Merhamet Harekatı

Bizim askerimizi başka askerlerden ayıran, bizim milletimizi başka milletlerden daha öne geçiren merhamet duygumuzdur. Merhamet az veya çok her canlıda, her millette var ama bizde katmerlisi var. O merhamet duygusu ile anne çocuğunu emzirir, sarar, büyütür. O duygu ile küçükler büyüğünü sayar, büyükler küçüğünü sever, kuvvetli zayıfı ezmez. O duygu ile insanlar birbirine yardım eder, korur- kollar, gözetir. O duygu ile insanlar birlikte yaşama ihtiyacı duyar, aileler, toplumlar, milletler oluşur.

Merhamet, Allah'ın Rahim, Rahman ve Rahmet sıfatlarından türemiş, "ana rahmine” ad olmuştur. Çocuk, daha ana rahmindeyken merhamet duygusunu kazanır ve insan o duyguyla sılay-ı rahim yapar, yakınlarının görür- gözetir.

Bir hadis-i şerife gör göre, "Allah'ın yüz rahmeti vardır. O rahmetin tek bir tanesini yeryüzüne indirdi; insan, cin ve hayvan ve böcek bütün canlılara dağıttı, doksan dokuzunu kendisine bıraktı. 0 bir rahmet sayesinde hayvan yavrusuna merhamet eder. Rabbim kendine ayırdığı doksan dokuz rahmetiyle ahirette mümin kullarını bağışlayacaktır”.

Merhamet duygusu kullara farklı derecelerde verilmiştir. Kimisi karıncayı incitmekten korkar, yol kenarında gördüğü bir köpeğe ekmeğini böler yedirir, ayağı kırılan bir hayvanı evine alır tedavi eder, kendi aç kalır ama ahırındaki ineğini aç ve susuz bırakmaz. Kimi var ki kendi öz çocuğunu daha ana rahmineyken kürtaj yoluyla aldırmaktan haya etmez, küçük bir öfke anında kendi eşinin canına kıyar, kendi öz ana -babasını huzur evlerine koyar. Öyle insanlar var ki, bunca savaşlarda yakılan, öldürülen, aç ve açıkta kalan mazlumların gözyaşlarına aldırmazlar, yürekleri taşlardan katıdır. Kur'an-ı Kerim'de "sonra kalpleriniz öyle katılaştı ki taşlar gibi oldu atta daha katı. Çünkü öyle taşlar var ki ondan nehirler kaynar, yarılınca ondan sular fışkırır, öyle taşlar var ki Allah korkusuyla yuvarlanıp düşer. Allah yaptıklarınızdan gafil değildir” Buyrulur. (Bakara, 74) Fetih Suresinin son ayetinde, mü'minlerin vasıfları anlatılırken, "Muhammed Allah'ın Resulüdür. Yanındakiler kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler. Buyrulur.

Evet, Efendimiz (SAV)in de merhamet dolu bir hayatı, yüzlerce merhamet dolu sözü vardır: "Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” "Siz göktekilere merhamet edin ki göktekiler de size merhamet etsin”. "Kim insanlara merhamet ederse Allah da onlara merhamet eder”. Birbirinizi sevmede, acımada, yardımda mü'minlerin misali, bir ceset (beden) gibidir. Bir uzvun acısını, ıstırabını, hararetini, şikâyetini diğer uzuvlar aynı şekilde hisseder”.

İşte Türk Milleti dediğimiz bu millet, bu ayetlerden ve hadislerden ilhamını almış, bu duygu askerimizin adeta genlerine geçmiştir. O merhamet duygusuyladır ki, bu millet, imparatorluklar kurmuş, üç kıtada insanlara adalet götürmüştür. Üç kıtadaki yirmi beş milyon kilometre kare coğrafya, hala bir daha görmediği o merhametin özlemi içindedir, o günlerin geri gelmesini bekliyor. İşte bu günlerde o merhametin yansımalarını görüyoruz. Sadece teröristleri seçip avlamak için askerimiz kılı kırk yarıyor, sivil halkın içinden teröristi ayıklamak için pirincin içinden ak taşları ayıklar gibi hassasiyet gösteriyor. Bu merhametimizi dünya gıpta ile izliyor. Bu Türkler niye bombalayıp geçmiyor diyor.

Evet, biz bombalayıp geçemeyiz. Biz masum insanları haksız yere öldüremeyiz. Biz yaşatmak için varız. Amerikalı gibi gibi öldürmek için değil. Savaşımızı da masumları yaşatmak için yaparız. Kur'an'ımızda "Kısasta hayat var” buyrulur. Yani öldürülen öldürülürse diğer insanlar yaşar.

Peygamber Efendimiz, "Zalime de mazluma da yardım edin” "Mazluma yardımı anladık da zalime nasıl yardım ederiz” diye soran sahabiye, "Zalimin kötülük yapmasını, zulmetmesini önlersiniz, böylece zalime yardım etmiş olursunuz” buyurur.

Evet, bugünkü Zeytin Dalı operasyonumuz aslında zalime de mazluma da yardımdır. Zulmedenin elini tutmak aslında mazluma da zalime de merhamettir. Sonuçta yaptığımız bir "Merhamet Harekatı”dır. Rabbim zulümden korusun. Bütün duamız, yanlışlıkla masumlar ölmesin.

Yazarın Diğer Yazıları