Köy Şölenleri

Bu günlerde köy şölenleri başladı. Şehrin stresinden bunalan, doğduğu ve büyüdüğü köyünün özlemiyle yanan, köylerin o sakin ve huzur veren ikliminden istifade etmek isteyen insanlar, bir dernek çatısı altında bir araya gelerek köy şöleni düzenlemekte ve yeni nesillerin geçmişiyle bağ kurmalarını sağlamaktadırlar. Birlik ve dirliğimiz için, gelenek ve göreneklerimizin yaşatılması için adeta ilaç gibidir köy şölenleri. Şehirlere göç eden Anadolu köylüleri şölen düzenlemek ve buralara katılmak için adeta yarış halindedir. Çünkü insanlar şehirlerin monoton  ve sıkıcı hayatından bunalmakta, fıtratları gereği geçmişine özlem duymaktadır.

     Evet, İnsanlar geçmişini, geçmişte yaşadıklarını unutmak istemiyor, unutulmasına da gönül razı olmuyor. Bu millet binlerce yıldır ayakta ise, işte geçmişle ve gelecek arasında kurduğu bu güçlü bağlar yüzündendir. Bizim kültürümüzde sılayı rahim farzdır, vatan sevgisi imandan sayılmıştır. Doğduğumuz toprağın adı "anavatandır", o hep hatıralarımızda canlıdır. Mezar ziyaretleri vazgeçilmezimizdir. İşte köy şenlikleri bu kültürümüzün yaşaması içindir. Bu şenliklerde sofralar kurulmakta, eğlenceler düzenlenmekte, birlik ve kardeşlik konuşmaları yapılmakta,  birbirini bilmeyen ve görmeyen köylüler burada görüşmekte ve tanışmakta ve akrabalıklar hatırlanmaktadır. Bu amaçlarla köyümüz Armutlu'nun da he yıl şöleni yapılmakta, bizler de bu şölene elimiz kanda olsa katılmaktayız. Gazetemizin sahibi olan Ahmet Özer Bey'in de köyü olan Armutlu, bu yıl da 30 Haziran pazar günü bir şölen düzenledi, kır pikniği şeklinde düzenlenen şölende köylüler güzel bir orman manzarası içinde bir araya geldi ve hoşça bir gün geçirdiler. Her şölende olduğu gibi ben de köyüm üzerine yazdığım bir şiir okudum, bu şiiri siz okuyucularımla da paylaşmak istiyorum:

           DİLİ KÖYÜMÜN

 Kimler geldi-geçti, neler yaşandı,

 Olsa da söylese dili köyümün.

 Baba ocağımdır, ana vatandır,

 Her taşı hatıra dolu köyümün.

                               

                        Andıkça içime saplanır kama,

                        Baktıkça yanarım doğduğum dama,

                        Her köyde çiçekle gül biter ama,

                        Bana başka kokar gülü köyümün.

 Mezarım burada, özüm burada,

 Şehirde bunalsam çözüm burada,

 Kırk yıl uzak kalsam gözüm burada,

 Bana ipek halı çulu köyümün.

                          Çok doktoru, avukatı, hocası,

                          Okumaktır gençlerimin sevdası,

                          Milletvekiliydi Hüsnü Tuna'sı,

                          Meclise uzandı eli köyümün.

Gördüm kiremitli bayırlı damlar,

Kalmamış yastıkla tıkanan camlar,

Yollarda hep motor sesleri çınlar,

Anırmaz eşeği, malı köyümün.

                         Taşlarında çil çil keklikler öter,

                         Deresinde yeşil çıtlıklar biter,

                         Yüzmesine Kocabayır'ı yeter,

                         Olmasın denizi- gölü köyümün.

 Amasya, sitalgin, golden elması,

Çileğinin özeldir aroması,

Dökülgen üzümü, pekmez helvası,

Sanırlar ki Anzer balı köyümün.

                    Öğütçü Recep'im, bilen var şükür,

                    Gelirsem "hoş geldin” diyen var şükür,

                    Köyümde yürekten seven var şükür,

                    Şairi, yazarı, dili köyümün.

 


Yazarın Diğer Yazıları