24 Haziran Seçiminin Analizi

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı hükümeti ve TBMM seçiminde %88 katılımla tarihin en yüksek katılımı gerçekleşti. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, %52.5 ile yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı olarak seçildi. Böylece büyük bir korku ve endişe sona erdi. Yani yeni sistemin anası sistemin başına geçti, dünya mazlumları sahipsiz kalmadı. Millet olarak büyük bir belirsizlikten ve kaostan kurtulduk. Artım başlanmış projeler yarım kalmayacak, yeni mega projeler hayata geçecek. Bu sonuçla birlikte seçim öncesi ekonomideki manipülasyonlar bitecek, ekonomi istikrara kavuşacak, döviz ve faiz doğal oranlarına dönecek.

Evet, seçimde çok büyük sürprizler yaşanmadı. Dışarıdan ve içeriden şişirilerek özellikle FETÖ mensuplarının allayıp pullayıp ortaya sürdükleri İYİ Parti ve onun lideri Meral Akşener aradığını bulamadı. Akşener'in kendi oyu %7'de kalırken, partisi %10 alarak olmayan barajı geçti, 44 Milletvekilini TBMM'sine kattı.

En çok merak edilen, merak uyandıran, en çok gürültü koparan, MHP'nin Ak Parti ile Cumhur İttifakı yapmasına bile yol açan, hatta FETÖ dışında Süleymancılar dediğimiz cemaatin de açık açık talimatla desteklediği İYİ Parti, boyunun ölçüsünü aldı, lideri de parlamento dışında kaldı. Başsız bir grup TBMM'de ne kadar etkili olacak, göreceğiz. İYİ Partinin ve mensuplarının en büyük alamet-i farikası Erdoğan karşıtlığı ve nefretidir. Başkaca dişe dokunur bir projeleri, vizyonları, vaatleri yoktur. FETÖ mensubiyetlerinden dolayı işten atılan, hapse atılan, açığa alınan binlerce insan ve yakınları İYİ Partinin etrafında kümelendiler, ona ümit bağladılar. Bunların bir kısmı cumhurbaşkanlığı seçiminde Muharrem İnce'ye oy verdi. O yüzden İYİ Parti %10 oy alırken, lideri Akşener %7'de kaldı.

İlginç gelişmelerden birisi de HDP'de yaşandı. HDP bağımsız olarak seçime katılınca, %10 barajına takılma ihtimaline karşı bilinçli olarak CHP'liler tarafından özellikle İstanbul ve sahil bölgelerinde desteklendi, barajı geçmesi sağlandı ve %11.5 oy aldı. Lideri Demirtaş ise %8'de kaldı. Aradaki 3.5 puanlık fark Muharrem İnce'ye gitti. Evet, CHP ile HDP arasında büyük bir geçirgenlik var, büyük bir dayanışma yaşandı ve bu dayanışma neticesinde HDP barajı aşarak 67 vekilini TBMM'ye soktu. Böylece seçimde en başarılı parti oldu diyebiliriz.

Saadet Partisi, beklendiği gibi yine hezimet yaşadı, artık ölü bir partinin bundan böyle dirilmesi mümkün değil. Üç- beş vekil koltuğu için CHP'nin kucağına oturan Saadet Patisi, bir fikir kulübü olarak kalmalı, mensuplarına daha fazla üzüntü yaşatmamalıdır. Saadet Partisinin yapacağı en doğru iş, Büyük Birlik Partisinin izinden gitmektir.

MHP'ye gelince, Cumhur İttifakına katılmakla isabetli bir yol izledi ve kazanan parti oldu. Sayın Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesine katkısı inkar edilemez. Ama ne kadar katkısı olduğu tartışılır. Bu katkı %3 de olabilir, %10 da olabilir. Şu bir gerçek ki çeşitli gerekçelerle AK Partinin 1Kasım oyunun %7'si MHP'ye kaydı. Birlikte ittifak yaptıkları için bu oylar ödünç de olabilir. MHP, İYİ Partiye kaptırdığı yaklaşık %5'lik oyunu AK Partiden telafi etti ve büyük oranda eski oyunu konsolide etti ve %11.5 oy alarak 50 Milletvekili çıkardı. Böylece Cumhur İttifakının aldığı 343 milletvekili Sayın Erdoğan'ın parlamento ayağını güçlendirdi ve kolaylaştırdı. Cumhur İttifakının 360 vekili olsaydı, referandum yoluyla Anayasa maddesi değiştirme imkanını da elde edecekti. 400 milletvekili bal- kaymak olacaktı ama olmadı. Umarım bu işbirliği, bu ittifak beş yıl boyunca devam eder, AK Parti ve MHP birlikte güzel hizmetlere imza atarlar, Sayın Erdoğan'ın arkasında taş gibi dururlar.

MHP üzerinde analizimizi derinleştirirsek, MHP'li milliyetçi seçmen 24 Haziran seçimlerinde üç gruba ayrıldı. Bir grup Meral Akşener'in peşinden gitti ve İYİ Partiye en az %5 oranında katkı yaptı. Bir grup lideri Devlet Bahçeli'nin hatırını sayarak, parti kararına saygı duyarak hem kendi partisine hem Sayın Erdoğan'a Cumhurbaşkanı adayı olarak oy verdi. Bir grup da kendi partisine oyunu verdi, Cumhur İttifakını tercih etti ama oyunu Sayın Erdoğan'a vermedi. Bunlar oyunu büyük oranda boşa attı. İYİ Partiye gidenlerle Cumhurbaşkanlığında oyunu boşa atanlar, bir türlü Erdoğan nefretini içinden atamayanlardır. Bunla Erdoğan'ı kabullenemediler, sevemediler, hata nefret etmeye devam ediyorlar. Bunlara Allah ıslah etsin demekten başka diyecek yok.

Son olarak AK Parti, umduğunu bulamasa da iktidara geldi. 16 yıldır destekleyen halk, küçük bir ders verdi. Nitekim Sayı Erdoğan, "dersimizi aldık” diye verilen mesajı aldıklarını ifade etti. Evet, Sayın Erdoğan'ın aldığı oy, partisinin puanından 10 puan fazla. Demek ki Ak Parti seçmeni, lideri Erdoğan'ı sevmeye devam ediyor ama partisine küçük bir ders vermeyi de istedi. Bugün Erdoğan'ın aldığı %52.5 oyun %49.5'u 1 Kasım'da aldığı oydur. Dolayısıyla bugün AK Parti %42.5'a düşmüşse, %7 oranında oyları MHP'ye yönelmiştir. AK Partili olduğu halde partisine ders vermek isteyenler MHP'yi tercih etmiştir. CHP ve İYİ Partiye AK Partiden oy gitmemiştir. Bir de Cumhur İttifakının oy oranı %53.5'tür, Sayın Erdoğan'ın aldığı oy ise %52.5'tir. Aradaki bir puan farkı, Erdoğan karşıtlığından dolayı ya boşa atılmıştır ya da Akşener'e gitmiştir.

Umarız Ak Parti yönetimi dersini almıştır. Meclis oylarının düşme nedenini tartışacaklardır ve nedenlerini bulacaklardır. Burada yerel idarelerin yanlışları vardır, milletvekili adayı seçiminde isabet edilememiştir. Bir de son günlerde faiz ve döviz yükselişleri kısmen etkili olmuştur. Tedbirler alınmazsa Belediye seçimlerinde daha büyük hezimet yaşanabilir. Herkes kendini sorgulamalı, Sayın Erdoğan yalnız bırakılmamalıdır. Sonuçlar hayırlı olsun.

Yazarın Diğer Yazıları