Bir Terör Örgütü ki!

Bir terör örgütü ki, 35 yıl boyunca iki küresel- süper gücü arkasına alabiliyor, NATO Müttefiki, dünyanın beşinci, NATO'nun ikinci büyük ordusuna sahip bir ülkeyi 35 yıldır uğraştırıyor, kırk-elli bin insanın ölümüne, on binleri aşan askerin şehadetine sebep oluyor, fabrikalar, ormanlar, inşaat araçları yakıyor, bu ülkeye en az bir trilyon dolar maliyet çıkartıyor.

Bir terör örgütü ki, iki süper gücü arkasına aldığı gibi, bütün zengin batı ülkelerinin de lojistik ve moral desteğini alıyor, bu örgütün elebaşıları, iderleri batı ülkelerinin sokaklarında elini kolunu sallayarak geziyor, itibar ve iltifat görüyor, mensupları gösteriler düzenliyor, "Türkiye katil devlet, soykırım yapıyor” diye bağırıyorlar, paçavra bayraklarını sallıyorlar. Bu batılı ülkeler de bu katil devlet dedikleri Türkiye'nin sözde müttefiki oluyorlar, demokrasi, özgürlük, insan hakları ve hukuk devleti noktalarında Türkiye'ye hesap soruyorlar(!)

Bir terör örgütü ki, hiçbir kutsalı, ölçüsü, ahlakı bulunmuyor, gerekirse kundaktaki çocukları, kucaktaki bebekleri hedef seçiyor, yaşlıyı, kadını öldürüyor, on iki yaşındaki çocukları dağa kaçırıp eline silah veriyor, küçük kızların ırzına geçiyor, dağlardaki inlerinde kız –erkek karışık hayvani hayat sürüyor.

Bir terör örgütü ki, din- iman tanımıyor, tanısa da bir pağan dini olan zerdüştlüğü resmi din olarak tanıyor ve Marks ve Lenin'in komünizm ve ateizm felsefesiyle beyinleri yıkıyor, desteğini de Hristiyan ve kapitalist ülkelerden alıyor. Böyle dinsiz bir örgüte namazlı- abdestli insanların da oy verdiği HDP de lojistik destek veriyor. Legal bir parti olarak bilinen HDP, böyle bir örgütten, yani Kandil'den aldığı talimatla hareket ediyor.

Bir terör örgütü ki, legal bir partiye yaslanıyor, legal bir partiye emirler veriyor ve bu parti kapatılmıyor, bu kanaldan kanını döktüğü milletin kaynaklarını emiyor, HDP Belediyelerinden aktardığı kaynaklarla aldığı kurşunları bu devletin askerini öldürmek için kullanıyor!

Bir terör örgütü ki kurucu liderini, bu örgütle mücadele eden ülke hapiste krallar gibi besliyor, kanunlar ve verilen sözler gereği asmıyor, asamıyor.

Bir terör örgütü ki, Suriye'de bir devletçik kurma projesine soyunuyor, sınırlarımızın hemen dibinde etnik temizlik yapıyor ve bütün batı devletlerini arkasına alıyor, elebaşıları- liderleri süper devletlerin başkanları tarafından ağırlanıyor, devlet başkanı gibi karşılanıyor, davet ediliyor, tüm dış basında arz-ı endam ediyor.

Bir terör örgütü ki önce kendi yaslandığı tabanına zarar veriyor ve çocuk, kadın, yaşlı ve savunmasız demeden öldürüyor, işkence yapıyor, tecavüz ediyor, hizmet binalarını yakıyor, buna rağmen dayandığı taban altından tamamen kaymıyor.

Evet, "düşmanımın düşmanı dostumdur” kavlince batılı güçler bu örgüte destek verirken, bu örgütü kullanırken, aslında Türkiye'den bin yıl önceki Malazgirt yenilgisinin öcünü ve intikamını alıyorlar, Türkiye'nin ayağını bağlıyor, gelişmesini önlüyor, kendilerinden emir almasının devam ettirmek istiyor, bölgesinde süper güç olmasının önünü kesiyorlar. Görünen o ki başaramayacaklar.

Evet, Türkiye, 35 yıl boyunca bu PKK-PYD-YPG terör örgütüyle mücadele uğruna bir trilyon dolarını harcamasaydı, elli bin gencini feda etmeseydi, bu ülke dünyanı ilk üç ülkesinden biri olurdu. Düşmanlar, bin yıllık kinin peşinde koşup bu örgüte destek verirken, bizimle vekalet savaşı yaparken, biz de içimizde birliği sağlayabilseydik, bu örgüt çoktan tarihe karışır, düşmanların istekleri, planları, projeleri kursaklarında kalırdı. Heyhat ki, içte birliği sağlayamadık. Bu ülkenin ana muhalefet partisi "tavşana kaç tazıya tut” demeye devam etti, katil ve zalim Esed kadar bu ülkenin lideri Sayın Erdoğan'ı kabullenemedi ve PKK'nın uzantısı PYD'ye bile terör örgütü diyemedi. Dış düşman görevini yapıyor, yılan yılanlığını yapıyor. Bizim içimizdekiler, bizim ekmeğimizi yiyenler, bizim oyumuzu alan bir kısım siyasetçiler ne yapıyor, kime hizmet ediyor, anlamak zor doğrusu.


Yazarın Diğer Yazıları