç ritüelden, merasimden, kandil kutlamaktan, cenaze namazı kılmaktan, Cuma günleri camilerde bulunmaktan ve vaz dinlemekten, Ramazan gelince oruç tutmaktan, teravihe gitmekten, hali- vakti yerinde olanlar için zekat vermekten ve hacca gitmekten ibaret değildir İslam. Onun cihat emri vardır. Büyük cihat (nefisle mücadele) ve küçük cihat( gerektiğinde düşmanla savaş)tır. İslam, kul haklarına önem verir, kul hakkını sadece kullar bağışlayabilir. Ahlak güzelliği terazide en ağır gelecek salih ameldir. Peygamerimizin kardeşlik ve dayanışmayla, nefis, beden ve çevre temizliğiyle, yaşadığımız şehirle, tabiatla ilgili çok özel öğütleri vardır.

Peygamberimiz (sav), bazı konuları önemine binaen imanla ilişkilendirmiş, örnek olarak, "Temizlik imanın yarısıdır”, "Yoldan bir ezayı kaldırmak imanın en alt şubesidir”, "Allah'ın Resulünü kendi nefsinden daha çok sevmeyen iman etmiş olmaz”, "Küfre düşmekten ateşe düşmek gibi korkmayan imanın tadını alamaz” buyurmuştur.

Evet, Peygamberimiz (sav), ta on dört asır önce bugünün gerçeklerine, ihtiyaçlarına, yanlışlarına dikkat çekmiş, örnek olarak "yol açmayı, yol yapmayı, yoldan bir ezayı def etmeyi imanın bir şubesi olarak görmüştür. Bütün sahih hadis kitaplarında geçen bir hadisinde Efendimiz (sav) şöyle buyurur: "İman altmış küsur veya yetmiş küsur şubedir. En efdali (yani imanın başı) la ilahe illallah sözüdür. En alt şubesi de yoldan eza veren bir şeyi kaldırmaktır, (yani yol işgalini önlemek, yolda yürüyenleri rahatlatmaktır).”

Her zaman söyleriz, yol medeniyettir. AK Parti hükümetlerinin de en büyük hizmeti de yoldur, onun için on beş yıldır halkın desteğini arkasına almaktadır. On dört asır önce Efendimiz (sav) bizzat yol yapımını, yol açmayı teşvik etmiş, yol hizmetini imanla ilişkilendirmiş, yol işgallerine dikkat çekmiştir. Yol ve kaldırım işgali kul hakkına girmektedir. Bir kısım esnafımız gözükara bir şekilde kaldırımdan da taşarak yol ortasına kadar eşyalarını sergilemektedir. Halbuki bu kaldırımlarda veya yollarda bu şehrin insanının tamamının hakkı ve hukuku var. Biliyorum, Belediye görevlileri zaman zaman uyarıyor, araya hatır- gönül giriyor, yaptırımlar erteleniyor, uyarmakla yetiniliyor. İnsanımız vicdanıyla hareket etmeli, "bu yolda- kaldırımda benim hakkım yok” demeli, kul hakkına girmemeli, yaptırıma- cezaya gerek kalmamalıdır. Evet, vicdanlar en etkili bekçidir, temiz ve adil vicdanın olduğu yerde dünyevi cezalara gerek kalkmaz. Din vicdanların sesini duymak ve vicdanları temiz kılmak için vardır.

Belediyelerimizin en rutin işi; yol açmak, yollara bakım yapmak, tozsuz, çamursuz, hendeksiz, çukursuz yollarda halkın ulaşımını sağlamaktır, doğru olan da budur. Diğer park hizmetleri, hizmet binaları ikincil konulardır. Bir Başkan yol hizmetinde başarı gösterirse, şehrinin yol sorununu ivedilikle çözerse, halkın desteğini arkasına alır, diğer hizmetleri de ihmal etmeyerek, halkın içinde olarak, halkı dinleyerek halkın gönlünde sarsılmaz tahtını kurar. Konya Belediyeleri yol hizmeti noktasında geçer notu alırlar. Gönül ister ki geçer notla kalınmasın, doksan-yüz puan alsınlar.

Merkezi hükümet altı bin kilometre duble yola üç kat daha eklemiştir. Yeni demir yolu hatları yapılmış, mevcut hatlar yenilenmiş, trenle yolculuk konforlu hale getirilmiştir. Ankara -İstanbul, Konya- Ankara- Eskişehir hızlı tren hatlarıyla adeta sabah gidilip akşam dönülen şehirler olmuştur. Bu başarıları bu millet görmüş ve Ak Partiden desteğini esirgememiştir. Bütün bunlar imanın bir şubesinin hayata geçmesinin bereketidir.


Yazarın Diğer Yazıları