ENGELİLLER DUA DİREKLERİDİR

     Bir toplumu ayakta tutan direkler vardır. Bu direklerin bir kısmı maddi direklerdir bir kısmı manevi. Maddi direkler olarak orduyu (askeri), eğitim neferlerini (öğretmenleri) ve sağlık neferlerini sayabiliriz. Manevi direkler ise, o toplumun zayıfları, yani engellileri, çocukları ve yaşlılarıdır. Aynı zamanda bunlar dua ordularıdır, bunlar dualarıyla destek verirler ve toplumu ayakta tutarlar. Dua, zayıf insanların silahıdır. Dua alan insan ve dua alan toplum her zaman güçlü ve mutludur.   

    Evet, Osmanlıyı altı yüz yıl ayakta tutan güç, maddi ordularının yanında manevi ordularıdır.  Osmanlının kurucularından Şeyh Edebali, Osman Bey'e nasihat ederken, "insanı yaşat ki devlet yaşasın” demiş, tarih boyunca devletlerimiz hep bu anlayışla vatandaşına bakmıştır. Evet, yaşlısına bakan, engellisine sahip çıkan, çocuklarını ve gençliğini koruyan, zayıflarının duasını alan devletler uzun ömürlü olmuştur. Osmanlı'nın altı yüz yıl yaşamasının sırrı buradadır. 

   Devletimiz Türkiye Cumhuriyeti de, Osmanlının izini takip ederek zayıflarının dualarını almayı ihmal etmemiş, son yıllarda yaşlılara, kadınlara ve engellilere pozitif öncelikler tanımış, sağlık hizmetleriyle, sosyal destekleriyle, bakım ücretleriyle zayıfların yanında olmuştur. Çok şükür, pandemi döneminde Avrupa'da ve ABD'de sağlık sistemi çökerken, cenazelerini dahi gömemezken, huzur evlerinde yaşlılar kaderine terk edilirken, ülkemizde öyle acıklı manzaralar yaşanmamış, yaşlılarımızın ilaçları ve ihtiyaçları evlerine kadar götürülmüştür. Yakını olmayan yaşlı ve engellilerin anası- babası-evladı devlet olmuştur. 

     3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak kutlanırken, devletimize ve hükümetimize teşekkür etmeyi bir vefa borcu gördüm. Son yıllarda devletimizin sosyal desteklerini saymaya kalksak gazete köşesi yetmez. Birkaç örnek verecek olursak, engelli maaşları iki -üç kata çıkarılmış, 65 yaş üstü yaşlılara verilen maaş temel ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye getirilmiş, bakıma ihtiyacı olan ağır engellilere bakım ücreti gelmiş, kocası ölen dul kadınlara maaş bağlanmış, fakir aile çocuklarına eğitim desteği başlamıştır. Bu ülkede sosyal güvencesiz insan bırakılmamıştır. Kamuda engelli istihdamı artmış, engelli istihdam eden özel sektöre destekler gelmiştir. Fakir ailelere yakacak yardımı, bayram yardımı, barınma yardımı gibi kalemler daha da artırılmıştır. Gönül ister ki, bu destekler daha fazla olsun, bir kısım çalışabilecek insana balık vermek yerine balık tutmak öğretilsin.      Gelişmekte olan bir ülke olmamıza rağmen sağlık hizmetlerinde ve sosyal desteklerde devletimiz gelişmiş ülkelerden öndedir.  ABD'de bile elli milyondan fazla insanın sağlık güvencesi, sigortası yoktur. Elli milyondan fazla insan işsiz, karton evlerde, kötü şartlarda yaşamakta, aşevlerinden yemek yemektedir.  

      Bir engelli olarak ülkemin sağlık hizmetlerinden ve sosyal desteklerinden fevkalade memnunum. Hastaneler ve doktorlar bir telefon kadar yakındır. Gerekirse evimde sağlık hizmeti alabiliyorum. Doktor evime kadar geliyor, tansiyonumu ölçüyor ve ilacımı veriyor. Artık hastanelerde rehin kalma, ilaç parası için kaymakamlığa dilekçe verme ve bir hafta para bekleme günleri geride kaldı. Böyle müşfik bir devlete ancak teşekkür edilir. 

    3 Aralık Dünya Engeliler Günü dolayısıyla engelli kardeşlerime sağlıklı günler diler, hastanelerde şifa bekleyen kardeşlerimize Allah'tan acil şifalar niyaz ediyorum. 


Yazarın Diğer Yazıları